Akın ÖZÇER
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, eski ve yeni müsteşarları dâhil MİT’in üst düzey görevlilerini PKK temsilcileriyle yaptıkları görüşmeler nedeniyle “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağıran özel yetkili savcıyı, soruşturmanın gizliliğini ihlâl ve amirinden bilgi gizleme gerekçesiyle görevden alarak, Ankara’yı sarsan yargı krizine şimdilik noktayı koydu. Konunun dışarıdan ayrıntıları iyi görülemeyen KCK yapılanmasındaki MİT görevlileriyle ilgili tarafı bir kenara bırakılırsa, terörle mücadelenin temel unsurlarından biri olan diyalog sürecini siyasi otoritenin görevlendirdiği kişiler üzerinden yargılamaya kalkışmak, siyaset alanına doğrudan müdahale anlamı taşıyan “sivil bir darbe girişimiydi”. Böylece bir taşla iki kuş vurulacak; hem seçilmiş hükümetin bir dönem silah bırakmaya ikna etmek için PKK ile başlattığı diyalog sürecinden ötürü zor duruma düşmesi, hem de terörle mücadelede örgütle diyalog kapısının ileriye dönük olarak kapanması sağlanacaktı. Peki, neden? Bu yolla terör örgütlerine silah bıraktırmak mümkün olmadığı, devletler siyasi ödün vermek zorunda kaldığı için mi?
İşin tuhaf tarafı, bunun hiç de öyle olmaması. Aksine demokratik ülkeler ailesinden İspanya ve İngiltere’nin, Avrupa’nın iki terör örgütü IRA ve ETA’ya diyalog süreçlerini kullanarak silah bıraktırdığı biliniyor. O zaman akla şu iki seçenek geliyor: terörle mücadelenin diyalog boyutunu yasaklatmak isteyen kimlerse, ya Avrupa’daki bu gelişmeleri izlemekten acizler veya daha vahimi terörün sona ermesini istemiyorlar. Ama bu tutumlarının nedenini, ORC’nin (Objective Research Center) hafta sonu yayınlanan kamuoyu yoklamasına göre silah bırakması için devletin PKK ile görüşmesine destek veren yaklaşık yüzde 64 oranındaki çoğunluğa izah etmeleri gerekmiyor mu?
Aslında bu kamuoyu yoklamasından çıkan bir başka ilginç sonuç var: katılımcıların yüzde 57,8’i bu krizin Ergenekon ve KCK soruşturmalarının intikamı olarak çıkarıldığı kanısını taşıyor. Konunun 90’lı yılların terörle mücadele politikalarını ve Ergenekon sürecinde yargılanan bazı sorumlularını siyaseten aklaması dışında şu veçhesi de var: seçilmiş siyasi otoriteye karşı eylemlerin yargılandığı Ergenekon sürecini ters yüz edip, MİT’in üst düzey görevlileri üstünden siyasi otoriteyi yargılamak. Cengiz Çandar’ın altını çizdiği gibi, bu girişimin Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararından da, AK Parti hakkında açılan kapatma davasından da özü itibariyle hiçbir farkı yok.
Kamuoyu yoklamasında yüzde 64, 7 oranındaki çoğunluk ayrıca bu krizi çıkaranın da derin devlet olduğu görüşünde. Başka bir ifadeyle Ergenekon sürecinde yargılanan veya onlara siyasi destek sağlayan kesim, siyasete yine siyasi olmayan bir müdahalede bulunmuş. Sedat Ergin “CHP krizin neresinde duruyor?” başlıklı yazısında, arşivleri biraz karıştırınca karşısına, Oslo sürecinde PKK ile yapılan görüşmelere katılan bürokratlar hakkında CHP içinden yapılan suç duyurularının çıktığını söylüyor. Ergin, geçen eylülde CHP’li yedi milletvekilinin bu konuda bir basın toplantısı düzenlediğini, sözcülerinin bu olayın ihanet olduğunu ve bunu ne Başbakan’ın, ne de “Hakan Fidan denilen MİT Müsteşarı’nın yanına bırakmayacaklarını” söylediğini ve suç duyurusunun içeriğiyle ilgili bir metin dağıtmış olduğunu hatırlatıyor.
Geçen yazımda vurguladığım gibi, MHP ile birlikte Habur’a da karşı çıkmış olan CHP’nin terörle mücadelede derin devletinkinden farklı kendisine özgü politikası yok ve bu çıkışı Silivri’ye verdiği genel destekle de uyumlu görünüyor. Ne var ki ne bu destek, ne yargı üzerinden seçilmiş siyasi iktidarı köşeye sıkıştırma çabası, sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partiye yakışıyor. Söz konusu kamuoyu yoklaması da, bu tür politikalara seçmen desteği bulunmadığını ortaya koyuyor.
Demokratikleşme, yeni anayasa süreci ne kadar engellenirse engellensin dönüşü olmayan bir yol. Evet, bu yolda gecikmeler oluyor, Helsinki sürecinin başlamasından bu yana geçen on iki yıllık uzun süre içinde kat edilen mesafe hâlâ yeterli değil. AK Parti’nin büyük bölümünde iktidar olduğu bu süre içinde demokratikleşmeyi yavaştan aldığı belli ama bu yolda ilerlerken nasıl çelmeler yediği de görülüyor. Ergenekon sürecindeki davalara baktığımızda, karşımıza darbe girişimleri ve eylem planları çıkıyor. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını görüyor, o karar alınsın diye bir yerlerden tehdit telefonu geldiğini işitiyoruz; 27 Nisan muhtırasını ve kapatma davasını hatırlıyoruz. Yeni bir anayasa yapılmasın diye 2007’den beri öyle bir direniş var ki AK Parti’nin yaptığı birçok hatanın üstünü örtüyor. Zira kimse artık askerin üzerine vazife olmayan konularda “tarafım” deyip ortaya çıkarak siyaset yaptığı, AB reformlarının ülkeyi böleceği gibi abuk sabuk sözlerin ciddiye alınıp uzun uzun tartışıldığı o çağdışı Türkiye’ye geri dönmek istemiyor.
AK Parti’yi iki kişiden birinin oyuna sahip olduğu halde özellikle Kürt sorununu çözme yolunda gerekli demokratikleşme adımlarını atmadığı, yeni anayasa çalışmalarına destek olacak şekilde reform sürecini hızlandırmadığı ve terörle mücadelede derin devlete özgü güvenlik politikalarına ağırlık verdiği için eleştiriyoruz. CHP ise, AK Parti’yi eleştirdiğimiz tüm bu noktalarda demokrasi cephesinde değil, derin devlete yakın anti-demokratik bir çizgide duruyor. Eksiksiz demokrasiye doğru dönüşü olmayan bir yolda olduğumuzu bir türlü kabul edemiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025