Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Bumerang
2.02.2013
2633

 CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu son parti grubu toplantısında sosyal demokrasiyle taban tabana zıt olduğunun altını çizdiğim ulusalcılığı bir kez daha üstlenmeyi yeğledi. Hem milliyetçi, hem de ulusalcı olduklarını ve bunun parti programında anlatıldığını söyledi. Ama parti programı, Altı Ok İlkeleriarasında “ulusalcılık” sözcüğüne hiç yer vermiyor. Dolayısıyla milliyetçiliğin öz Türkçe karşılığının ulusalcılık olduğuna dair bir ifade de içermiyor. Kaldı ki “ulusalcılık” bu programda milliyetçilik ilkesinin karşılığında yazılanlardan farklı tanımlanan bir sözcük.


Ulusalcılığın tanımı

Bir kere, ulusalcılık milliyetçilik kadar eski bir ideoloji değil, 2000’li yıllarda yaygınlaşan daha yeni bir düşünce akımı. İkincisi, milliyetçilik sağulusalcılık ise sol gelenekten geliyor. Bu yüzden milliyetçiler de ulusalcılarla aralarındaki farkları öne çıkarmaya önem atfediyor. Ümit Özdağ, iki yıl önce yayımlanan bir yazısında milliyetçilikle ulusalcılık arasındaki farkları konu almıştı. Bu bağlamda, ulusalcı akımın, Türk tarihini Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemi ile başlatması, din anlayışını dinin toplumsal yaşamdaki rolünü küçümseyen “pozitivist/ laikçi bir zemine oturtması” ve “tepeden inmeci, halka rağmen” yaklaşımı ile milliyetçilikten farklı olduğunu vurgulamıştı.

Ulusalcılığı, Helsinki Zirvesi (Kopenhag ölçütleri) ile birlikte devletin temel kuruluş ilkelerinden uzaklaşıldığı, içişlerine karışıldığı, emperyalizme boyun eğildiği gibi değişim ve demokratikleşme karşıtı görüşlere dayanan sol etiketli bir ideoloji olarak tanımlamak mümkün. Siyasi eylemlerinin başında gelen Cumhuriyet mitinglerinin gözde sloganı “ne ABD, ne AB, bağımsız Türkiye” bu eğilimi ortaya koyuyor. Ergenekon davalarında yargılanan sanıkların çoğunluğunun kendilerini ulusalcı olarak tanımlamaları ve ulusalcıların da onların siyasi avukatlığını üstlenmeleri tesadüf olmasa gerek.

Özet olarak, ulusalcılığın evrensel demokrasi ilkeleri ve temel hak ve özgürlüklere dayanan çağdaş Türkiye hedefini paylaşmadığının altını çizmekte yarar var.


Atatürk milliyetçiliği ve ulusalcılık

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun atıf yaptığı parti programında CHP’nin Atatürk milliyetçiliğini benimsediği yazıyor. Burada ırkçılığı dışlayan çağdaş bir eşit vatandaşlık anlayışı var evet ama sosyal demokrat bir partinin neden sol partilere özgü “yurtsever” değil de, “milliyetçi” bir etiket taşıdığı ayrıca izah edilmesi gereken bir konu. Partinin 30’lu yıllarda Altı Ok’u var diye bugün de aynı oklara sahip olması gerekmiyor. Kaldı ki sosyal demokrat olma iddiasıyla da örtüşmüyor.

Aslında programın “milliyetçilik” başlığı altında dile getirilen görüşlerin de ulusalcılıkla hiç ilgisi olmadığı açık. Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, tüm vatandaşları kucaklamayı amaçlayan “evrensel hukuka uygun bir anlayış” dile getiriliyor orada. Ama programın bu anlayışına işaret ederek, “biz Atatürk milliyetçisiyiz, dolayısıyla ulusalcıyız” demek mümkün mü?

Değil tabii. Sorun da Genel Başkan’ın kalkıp ulusalcılığı milliyetçiliğin Türkçe karşılığı olarak takdim etmesinden kaynaklanıyor. Ulusalcılara karşı tavır alamadığı için tanımlanmamışbu kavramı milliyetçilikle eş anlamlı yapıyor. Belki onları dizginlemek, belki de ulusalcılığa karşı olanları teskin etmek için.

Öyle sanıyorum ki Genel Başkan’ın ulusalcılığa karşı çıkan seçmenin sesine kulak vermek gibi bir derdi yok. Olsa Bayan Güler’in o sözlerinden sonra medyaya yüklenmez, demokrasiyle ilgisi olmadığını herkesin gördüğü ulusalcılığın artık bumerang gibi CHP’yi vurmasını engelleyecek adımları atardı.

CHP, ulusalcılığa dünyada oy vermeyen seçmeni dışladıkça hiçbir zaman iktidar olamayacağını öğrendiğinde yine çok geç olacak anlaşılan.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar