Ahmet TAŞGETİREN
O fotoğrafa bakamıyorum. Nefesim tıkanıyor. Boğuluyormuş gibi oluyorum.
Nitekim George Floyd da nefessiz kalıyor, “Boğuluyorum” çığlığı dizini boğazına dayamış olan polis tarafından duyulmuyor.
Oracıkta can veriyor Afro- Amerikalı Floyd. Katil beyaz polis.
Ondan sonrası malum, Amerika cehennemi yaşıyor.
Cehennemi, Trump gibi her sözü ateşin üzerine benzin dökme sonucu doğuran bir adam yönetiyor.
Beyaz polisin dizlerinin altında nefessiz kalıp kıvrana kıvrana can veren kişi yine bir beyaz olsa aynı kıyamet kopar mıydı Amerika’da?
Ya da şöyle soralım: Siyah renkli bir polis, beyaz bir adamın boğazına bassa ve son nefesine kadar elleri cepte dursa nasıl bir kıyamet gerçekleşirdi?
Trump ne yapardı?
En başta söyleyeyim: Amerika’yı asla Trump gibi bir adam yönetmemeli. Ama bunu söylemek boş, çünkü Amerikan toplumunun şu andaki karşılığı o ki o seçilmiş.
Kırılgan bir toplum Amerika. Ne kadar barışı idealize ederse etsin, kırılganlığı bütünüyle tedavi edilmiş değil.
Şu sıralar birçok Amerikan filmi ve dizisi izledim. Her filmde – dizide o kırılganlığa yönelik farkındalık farklı boyutlarda yer alıyor.
“Normalleşmiş” ilişkiler içinde sunuluyor beyazlar, Afro- Amerikan kökenliler. İyi tipler, kötü tipler, yönetenler yönetilenler, üstler, astlar, her renkten her etnisiteden… rollendiriliyor. Belli ki bir mantık işliyor.
Çünkü kırılganlık hassasiyeti alt şuurlarda devam ediyor.
Samuel Huntington’un Medeniyetler Çatışması’nda mesela, son yılların duyarlı alanı Hispanikler konusuna temas edilir. “Amerikan toplumu kimlik mi kaybediyor?”
Bu, “Amerika’nın asli unsuru” mantığıyla WASP (white anglo-saxon protestan) formülasyonunda takılıp kalmış “Beyaz Adam”ın derin kaygısının ifadesi.
Afrika kökenliler kölelikle normal vatandaş – insan haline gelme arasında ne tür cehennemler yaşamışlar. Aynı otobüse binebilme, aynı okula gidebilme mücadelesi için ne bedeller ödenmiş.
Obama’nın başkanlığa seçilmesi bir devrim gibi algılanmış bütün dünyada. “Amerika kendi devrimini böyle yapar” gibi. “Amerika kendi geçmişini böyle arındırır” gibi.
“Çoğulculuğun anıtlaşması” gibi. “Liberal düşüncenin ete – kemiğe bürünmesi” gibi.
Ama işte o derin fay hattı geldi kendi hükmünü icra etmeye başladı. Beyaz Saray’ın kapılarına dayandı isyan ateşi.
Trump her konuştukça ateş daha bir alevli hale geliyor.
Beyaz o, ve sanki beyaz bir polisin siyahi bir Amerika’lıya karşı işlediği vahşi cinayet karşısında, gün ortasında yaşanan insanlık dramı karşısında duyarsızlığı sergiliyor Trump. Bir devlet başkanının asla yapmaması gereken ama “Trump için normal” olan şeyi…
Amerika’yı ateşe atıyor Trump tiplemesi.
İtidali değil, dinginliği değil, basireti değil, “ateş nasıl söndürülür?”ün kaygısını değil, bilgeliği değil, basbayağı Ku Kluks Klan hoyratlığını sergiliyor. Bir tek başında kukuletası eksik.
O zaman da koca ülke bir cehennem atmosferi içine sürükleniyor.
Protestocular içinde elbette beyazlar da var.
Elbette Floyd’un can verdiği korkunç sahneyi seyreden beyazların da içi yanmıştır.
Elbette Obama’yı Başkanlığa taşıyan halk iradesi önemli ölçüde beyaz desteğine de sahipti.
Elbette Amerika’da içindeki fay hatlarını tamir etmiş beyaz – siyah milyonlarca insan vardır.
Ama işte, derinlerdeki kırılganlık travmalar karşısında gün yüzüne çıkıyor ve herkesi ateşin içine çekiyor.
Ders ne?
Derinlerde “Fay hattı” bulunan ülkelerde yöneticiler olağanüstü basiret sahibi, olağanüstü itidal sahibi, olağanüstü duyarlılık sahibi olmak zorundalar. Asla ve asla fay hatları üzerinden politika yapmamak zorundalar. Asla ve asla duyarlılıkları kaşımamak zorundalar. Asla ve asla Trump gibi olmamalılar.
65 YAŞ SENDROMU
Türkiye “Yeni normal” dönemine girdi. Nerde ise herkes için bir pencere açıldı. Neden? Ekonomi öyle buyurdu çünkü.
Ama 65 yaş ve üzeri için “kıskaç” devam ediyor. Evet “kıskaç” olarak algılanıyor artık 65 yaş ve üzerine getirilen kısıtlamalar. “Koruma” söylemi yürekleri serinletmiyor. “Hacir altında” davranıldığı hissi hakim. Çünkü etraflarındaki herkes dışarı ile ilişkili, virüs taşımaksa onlar en ücra köşelere taşıyabilir, dolayısıyla 65 yaş’a da her nerede iseler taşıyabilir, ama 65 yaş dışarıya çıkmasın, deniyor. Mantığını bulamıyor insanlar bunun? Onun için “koruma değil bu artık” diyorlar.
“Boğuluyoruz” diyorlar. “Bütün 65 yaş üzerine yaşlılar yurdu sakinleri muamelesi yapılmasın” diyorlar. “Biz de kendimizi koruruz herkes gibi” diyorlar.
Boğulma hissi çok kötü bir şey. Lütfen dikkat.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025