Akın ÖZÇER
Cardiff’teki son NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Birleşik Krallık (BK) tarihinin en büyük sorunlarından biriyle karşı karşıya. İskoçya’nın BK’dan bağımsızlığı konusunda 18 Eylül’de yapılacak halkoylamasından “evet” oylarının çıkma olasılığı giderek artıyor. Konuyla ilgili olarak yapılan son iki anketten birinde bağımsızlık yanlıları yüzde 47’ye, diğerinde ise yüzde 10 oranındaki kararsızlar hariç yüzde 42’ye ulaşıyor. Hatta bir söylentiye göre gelecek ankette evetçiler birlikten yana olanların oranını geçecek.
YouGov Enstitüsü patronu Peter Kellner, bağımsızlık yanlılarının referandumu kazanmasının artık hesaba katılması gereken bir olasılık olduğunu söylüyor. Kellner’e göre, birlikten yana olanlar kazanacak olsalar bile aradaki fark o kadar az olacak ki birkaç yıl sonra yeni bir halk oylaması gündeme gelebilecek.
Başbakan David Cameron bağımsızlık yanlılarının kazanma olasılığını ciddiye alıyor. NATO Zirvesi’nin başladığı gün (4 Eylül) yaptığı İskoç seçmenine yönelik açıklamada, terörist tehditlerin arttığı günümüz dünyasında en büyük savunma bütçelerinden birine sahip olan BK içinde kalmanın tercih nedeni olduğunu söyledi.
İskoçya’nın bağımsızlığı muhafazakârlar (Torries) kadar bölgede daha güçlü olan İşçi Partilileri de kaygılandırıyor elbette. Labour birlikten yana kampanyasını “Better Together” gibi Türkiye’de pek alışık olmadığımız kadar rafine bir sloganla yürütüyor. Ancak bu konuda başarılı olduklarını söylemek mümkün değil. Sloganın mucidi Alistair Darling’in 25 Ağustos günü televizyondaki tartışmada İskoç Ulusal Partisi SNP’nin lideri Alex Salmond karşısında bozguna uğramasından sonra evet oyu kullanacak Labour seçmeninin yüzde 18’den yüzde 30 oranına yükseldiği biliniyor.
Salmond’un Labour seçmenini referandumun aslında muhafazakârlara karşı bir oylama olduğu konusunda ikna ettiği söyleniyor. Kampanyasında İskoçya’nın petrolü olan zengin bir ülke olduğu temasını işleyen bağımsızlıkçı lider, özellikle sosyal güvenliğin özelleştirilmesini engellemenin tek yolunun bağımsızlık olduğu konusunda sol seçmeni etkilemiş durumda.
İşçi Partisi, seçmenindeki kan kaybını durdurmak amacıyla İskoç asıllı eski Başbakan Gordon Brown’ı bu hafta birkaç kentte miting düzenlemek üzere bölgeye yolluyor. Bağımsız İskoçya bölgede (1’e karşı) 40 milletvekili çıkaran Labour’ı ayrıca iç siyaset arenasında da olumsuz yönde etkileyecek. Bu durumda 2015 genel seçimlerini kazanma olasılığı da azalacak.
Kabul etmek gerekir ki bu konu ikincil derecede önem taşıyor. Asıl önemli olan, AB üyesi bir ülkenin bir bölgesinin barışçıl yollardan bağımsızlığını kazanmasıyla ortaya çıkacak durum. “Bağımsız İskoçya’ya giden çıkmaz sokak” başlıklı yazımda altını çizmiş olduğum gibi, böyle bir olasılıkta üye devletten ayrılan bir bölgenin AB içinde kalması mümkün değil. Nitekim AB Komisyonu’ndan gelen açıklama da bu yönde. Bağımsız İskoçya’nın yeniden üyelik aşamalarından geçmesi ve üyeliğinin son aşamada 28 ya da daha fazla üyeden birinden veto yememesi gerekiyor.
Atıfta bulunduğum yazımda belirttiğim gibi, İskoçya’nın bağımsız olarak AB üyesi olmasına sadece BK değil aynı zamanda İspanya da karşı. Nitekim Başbakan Mariano Rajoy daha aylar öncesinden İskoçya’nın olası bağımsızlığına cephe almış ve bağımsızlık halinde AB dışında kalacağının altını çizmişti.
İspanya Başbakanı Rajoy, İngiliz mevkidaşı gibi, Cardiff Zirvesi’nde bu konuda açıklamalar yaptı ve 9 Kasım’da anayasaya aykırı olduğu halde Katalunya’da referandum düzenlemek isteyen Katalan Özerk Yönetimi Başkanı Artur Mas’a mesaj gönderdi. Mas son olarak hukuki bir sonuç doğurmayan bir referandum için Rajoy’dan izin istemişti.
Düzenlediği basın toplantısında konuşan Rajoy, referandum yapılması halinde konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürmek zorunda olduğunu, bunu yapmamasının hiçbir koşulda kendisinden istenemeyeceğini belirtti. Mariano Rajoy, kendisine yöneltilen bir soru üzerine de İskoçya referandumu ile Katalunya’da düzenlenmek istenen halk oylamasının hukuki bakımdan birbirinden farklı olduğunu vurguladı. İskoçya ile Katalunya arasındaki tek ortak noktanın, bu iki bölgenin bağımsız olmaları halinde otomatik olarak AB dışında kalacakları olduğunun altını bir kez daha çizdi.
Yakın geçmişte IRA ve ETA terör örgütleriyle demokratik mücadelelerinde başarıya ulaşan İngiltere ile İspanya’nın ülkelerindeki ayrılıkçı siyasi partilerin şiddete başvurmadan yürüttükleri politikalarla mücadelelerinde geldikleri son noktayı kısaca böyle özetlemek mümkün.
Türkiye neden şanslı?
Kabul etmek gerekir ki ayrılıkçı söylem ve örgütlenme –şiddetten arınmış olmak kaydıyla-demokrasilerin belkemiğini oluşturan ifade özgürlüğünün ayrılmaz parçası. İspanya’da bugün Katalan referandumu öncelikli ama ETA’nın bağımsızlık için verdiği silahlı mücadeleyi yasal siyaset hakkı karşılığı bıraktığı Bask Ülkesi de daha önce benzer girişimlerde bulunmuştu. İskoçya’da yapılacak 18 Eylül referandumu oradan da merakla izleniyor.
Türkiye’nin bu bağlamda en büyük şansı, Çözüm Süreci’ni ve siyaset karşılığı silah bırakmayı kabul eden PKK’nin ve siyasi tabanının, ETA ve Yurtsever (abertzale) Sol’dan farklı olarak, ayrılıkçılıktan yana olmaması. PKK’nin hapisteki lideri Öcalan’ın sürecin aktörlerinden biri olması ve bu doğrultuda yaptığı çağrılar bunu açıkça ortaya koyuyor elbette.
Son olarak NATO Zirvesi ile aşağı yukarı aynı tarihlere denk düşen Demokratik Toplum Kongresi’nde eş Başkan Aysel Tuğluk da Kürt sorununun çözümünde demokratik ulus çözümünü esas aldıklarını vurguladı. “Devlet değil demokrasi talep ettiklerini” ifade eden Tuğluk esas itibariyle şu hususu vurguladı: “Türk halkının kaygısı olmasın tek çatı altında. Çözümle barışı yapacağız. Türk’ü Kürt’le ve Kürt’ü Türk’le vurma oyununa hep birlikte son vereceğiz.”
Bu yaklaşımın, demokrasinin gereği olarak, şiddetten arındırılmış ayrılıkçı düşüncenin ifadesine, siyasi parti olarak örgütlenmesine imkân sağlayan bir anayasal düzen oluşturmakla yükümlü olan Türkiye’nin İngiltere ve İspanya’dan farklı olarak ayrılıkçılık sorununu ortadan kaldırdığına kuşku yok.
Ayrıca MHP lideri Bahçeli’nin hükümet programı hakkında önceki gün yaptığı açıklamalara vücut veren yaklaşımın iktidar olmaması da Türkiye için önemli bir şanstır. Çözüm Süreci’ne hâlâ “bölücülük” diyen, yeni anayasaya, mimarı ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilmiş 82 anayasasının kırmızıçizgilerini taşımak için adeta çırpınan bir partinin siyaset arenasında gücünü kaybetmesi demokratikleşmenin olumlu sonuçlarından birini oluşturuyor kuşkusuz.
Benzer eleştiriler Kurultay’da gövde gösterisi yapan CHP’nin ulusalcı kesimi için de geçerli. Ama ana muhalefet partisinde Bahçeli gibi düşünenlerle Çerçeve Yasası’na destek verenleri bir arada tutarak iktidara gelineceğini düşünen Kılıçdaroğlu yönetimine başarısızlığın fatura edilmesi söz konusu. Ayrı bir yazı dizisine konu olabilecek CHP hakkında belki şu görüşü vurgulamak gerekir: Siyasi partileri bütünlük içindeki fikirler büyütür, birbirine taban tabana zıt kişileri bir arada tutmak değil.
Türkiye’nin Çözüm Süreci’nde bugün bu noktaya gelmesinde en büyük pay hamasi beyanlara ve içi boş hakaret dolu sözlerle politika yapanlara inanmayan, değişime prim veren ve artık belirli bir çoğunluğa ulaşmış bulunan rasyonel seçmenin kuşkusuz. Türkiye’nin asıl şansı da bu olsa gerek.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- CHP, Özel ile doğru yolda
21.12.2025 - Harakiri Bütçesi
13.12.2025 - Kanun önünde eşitlik
6.12.2025 - Çözüm için ilk adım ne zaman atılacak?
1.12.2025 - Demokrat Kral’ın anıları
13.11.2025 - Enflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek
6.11.2025 - Mea Culpa
30.10.2025 - Fransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları
19.10.2025 - Macron emeklilik reformunun kıskacında
14.10.2025 - Ekonomide akıldışılık sona erdi mi?
8.10.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları















































































































































süleyman koçak
Daha iyisini öneren varsa çıksın söylesin; deniyor da mevcut çözüm yöntemi neyi içeriyor kimse bilmiyor ki daha iyisi önerilsin. Bunun için son derece sınırlı kişi tarafından bilinen çözüm önerilerinin kamuoyu ile paylaşılması gerekmez mi? Bilgi yok, paylaşma yok, farklı söylemlere tahammül yok. O zaman neyi önerelim?