Akın ÖZÇER
“Tutuklamalar, yoğun işten çıkarmalar ve ekonomik baskılar, Başkan Erdoğan, medyaya diz çöktürmekten yüksünmüyor. Can çekişen bir demokrasinin otopsisi”.
Bu cümle Le Monde grubuna ait haftalık Télérama dergisinde “En Turquie, la mise au pas des médias” (Türkiye’de medyaya diz çöktürme) başlığı ve Olivier Tesquet’nin imzasıyla yayımlanan haber analizin alt başlığında yer alıyor. Diz çöktürülen, tahmin olunacağı gibi, Erdoğan karşıtı yayın yapan medya. Haberleri doğru veya yanlış, gerçek ya da manipülasyon, bu medyaya ve mensuplarına yönelik davalar basın özgürlüğünün ihlali kapsamına giriyor ve başlıktan da anlaşılacağı gibi, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fatura ediliyor. Fransız kamuoyu, Erdoğan’ın “otoriter sapma” içinde olduğu ve giderek “diktatörleştiği” hususunda yıllardır “bilgilendirildiği” için kestirmeden giderek suçluyu ilan etmek daha kolay elbette.
Tesquet, Cumhuriyet’in, “bu Sol, Kemalist ve vahşice laik medyanın” başyazarı Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün suçlarının sadece “MİT’in Suriye’deki cihatçılara nasıl silah gönderdiğini video destekli olarak açıklamak” olduğuna dikkat çekiyor. TIR’ların içinde gerçekten varsa silahların cihatçılara değil Türkmenlere gitmiş olması önemli değil tabii, Esat rejimine karşı olan herkes “cihatçı” ve terörist” olduğuna göre, tuttuğunuz tarafa göre böyle de yazılabilir değil mi? Gazeteci uygun görmüş, böyle yazmış. Hem sonra böyle yazınca Türkiye’de demokrasiye can çekiştiren “İslamcı iktidarın” medeni Avrupa’nın bölgede kafa kesen vahşi düşmanlarına nasıl yardım ettiğini daha inandırıcı şekilde ortaya koymuş oluyor.
Fransa, “yarı-başkanlık” sisteminin özgün örneğini oluşturuyor; ABD ise tam “başkanlık” sisteminin. Ama bir de “Süper Başkanlık” sistemi varmış. Anayasa hukukçuları bu rejimi nasıl tarif eder bilemem ama Tesquet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği başkanlık sistemini böyle adlandırıyor. “Süper başkanlıkta Erdoğan Padişah, mutlak Derebeyi olmak istiyor”(un régime hyper présidentiel dont Erdogan voudrait être le padichah, le suzerain absolu) diye ekliyor. Yasama ve yürütmeyi benliğinde birleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’a “IV. François” demediğine göre, Erdoğan’ın Ayetullah Hameney gibi yargıya da hâkim olacak bir başkan olmayı istediğini varsayıyor olsa gerek.
Benzetme doğru olmadı galiba; çünkü Batı medyasında reformcuların seçimleri kazandığı bugünlerde İran’a dokunmak pek makbul değil. Fransız medyası İran Cumhurbaşkanı’nın 118 Air Bus sipariş ettiği Paris ziyaretiyle birlikte bu ülkede neden bütün yetkilerin bir kişide toplandığını, halkoyuyla seçilen Ruhani’nin neden Ruhani Önder’den daha az yetkiye sahip olduğunu sorgulamıyor. Ama gazeteciler, neyi, nasıl uygun görürlerse öyle yapar, gerekirse Türkiye’yi İran’dan daha az demokratik gösterebilirler, bu her ne kadar doğru olmasa da. Doğruyu bilmiyor, bilerek manipüle ediyor ya da yanlış değerlendiriyor olabilirler, her şey mümkün.
Yirmi yıldır tanıdığım El País yazarlarından birine, İstanbul’u son ziyaretinde, neden Orta Doğu’da Sisi, Esat gibi diktatörler, Hameney gibi dini bir lider varken Erdoğan’a “diktatör” yakıştırması yaptıklarını sormuştum. Sisi’nin, Esat’ın diktatör olduğunun herkesçe bilindiğini, Mısır ve Suriye değil ancak Türkiye’nin demokrasi açısından eleştirilebileceğini söylemişti. Son cümlede haklılık payı var belki ama Batı medyası üzerinden bakıldığında, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle karşılaştırılamayacak kadar demokratik olduğu anlaşılmıyor. Tuhaf tabii ama Olivier Tesquet’nin “Süper Başkanlık” sistemi varsayımı kadar da değil.
Aslında Tesquet, “Süper Başkanlık” sistemi hakkında bilgi vermiyor, sistemin bilindiğini var sayıyor. Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığı düşüncesinden hareketle, bunu bir bakıma bildiğimizi farz ettiği Süper Başkanlık sistemi ile ilintilendiriyor. “Bağımsız haber ajansı Bianet’teki veriler konuşuyor: 2014’den bu yana 192 kovuşturma, 687 işten çıkarma” diyor ve şöyle devam ediyor Tesquet: “2015’ten bu yana yargı 6 genel yayın yasağı getirdi, 6 kapalı oturum yaptı, 118 internet sitesini ve 353 Twitter hesabını kapadı. Toplamda 30’dan çok gazeteci, Erdoğan’ın Padişah, mutlak derebeyi olmak istediği Süper Başkanlık rejiminin hapishanelerinde paslanıyor”
Télérama’nın son sayısında “İstanbul: et si tout basculait ?” (İstanbul, ya denge bozulursa) başlıklı ve bir başka Olivier’nin, Olivier Pascal-Moussellard’ın imzasını taşıyan bir haber analiz yayımlandı. O da adaşı gibi AK Parti iktidarı nedeniyle Türkiye’nin geleceğinden çok kaygılı. Görünürde her şeyin normal göründüğünü söylüyor: “İstanbul, Şubat güneşinde, geleneksel çift yüzünü sunuyor, (…) Sultanahmet’te, Ayasofya bazilikasının semtinde turistler selfie çekiyor, yerel Champs Elysées İstiklal’de öğleden sonraları hep olduğu gibi, kalabalık yavaşça bir o yöne, bir bu yöne koşuşturuyor. Hayır, her şey çok iyi gidiyor, ama sadece yüzeyde.”
Pascal-Moussellard, sözü İstanbul’un nabzını iyi tuttuğunu belirttiği Fransız Anadolu Etütleri Enstitüsü (IFEA) Direktörü Jean François Pérouse’a bıraktığında, “ kazındığında, İstanbul’un bir sinir krizinin eşiğinde olduğu” ve (…) “en bilgili sakinlerini kaygılandırdığı” anlaşılıyor. Neden mi? Yazının devamı şöyle: “kaygının nedenleri az değil. Doğu Anadolu’da kentlerin bombalanması katliama dönüşüyor. Güneyde Suriye can çekişiyor, Batı’da ise Yunanistan çöküyor. 3 milyon mülteci ülkeye girmiş bulunuyor. Ankara’da ardı ardına suikastler oluyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecileri, yargıçları veya siyasi muhalifleri halk tarafından cezalandırmak üzere Polis devletini kilitlemekten vazgeçmiyor.Bundan daha azına ülkelerin yalpaladığını gördük doğrusu“.
Bu beklenti gerçekleşmiyorsa, analizin doğru olmadığı, bir yerde hata yapıldığı düşünülmeli. Ama Monsieur Pérouse’un yazıya yansıyan böyle bir sözü yok. Buna karşılık, gerçekten var mı bilmediğimiz Ani isimli bir Ermeni vatandaşımızın, “Türkiye iç savaşa girerse şaşırmam” ifadesi alt başlığa yansıyor.
Fransız kamuoyuna halkın nabzını tutanlarla konuştuğu masalını aktaran yazar devamla, İstanbul’un görünürdeki dinamizmine, (yeni gökdelenler, Osmanlı mirasının canlandırılması gibi) aldanmamak gerektiğini öne sürüyor: “ Erdoğan’ın Boğaz’a üçüncü köprü veya yeni bir uluslararası Hava Limanı gibi Sultanca (Sultanesque) dev inşaatları çevreye zarar verme pahasına yapılıyor. (…) Elveda Avrupa, Başkan kararlılıkla Sünni ülkelere yüzünü döndü; omlar Müslüman muhafazakârlığına, bölgesel hırslarına, aile business’ine daha açıklar.” Yazar daha sonra Beşiktaş’taki bir barda karşılaştığı “şarabını yudumlayan” genç gazeteci Gözde Kazaz’a yukarıda söylediklerini teyit ediyor: “Avrupa’mı? Aramızda sözünü bile etmiyoruz.”
Olivier Pascal-Moussellard’ın halkın nabzını tuttuğunu öne sürdüğü analizinde son durağı HDP milletvekili Garo Paylan. Milletvekili yazıda eksik kalan son bombayı da patlatıyor: “Bugünün Kürtleri dünün Ermenileri”. Yazar, bir sonraki alt başlığına taşıdığı bu sözde “bilimsel” analizi Paylan’ın sözleri üzerinden derinleştiriyor. Paylan, yüz yıl önce sinik ve fırsatçı Jön Türk hükümetinin Türkiye’nin sorunlarından Ermeni azınlığı sorumlu tuttuğunu ve bunun bir soykırımla sonuçlandığını söylüyor. Ardından söz konusu benzetmeyi yapıyor ve ekliyor: “aradaki fark, Kürtlerin silahlı ve organize olmaları. Ama Erdoğan, sivilleri, kadınlar ve çocuklar dâhil herkesi hedef alıyor. Ve Avrupa susuyor”. Paylan, Avrupa’nın Erdoğan’ın kapıları açıp 3 milyon mülteciyi Yunanistan’a yollamasından çekindiği için sustuğu görüşünde. Ama “bu suçlu sessizlik Avrupa’yı korumaz; ya işler ters döner de yüzbinlerce Kürt kapısını çalarsa.” Boş lâf elbette çünkü halk PKK’ya bugüne kadar destek vermiş, iç savaş teorisi işlemiş değil. Ama işleseydi neler olabileceğini de açıkça gözler önüne seriyor.
Pascal-Moussellard’ın yazısı çok uzun. Paylan’la konuştuktan sonra mülteciler konusuna giriyor. Bir Avrupalı diplomatın, olasılıkla Başkonsolosluktan birinin, “hepimiz biliyoruz ki Erdoğan artık güvenilir değil. Ama demokratik olarak seçildi ve mülteci akımını durdurmak için O’na ihtiyacımız var” sözlerini aktarıyor. Bu sözler yazının belki de en objektif birkaç satırını oluşturuyor. Dört ay önce sandıktan yüzde 49,5 oyla çıkmış bir iktidarın sadece karşıtları ile konuşup yazarsanız, içeriğinden bağımsız olarak, yazınızın objektif olduğunu iddia edemezsiniz elbette.
Gazetecilik son dönemde ilginç bir hal aldı. Dünyada yumuşak bir savaşın silahlarından birine dönüştü. Yazılarımda hep altını çizdiğim gibi, bugün tek merkezden harekete geçen ve çok konuşulan dillerde aynı doğrultuda, aynı argümanlarla yayın yapan Batı kökenli uluslararası bir medya var. Türkiye’ye yönelik olarak Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı yapıyor, yukarıda bir örneğini daha aktardığım gibi, bu bağlamda ayrıca PKK’yı da destekliyor.
Ne var ki medya üzerinden yürüyen bu savaşın demokrasiyi önceleyen tüm kurallarına uymak gerekiyor. Kuralların başında basın özgürlüğü geliyor elbette. Bu özgürlük, açıkça yapıldığı görülen yalan haberleri, dezenformasyon ve manipülasyonları da kapsıyor. Gazetecilerin bir yerde dokunulmazlık zırhı var. O bakımdan bu acı gerçeği kabul etmekte ve bugün itibariyle uluslararası alanda etkin olabilecek medya gücüne ulaşmış olmasak da, kamu diplomasisini iyi kullanarak, oyunu kurallarına göre oynamakta yarar bulunuyor kuşkusuz.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018