Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Sürecin siyasi arenaya yansımaları
26.03.2013
2597

 Öcalan’ın tarihî Nevruz mesajı, ardından PKK’nın açıklanan eylemsizlik kararı çözüm sürecinin dönüm noktasını oluşturuyor. Sürecin öngörülen şekilde ilerlemesi hâlinde bir sonraki aşamada örgütün silahlı unsurlarının sınır dışına çıkışı tamamlanacak. Bu, her ne kadar silah bırakma anlamına gelmese de, yaklaşık otuz yıldır süren şiddetin Türkiye’ye bir daha geri dönmemesi yolunda atılmış ciddi bir adım olacak.

Kabul etmek gerekir ki çözüm sürecinin bugün vardığı aşama sürece yönelik tavrını daha hâlâ belirlememiş siyasi partileri bu konuda açık ve net bir tutum almaya ya da yenilemeye zorluyor. Süreç ilerledikçe siyasi partiler ya “çözümden yana” ya da “çözüme karşı” olma ikilemiyle karşı karşıya kalacak. Süreç başarıya ulaşırsa ki hepimizin dileği bu çözüme karşı çıkmış siyasi partilerin hem stratejileri iflas etmiş olacak, hem de böyle olmasından toplum büyük memnuniyet duyacak. Çözüm olmamasını savunan, karanlık tablo çizenlerin öngörülerinin tutmasını toplum neden istesin ki?


Çözümün iç politikaya yansıması

Stratejisini çözüm karşıtlığına oturtan partilerin başında MHP geliyor. “Milli değerleri koru ve yaşat” adı altında Türkiye’nin dokuz bölgesinde tematik mitingler düzenlemeyi kararlaştıran MHP’nin bunlardan ilkini yaptığı Bursa’da iyi bir sınav verdiğini söylemek mümkün değil. Bir kere siyasi görüşlerin şiddet çağrıştıran sloganlarla dile getirilmesi çok yanlış oldu. Demokrasilerde siyasi bir projeye karşı çıkmak kimseye şiddet imasında bulunma hakkı vermiyor.

MHP’nin çözüm sürecine engel olabilecek siyasi gücü yok. O bakımdan burada Devlet Bahçeli’nin zaman, zaman “Ötüken” gibi simgeler üzerinden dile getirdiği şiddet içerikli sözleri, sivri dili ve Türkiye’nin geleceği açısından talihsiz fikirleri üzerinde durmayacağım. Ergenekon sanıkları ve mahkûmlarına sahip çıkan ve resmî ideolojinin artık geçerliliğini yitirmiş kalıplarını savunarak Türk milliyetçiliğini demokrasiye karşı bir çizgiye mahkûm eden MHP’nin tek umudu sürecin bir şekilde sekteye uğramasında. Sürecin başarılı olması ise, en azından öngörüleri yanlış çıkmış olacağı için MHP’ye sandıkta bir bedel ödetecek elbette. 


Çözümün bölge politikalarına yansıması      

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Barzani, Öcalan’ın Nevruz mesajıyla güç kazanan çözüm sürecine desteğini yinelerken, bölgede bir Türk-Kürt ittifakı da giderek şekillenmeye başladı. Oral Çalışlar’ın pazar günkü yazısında belirttiği gibi, Kürtler artık bir “bölünme tehdidi” değil, bir “müttefik”olarak değerlendiriliyor. Aynı şekilde Kürtler de bölgede dikkate alınan bir aktör olma yolunda bir süredir Türkiye’yi müttefik olarak görüyor. Öcalan’ın mesajını ve çözüm sürecine verdiği desteği bu perspektiften okumakta yarar var. 

Türk-Kürt ittifakının ilk etkisi olasılıkla Suriye’de görülecek. PKK ile ilişkisi nedeniyle Türkiye’nin özellikle terörün tırmandığı dönemde eylemlerde bulunmasından kaygı duyduğu PYD bir ay önceÖzgür Suriye Ordusu ile Esed güçlerine karşı ortak savunma anlaşması yapmıştı. Türkiye ile diyalog da istiyordu ama bu ancak şimdi çözüm süreciyle birlikte anlam kazanıyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Suriye krizinin şiddetlenmesini gerekçe göstererek Türkiye’den özür dilemesinde Başkan Obama’nın telkinleri etkili olmuştur belki ama bu kararda Türk-Kürt ittifakının rolünü de gözardı etmemek gerekir.

Çözüm sürecine cephe alan MHP’nin bölgeye yönelik politikasına baktığımızda, kendi içinde tutarlı, ama Barzani’ye karşı çıkmak, Esed’e destek olmak gibi geriye getirilmesi imkânsız olan “status quo ante”yi savunmaktan ibaret olduğunu söylemek mümkün.

Yazıyı gönderdiğim âna kadar sürece ilişkin tutumunu daha açıklayamamış olan CHP ise, Suriye politikasından yola çıkarsak pek umut vermiyor.  Önceki gün Diyarbakır’da halktan biri “Öcalan’ın mesajı birini gömer, ötekini böler”  demişti. Bu yoruma bir şey eklemeye bilmem gerek var mı?


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar