Akif BEKİ
Davutoğlu'nun kuracağı partiden siyasete girecekmiş, hatta kurucular arasında yer alacakmış. Vay sen misin!...
Rahmetli Erol Olçok'un ahbabı ve bir aile dostları olarak fikrimi sorsaydı, 'girme' derdim. Yorarlar, üzerler diye siyasetten uzak durmasını tavsiye ederdim.
Dinler miydi bilmem. Son dönemlerde attığı tivitler, rijit çıkışları pek dinlemeyeceğini gösteriyor. O eşiği sanki geçti.
Muhtemelen, uyarıma rağmen gözü kapalı siyasete atılırdı. Ama sormadı da zaten...
Ayrıca ben gerekli bulmasam, getireceği belalardan sakınsın diye onaylamasam bile hakkı, en doğal hakkı.
Kendisi için neyin doğru olduğuna Nihal Hanım karar verir. Riskini, başa açabileceği işleri o göze aldıktan sonra bana saygıyla karşılamak düşer.
Fakat güya şehit Erol Olçok'un hatırasına saygı, emanetine sahiplenme adına, ona hayat arkadaşlığı yapmış, üç evladının annesinden bu kadar saygıyı esirgeyenler terör estiriyor.
Ağza alınmayacak galiz küfür ve hakaretlerle saldırıyorlar.
Rahmetlinin de mi hiç hatırı yok, şehit oğlu Abdullah Tayyip'in de mi?
Hayatta olsalar izin verirler miydi iffetine bile dil uzatmanıza, göz yumarlar mıydı şerefine leke sürmenize, adını ayaklar altına almanıza?
Ne 'kadındır', ne 'travması ömür boyu atlatılamayacak acılı bir şehit annesidir' diyorlar, partizanlıklarının gözü hiçbir şey görmüyor.
Çiğnedikleri kendi onurları, saygısızlık ve şirretlikleri kendi şanlarındandır, bu çirkeflikler muhatabından bir şey eksiltmez de...
Altı üstü üç günlük dünya için verilen bir siyasi mücadele, değer mi yahu bu kadar insanlıktan çıkmaya?
Yeryüzünün en alçak noktası Mariana Çukuru bile bu kadar alçak değil, hani Allah korkusu, ayıptır günahtır...
Olçok ailesi de dün Anadolu Ajansı'na zorunlu bir açıklama yaptı. Nihal Hanım'ın beyanlarını tasvip etmediklerini, Erol Olçok'la 2013'te resmen boşandıklarını, görüşlerinin rahmetlinin değerleriyle örtüşmediğini söylüyorlar. Ve Olçok soyadını kullanmamasını, şahsi görüşlerini açıklarken kendi kızlık soyadıyla kendi adına konuşmasını istiyorlar.
Ailenin bileceği şeydir. Ama...
Olçok soyadını ve eş sıfatını ondan alabilirler ama şehit Abdullah Tayyip'in anneliğini de, eski eş sıfatını da geri alabilirler mi?
Soyadı değişince şehit annesi olduğu gerçeği de değişecek mi?
Olçok ailesini bağlamaz, kendisini bağlar beyanları, haklılar.
Rahmetlinin görüşlerini temsil etmez çıkışları, aramızda değil çünkü, haklılar.
Ama çocukların velayeti amcasında diye şehit oğlunu da mı temsil etmiyor artık, şehit annesi olmak adına da mı konuşamaz, o haklarını da mı kaybetti?
Cumhuriyet'te röportajı vardı dün, Nihal Hanım boşandığını da travmasını da saklamıyor.
Olçok ailesinin rahatsızlığını, ayrışma ve mesafe koyma ihtiyacını anlıyorum.
Ancak psikolojisi onulmaz bir yara almış Nihal Hanım'ı da anlıyorum.
Velev ki yanlış karardı siyasete atılması, değer mi yahu?
Ne olacak yani Davutoğlu'nun partisinde siyaset yapsa? Dünyanın sonu mu, kıyamet mi kopar? Varsın yapsın; görmezden gelinemeyecek, tahammül edilemeyecek bir şey mi?
Meclis ayrı kuvvetse bu ne!
Termik santrallere filtre takma mecburiyetini erteleyen yasayı AK Parti geçirmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan veto etmişti.
Zorda kalan AK Partililer, düştükleri durumu normalleştirmek için ilginç izahlar buluyor. Ne denir bilirsiniz, kul sıkışmadan Hızır imdada yetişmezmiş.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın savunmasını pek tuttum, videosu elden ele dolaşıyor.
Özkan diyor ki “Bir tarafta parlamentonun gücü, diğer tarafta da Cumhurbaşkanımızın yetkisi var. İşte bu kuvvetler ayrılığıdır.”
Bu müşkül vaziyetten ancak böyle sıyrılabilirdi. Hayır, ‘bir de haklı çıkmış gibi gururla, sistemin başarısı gibi satıyor, pişkinliğin bu kadarına da pes’ şeklindeki tepkilere katılmıyorum.
Yukarı baksan Cumhurbaşkanlığı, aşağı baksan parti yönetimi...En iyisi önüne bakmak, sağa sola kaydırmadan gözü ileri dikmektir.
Buluş parlak da, yalnız ufak bir açmazı var: Bu vetoda çelişki yok, bilakis tek başlılık sisteminde yok denilen kuvvetler ayrılığının ‘al sana’ ispatlanması varsa...Kendisi niye yanlış tarafta duruyor?
Bir tarafta Meclis, bir tarafta Cumhurbaşkanlığının ayrı çalıştığını kanıtlıyorsa...Kendisi ve partisi, imzalarını inkar pahasına Cumhurbaşkanlığının vetosunu savunacaklarına, Meclis’in ve oylarının arkasında durmalı değiller miydi?
Cumhurbaşkanı, santral sahipleri para kazanacak diye halkının zehirlenmesine müsaade etmeyeceğini söyledi.
Ben hak veriyorum. Ama ayrı takılması gerekirken düzenlemeyi geçiren Meclis grubu da hak veriyor.
İşte bunu tek bir koşulda açıklayabilirsiniz. Düzenlemenin faili, meçhulmüş gibi davranmayarak.
Çıkarsınız; sermayenin çıkarları için bastıran, santralcilere kıyak geçmeye partinizi ikna edip yanıltanlardan hesap sorar, özeleştirinizi yaparak özrünüzü de beyan edersiniz. İçeriden lobi faaliyeti yürütenler hala kayıp ve aranıyorken olmaz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025