Ali BAYRAMOĞLU
Son 5 yılın AK Parti’den çok Tayyip Erdoğan’ın hikayesiyle iç içe geçtiği muhakkak. Hukuk düzeninde bozulma, siyasi alanda sertleşme, kuvvet temerküzü eksenli anayasal yapı, beka söylemi gibi son dönem Türkiye’sini tanımlayan tüm gelişmeler, İstanbul seçimlerinin iptali de dahil olmak üzere Erdoğan’ın şahsi tercihlerinin sonucudur.
Bugünden geriye bakıldığında, bu tercihlerin temelinde Erdoğan’ın sorun algısı ve sorunlara verdiği tepki, sorunları ele alma biçiminin bulunduğu bir kez daha açık biçimde görülmektedir.
2010’dan itibaren ülkenin masasına hızla yeni meseleler, kadim sorunlarını etkileyen yeni gelişmeler gelmeye başladı. Doğu-batı gerginliğinin aldığı yeni ve sert biçimler, Arap Baharı ve İslami hareketler, global ekonomik sarsıntılar, Ortadoğu’nun karışması, Kürt sorununun alan genişletmesi, iktidar içi/İslami kesim içi büyük bir çatışmanın devlet dokusuna sirayet eden keskin sonuçları bunlar arasında yer aldı.
Gelişmeler karşısında siyasi iktidarın benimseyebileceği kabaca iki yol vardı.
Birincisi yeni girdileri hukuk ve demokrasi ilkeleri etrafında ele almak, o güne kadar AK Parti’nin yaptığı gibi (Gülen krizi dışındaki hususları) yeni dinamikler ve kaçınılmaz durumlar olarak görmek ve bunları esnek siyasi yollarla yönetmekti. Bu, Kürt politikası gibi konularda yeni hamleler, kabuller ve stratejiler gerektiriyordu. 2011 Suriye iç savaşıyla doğan yeni dengeleri farklı ele almayı zorunlu kılıyordu. Ekonomi politikalarında kontrollü daralma gereğini, kamu harcamalarında tedbirli olmayı icap ettiriyordu.
İkinci yol ise daha gelenekçi ve devletçi bir yoldu. Yeni koşul ve girdilerin varlığını ve etkisini külliyen reddetmek, onlara meydan okumak, onlarla mücadeleye girmek üzerine kuruluydu. Bu yol, diplomasi yerine kuvvet siyasetini, farklı durum ve taleplerin, hatta çelişkilerin uyumlu bütününü ifade eden “demokratik siyaset” bakışı yerine, “asayiş mantığı”nı davet ediyordu.
Birinci yol ne denli etkileşime, yumuşak ve kurucu politikalara işaret ediyorsa, ikinci yol o denli içe kapanmacı ve devletçi duruşu ifade etmekteydi.
Erdoğan ikinci yolu tercih etti.
Evrensel değerleri ve hukuk ilkelerini, kendisine has bir millet irfanı ve yerlilik-millik tanımı, beka söylemi, kimlikçi siyaset, istikrar-otorite arasında kurulan sıkı bağ ile ikame etti.
Diğer ifadeyle, Erdoğan’ın bu tercihi koşulların ve konjonktürün getirdiği bir siyaset değişimi gereğinden kaynaklanmıyordu. Tersine bu yeni girdileri yönetme zaafına ve bu zafiyetin ürettiği siyasete işaret ediyordu.
Bu tercih AK Parti’nin açık topluma yönelik sentez politikalarını terk etmesini ifade etmiştir.
Tercihlerin yeni bir yolun kilometre taşlarını oluşturmasında kimi gelişmeler kritik rol oynayacaktı. AK Parti liderinin evrensel değerlerle arasına mesafe koyduğu, hatta bu değerlere meydan okuyan Batı karşıtı bir söylemi inşa etmeye başladığı Arap Baharı bunlardan birisiydi. Sert tepkilerini, kimlikçi tutumunu, etkileşime kapalı siyasi anlayışını doruğa çıkaran, temelde kamusal alanın katılımcı düzenlemesi talebine ve bunun reddine dayanan Gezi Olayları bir diğeriydi. 17-25 Aralık darbe girişiminde silah olarak kullanılan, ama bir hakikate işaret etmekten de geri kalmayan yolsuzluklar karşısındaki tutum bir başkasıydı. Suriye 2011 krizi sonrası Kürt sorununun sınır ötesine taşması, bunun sonucu olan Kobani, Rojava, Hendek krizlerini de kritik gelişmelere eklemek gerekir.
Erdoğan’ın bu tercihleri o dönem kurmaylarına, kurucu ortaklarına, siyasi çevresine rağmen, hatta onlarla mücadele ederek yaptı. Bu, kendi başına önemli sonuçları olan bir durumdu. AK Parti açısından da bir kabuk değiştirme haliydi ve iki sürece yol açtı.
Bir yandan Erdoğan bu süreçte ülke siyasetini ve karar mekanizmalarını önemli ölçüde tekeline aldı. AK Parti içinde kendisine itiraz eden siyasiler tek tek dışlandı. Karizmatik lider rolünün ötesine geçiliyor, bir anlamda bir şef düzeni oluşuyordu.
Diğer yandan Erdoğan faydacı ve sadakat sistemine bağlı, yakın çevreye dayalı yeni ilişkiler ve ittifaklar kurdu. Makul, edilgin, geleneksel kimliğe sahip vatandaşlardan kurulu “meşru toplum ile gayri meşru toplum” ayrımına, aracısız lider-millet ilişkisine, muhafazakar kitleyi kutuplaşmayla tahkim etmeye dayalı sağ popülizm bu yeni durumun hem taşıyıcısı hem sonucu işlevini gördü.
Erdoğan tercihlerini neden bu yönde yaptı?
İlk neden, şüphe yok ki, geçen hafta altını çizdiğimiz siyasi zihniyetidir.
İkinci neden ise bu zihniyetle yakından bağlantılı olan algılarıdır. Komplo teorileri, üst akıl tabiri, sürekli tehdit söyleminin gösterdiği gibi, Erdoğan bu gelişmeleri siyasetin gereği yeni durum ve aşamalar olarak değil, kendi varlığına, iktidarına ve onun ayrılmaz parçası olan değerlerine bir saldırı olarak görmesidir.
Nitekim bunlar karşısında tepkileri planlı ve stratejik bir otoriter nitelik taşımıyordu. Varoluşsal ve refleksif, sert ve kuralsız, dolayısıyla otoriter bir savunmayı içeriyordu. Tehdit olarak algıladığı her şeyi, meydan okumaya dayalı bir savunma stratejisiyle karşılamak, bir iktidar kavgasına dönüştürmek, ipleri germek, talepleri kriminalize etmek, hukuki ve demokratik gerekleri tehlike söylemiyle geçiştirmek Erdoğan’ın yolu olmaya başladı. Gülencilerin meydan okumaları, darbe hamleleri güvensizliği ve sadakat arayışını arttırdı.
Bugün temel sorulardan birisi şudur: Türkiye açıdan sarsıcı sonuçları olan bu ray değişikliğinin, bu yeni siyaset tarzının Erdoğan’ı izleyen, destekleyen kitle açısından anlamı var mı? Bu durum siyaset-toplum ilişkilerine yansır mı?
Yansıyacağına hiç bir şüphe yoktur.
AK Parti ve liderini muhafazakar kitle nezdinde yıllar yıllı önemli kılan, sürekli başarısını açıklayan temel unsur, dışlanan, kenarda tutulan kesimleri ve değerleri sistemin merkezine taşıyan, ayrıcalıklı gruplarla muhafazakar kesimler arasındaki dengeyi sosyolojik bir eşitlenme hamlesiyle kuran yenileyen politikalar oldu. AK Parti gücünü hala önemli ölçüde muhafazakar kesimin bu kazanımları koruma güdüsü üzerinden korumaktadır.
Ancak bu politikalar siyasi alanın genişletilmesiyle, hak ve özgürlük merkezli politikalarla, katılımcı teşkilat yapısıyla, kolektif karar süreçleriyle mümkün olmuştu. Bugün Erdoğan açısından en önemli paradoks, yeni tercihleriyle bu özelliklerin kaybolmasıdır. Genişleyen siyasi alan yeniden demokratik bir yapılanmaya tabi olmamış, iş, kişi endişeleri ve düzeni üzerinden, siyasetin tahakkümüne dönmüş ve bu tahakküm ülke kadar muhafazakar kesim üzerinde de politik ve psikolojik sonuçlar vermeye yüz tutmuştur.
AK Parti’nin yeni düzeni , adalet, vicdan, liyakat gibi değerlerini örseleyerek bu “alan koruma işlevi”ni sınırlamaktadır. 31 Mart seçimlerinin gösterdiği gibi muhafazakar kitle için demokrasiyi “sosyolojik eşitlenme”yle özdeş görme hali, belki kefenin hala ağır tarafını oluşturmakta, ancak bu ağırlık her geçen gün azalmaktadır.
23 Haziran seçimleri ve sonuçlarını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025