Ali BAYRAMOĞLU
Gerilim dün itibariyle bir ölçüde düşüşe geçti.
Ama ana sorun hala masada duruyor, içten içe tüten gerilimi şu an taşıyan üç neden var.
Önemine göre sıralayalım:
1. Siyasi iktidar: Başbakan tonu yumuşak olsa da, içerik itibariyle Tunus dönüşü meşru itirazları gördüğünü ima eden, siyasi iklimi tam yumuşatacak mesajlar vermedi. Tersine gelişmeleri özü itibariyle kendisine ve AK Parti'ye yönelik bir komployla indirgedi.
2. Parazitler:'Kent, çevre ve yaşam alanlarına dair gençlik gruplarının itiraz ve talepleri'nin şekillendirdiği, Erdoğan'ın çoğunlukçu siyaset dili ve tarzına tepkilerin biriktiği 'alan'a, hızla 27 Mayısçı bir arayış da girdi. Şiddet ve tahrik üzerinden rejim meselesi üretmeye soyundu.
3. Köhne ve maço sol: Eski ve bildik bir sol anlayış bu gerilimi kendisine alan açmak için kullanmaya, Gezi meselesini bu çerçevede siyasallaştırmaya girişti. Taksim Dayanışma Grubu'nun adeta rejim değişikliği müzakeresi talep eden açıklaması buna açık örnekti.
'Ne/kim doğru ne/kim yanlış sorusu'nun yanına 'nereye gidiyoruz' sorusunu eklediğimiz zaman ortaya çıkan sadece yeni bir Türkiye resmi değil, aynı zamanda yeniden bir toplumsal kutuplaşmadır.
Ülkeyi adım adım kuşatan, bir mücadeleyi ifade etmekten çok kaotik bir çatışma halini besleyen bir kutulaşma…
Muhafazakar kesim (kimi istisnalar dışında) basını, siyasi, toplumsal, ekonomik aktörleriyle olup bitende kendi varlığına karşı bir saldırı seziyor, katılaşıyor, iktidara yönelik her tepki ve eleştiriyi bu çerçevede açıklıyor ve bileniyor. Eski korkular ve çoğunlukçu refleks el ele veriyor.
Diğer taraf ise meşru toplumsal tepkilerin, haklı siyasi itirazların arasına sızmakta ve sahaya yerleşmekte olan 'eski rejim faktörleri'nin önemi ve tahrip gücünü hafife alıyor, Erdoğan'a yönelik eleştiriler ve işin asli yönü görülmez güdüsüyle hareket ederek bu duruma mesafe konulması işini önemsenmiyor.
Her iki taraf da genel olarak tek ses hakim…
Bu gerilimin özellikle düşmesi gerek…
Şüphe yok asıl iş Başbakan'a düşüyor. Yumuşama, itiraz ve taleplerin görülmesi, yükselen memnuniyetsizlik karşısında siyaset tarzının gözden geçirilmesi şüphe yok ki, sorun çözücü olacaktır.
Ancak onun dışında da devreye girmesi gerekenler var, bunun dışında da atılması icap eden adımlar var.
Önce muhafazakar kanaat önderleri 'yangının hangi odada çıktığını' görebilmeli, asıl meselenin oradaki ateşin sönmesi olduğunu anlamalıdırlar. demokratik adımlarla o ateş sönerse, korkulan 'ikinci katman ateş' anlam taşımamaya başlar.
Görmeleri gereken yaşananın, eski dinamiklerin beslediği değil, tersine bizzat AK Parti döneminde üreyen yeni ve demokratik Türkiye'nin krizi olduğudur.
Görmeleri gereken aslında bir tür normelleşmenin yaşanıyor olduğudur. Başbakan'a tepki, ilk kez ideolojik bir takıntıyla değil, bir hükümranlık tarzına, kamusal alanı daraltan politikalarına itirazla siyasallaşmaktadır.
Aynı meşruiyetçi tutum diğer taraf içinde gereklidir. Parazitlerin ana sesi bozmasına, öne çıkmasına imkan verilmemelidir.
Bunu yapanlar var.
Taksim meselesinin sivil ve gerçek sahibi Taksim Paltformu'nun dün yaptığı basın açıklaması bu açıdan çok önemsiyorum.
Şöyle diyorlar:
'Taksim Gezi Parkı'nda 11 gün önce meşru taleplerimiz için başlatılan masum ve barışçı protesto gösterimiz güvenlik güçlerinin ölçüsüz güç kullanımı ile engellenmek istenmiştir. En temel demokratik hakkımızın yasadışı şekilde ve hiçbir demokratik ülkede örneği görülmedik oranda şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışılması, protestomuzun geniş halk yığınları nezdinde destek bulmasına sebep olmuştur.
Meşru taleplerimizi savunurken dışlayıcı bir dile başvurmamaya, kimseye ayrımcı bir gözle bakmadan anlamaya çalışmaya ve şiddetten uzak durmaya büyük özen gösterdik.
Bundan böyle de haklı mücadelemize gölge düşürecek her türlü eylemde bulunanları uyarma ve aramıza mesafe koyma gayretimizi sürdüreceğiz. Hangi yol ve yöntemle olursa olsun hiç kimseye, hiçbir gruba, hiçbir anlayışa ve hiçbir inanca karşı şiddeti, ayrımcı ve dışlayıcı davranışı, hakareti, küfrü kabul etmiyoruz ve böyle davrananları şiddetle kınıyoruz, suçluyoruz.
Demokratik bir siyaset ortamının oluşumu için son derece önemli gördüğümüz bir arada yaşama deneyimini tehdit edebilecek her türlü eylemi son derece tehlikeli ve elde edilen barışçıl ilişkileri tahrip etmeye yönelik olarak görüyoruz.
Sonuç vermediğinin görülmesine rağmen günlerce sürdürülen yasalara aykırı polis şiddeti sorumlularının görevden alınmasının, cezalandırılmasının, şiddetin dinmesini ve barışçıl bir müzakere ortamının oluşmasını sağlayacağı inancındayız.
Sorunun çözümü için hala yegâne koşulun, diyalog ve müzakere yolunun açılması olduğu inancımızı tekrarlıyoruz...'
Ateşi bu tavırlar söndürecektir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025