Ali BULAÇ
Rusya’nın tutum değiştirmesinin sebepleri
Rusya’nın Beşşar Esed’ten desteğini çekmesinde iki faktörün rol oynadığını söylemek mümkün: Biri Rusya ile arası iyi olan ve Ukrayna savaşını bitireceğini açıklayan Donald Trump’ın Kasım-2024 seçimlerini kazanmasıyla Rusya’nın önüne çıkan fırsat; diğeri Esed’ın son zamanlarda Suudi Arabistan, Körfez Ülkeleri, ABD ve hatta İsrail’le yakınlaşma sinyalleri verdiğine ilişkin çıkan haberler ve bu yönde gözlenen gelişmeler.
Rusya-Ukrayna savaşı (Şubat-2022) dördüncü yılına giriyor. Henüz neticelenmedi, taraflar birbirine zarar vermeye devam ediyorlar. Rusya’nın Ukrayna ile başı dertte; “süper güç” vasfını koruyor olsa da, tam zafer elde edemedi, yine de savaşın şimdi bitmesi durumunda Rusya’nın kazancı Ukrayna’dakinden fazla olacak.
Üç yılın sonunda ortaya çıkan gerçek şu ki, Rusya’nın savaşı sürdürmesi giderek maliyeti arttıracak bir musibete dönüşüyor. 70 bin askerini kaybetti, Kuzey Kore’den asker getirtmek zorunda kaldı; Ukrayna’nın kaybı daha büyük.
Savaş ve Avrupa’nın uyguladığı kapsamlı ambargo dolayısıyla Rus ekonomisi giderek kötüleşiyor. Avrupa, çok daha yüksek kapasitede Ukrayna üzerinden Rusya’yı yıpratmaya kararlı, bugüne kadar Ukrayna’ya 500 milyar dolar aktardı. Politik konumunda ciddi bir sarsıntı yaratmasa da, savaş büyük karizmaya sahip Putin’i fazlasıyla yıprattı.
Bu durumda reel politiğin getirdiği avantajları ve dezavantajları masaya yatıran Putin, Trump’ın seçilmesinin önüne çıkardığı fırsatı değerlendirmenin daha akıllıca olabileceğine karar verdi. Eğer Trump’la sözü edilen mutabakat hayata geçecek olursa:
- Rusya’nın Kırımı ilhak etmesi konsolide olacak.
- Ukrayna’da Rusça konuşan bölge Rusya’ya bırakılacak.
- Savaş sona erecek. Böylece “Zararın neresinden dönülürse kârdır” fehvasınca her geçen gün artmakta olan hasar durdurulmuş olacak.
- Nükleer silahların konuşulmaya başlanmasıyla, neredeyse Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesi belirmişti. Trump, seçim sırasında “Üçüncü Dünya Savaşı’nı durduracağı” vaadinde bulunmuştu, bu tehdit ortadan kalkmış olacak.
- Muhtemelen kapasiteyi azaltsa da, Suriye’deki Lazkiye, Tartus vb yerlerdeki tesis ve üsleri devam edecek.
- Trump’ın Amerika’nın yeni dönemde dünyadaki rolü, NATO ve AB konusundaki düşünceleri göz önüne alındığında, ABD-Rus yakınlaşması, Ukrayna savaşında açıkça taraf tutan Avrupa’nın Rusya üzerindeki baskılarını azaltacak, belki de ABD-AB arasında var olan potansiyel gerilim aktif hale gelmiş olacak.
- Bütün bu avantajların karşılığında, İsrail’in talebi üzerine Rusya, Esed’i feda edecek. İsrail’i bitirme noktasına getiren, Suriye’nin Direniş Ekseni’ndeki konumuydu.
- Esed’in sukutu, tabii ki başında İsrail’in mutekid muhibbi Yahudi Zelenski’nin bulunduğu Ukrayna tarafından pek memnuniyetle karşılanacaktı.
Henüz daha netlik kazanmadıysa da, Esed’in İran’ı ve Hizbullah’ı Suriye’den çıkartması ve elbette Filistinlilere, Hizbullah’a ve özellikle Gazze’ye İran’ın silah ve lojistik sağlayan koridoru kapatması karşılığında Suudiler, Körfez ve Amerika ile temas kurma arayışları, Rusya’nın geleneksel Suriye politikasının değişmesine yol açmış gözükmektedir.
İran’ın tutum değiştirmesinin sebepleri
Yukarıda sayılan sebeplerle Rusya’nın geleneksel Suriye politikasını değiştirip Esed’ten desteğini çekmesi, İran’ın da desteğini çekmesinin sebeplerinden biri oldu. Bölge politikalarında öteden beri Rusya ve İran birlikte hareket etmektedirler; Suriye’de 2011’den bu yana Esed’i ayakta tutan bu iki ülkenin ortak desteğiydi.
Rusya’nın Trump ve Ukrayna yanında Körfez ülkeleri ve ABD’ye verdiği mesajlar dolayısıyla Esed’den desteğini çektiğini söyledik; Esed’in bu sınırlı tutum değişikliği İran’ı da tutum değişikliğine sevkettti; Suriye ordusu mukavemet göstermeyecekse, İran’ın milli ordusuyla Suriye’ye müdahale etmesi düşünülemezdi. Sonuçta İran için Suriye, yol üzerinde duran önemli bir istasyondu, varılacak nihai menzil değildi.
Sonuçta, İran’ın Suriye politikası itikadi ve ideolojik işbirliğine değil, jeo-politik hesaplara dayanıyordu. İslam Devrimi’nin ilk haftasından başlamak üzere belirlenen Filistin ve Kudüs politikasında, Suriye sonraları oluşturulacak Direniş Ekseni’ndeki aktörlere silah ve lojistik sağlamanın neredeyse tek merkezi kabul edildi. İran açısından bu mülahaza Suriye’ye stratejik önem kazandırıyordu.
Suriye’ye sempati duyulmasının başka bir sebebi vardı; o da bütün dünya İslam Devrimi’ne karşı acımasız bir diktatör ve politik megaloman olan Saddam Hüseyin’in arkasında dururken, Suriye, İran’a dışarıdan silah tedarikinde önemli rol oynadı; açıktan satmasa da Rusya’dan Suriye’nin aldığı silahları kendi havalanından İran’a aktardı, devrimden yeni çıkmış İran’ın silah bolluğu yaşayan Saddam’a o haliyle karşı koyması neredeyse imkansızdı; Suriye ve Libya İran’ın imdadına yetişmişlerdi.
İslam Devrimi, ciddi bir kırılmaydı. Artık devrimin kurucu felsefelerinden biri Amerika ile doğrudan savaş, İsrail’le tavizsiz mücadele olarak belirlenmişti. İran, Kudüs ve Filistin davasına çok büyük yatırımlar yaptı, ağır bedeller ödedi. Birçok seçkin bilim adamı ve üst düzey komutanlarını suikastlarda kaybetti. Petrol ve doğalgaz zengini iken İran, halkının refahından kısma pahasına bu kaynakların yarısına yakınını Filistin davasına harcadı, Batının utanç verici ambargosuna maruz kaldı, dayandı.
Bunca kaynağın Filistin davasına ayrılmasının, bir türlü sosyal ve ekonomik refah seviyesi yükselemeyen toplumda belli belirsiz huzursuzluklara yol açmayacağı beklenemezdi. Anlaşılan söz konusu huzursuzluk, devlet içinde bazı odakların buna son verilmesi gerektiği tezini de kuvvetlendirdi. Muhtemelen Cumhurbaşkarı Reisi’nin tuhaf bir helikopter kazasında ölmesinin bununla yakın ilgisi olmalı, zira Reisi, uzun süren Gazze katliamının artık sonlandırılması amacıyla doğrudan askeri müdahaleyi düşünüyordu. Yerine gelen Mesud Pezeşkiyan ise, tam aksine, aynı görüşte değildi, bunun işaretlerini veriyordu.
Sonuçta ve eğer bizim henüz öğrenme imkanımız olmayan başka jeo-stratejik ve jeo-politik planları yoksa, 45 yıldır süren İsrail politikasından -en azından şimdilik- İran’ın umduğunu bulamadığını söyleyebiliriz. Ama:
- İran, Irak’taki kazanımlarını korumaya devam ediyor; peki, Suriye, Lübnan ve Yemen’i feda ettiğini söylemek mümkün mü? Devrimin stratejik dış politikasından vazgeçmediyse, bundan sonra hangi taktik ve enstrümanlara baş vuracaktır?
- Bu aşamadan sonra Şahlık monarşisi veya otokratik laik yönetim peşinde olan muhalefetin belli belirsiz bir güç kazandığı söylenebilir mi? Bu saatten sonra İran, sosyal politikalarında temel bir değişikliğe mi gidecek, yoksa baskıyı daha da arttırma yolunu mu seçecektir?
Baas’ın ve Esedlerin amel defteri
İster baba Hafız ister oğul Beşşar Esed döneminde olsun, Baas yönetimi baskıcıydı, “baskı”nın ötesinde tipik bir diktatörlüktü. Yönetimin karakteristik özelliği basitçe üç maddede toplanıyordu.
- Baskı ve buna bağlı işkence, hapis, sürgün.
- Aile saltanatı, küçük bir zümre oligarşisi.
- Rüşvet, yolsuzluk, nepotizm.
Adil şahitliği elden bırakmadan sormak lazım: İslam dünyasının hangi ülkesinde baskı, aile saltanatı; askeri, siyasi ve iktisadi oligarşi; rüşvet, yolsuzluk ve hapishanelerde işkence, hak ihlali mevcut değil? Bu, tabii ki Baasçıların yönetimini meşrulaştırmaz, fakat ülkelerin karakteristik vasıflarının mahiyetinin aynı olduğunu, farklılığın form, yöntem ve derecelerde olduğunu gösterir. O zaman birinin lehine veya aleyhine hüküm verirken biraz düşünmek lazım. İslam ülkelerinin tümü “tencere dibin kara, seninki benden kara” misali.
İdeal, meşru ve arzuya şayan olanı özgürlüklerin, hukukun, ihtiramın, ahlaki değer ve normların titizlikle korunduğu; belli sınıf, aile ve zümrelerin oligarşierine izin verilmediği; kaynakların adilane ve hakkaniyete göre bölüşüldüğü; hangi din, mezhep veya kavimden olursa olsun insanın insan olması hasebiyle zarurat-ı hamse temelinde haysiyetinin korunduğu yönetimler kurmaktır. İslam bu hükümleri amirdir, bu idealin davası ve iddiasıdır.
Pek azı hariç, ne eskileri ne şimdikileri olsun, artık İslamcılar, tarikatçısından Selefisine-radikaline kadar hükümet politikalarının sivil uzantıları olma rolünü üstlendiklerinde, işbirliği halinde oldukları yönetimlerin reel politiğine raptolunmuşlardır. Bu İbnü’l vaktin İslamcıları nasıl oluyor da adaletli hüküm verebilsinler: artık onlar, siyasi ve bürokratik merkezin çizdiği esas daire içinde taktik ve operasyonlar yürütmekle görevliler ancak.
Reel politik üzerinden tutum alan kimsenin sahih, sahici ideal politiği olamaz. Suriye’nin Baasçı yöneticilerinin niyetleri Allah rızası ve ümmetin çıkarına değildi. Ama:
- Suriye 1946’dan beri batıya meydan okuyordu.
- “Büyük Suriye” hayali ve iddiasıyla Bilad-ı Şam üzerinde hak iddia ediyordu.
- İsrail’i tanımadı, İsrail’le savaştı, İran ve direniş cephesi için Filistin ve Lübnan’a lojistik destek aktarma koridoru oldu, senelerce Hamas’a ev sahipliği yaptı.
Madem artık İslamcılar açısından da reel politik esastır, bu durumda Esedlerin söz konusu üç reel politik tutumu, fayda maliyeti açısından ele alındığında ve “Şerreyn tearuz ettik de ehveni ihtiyar olunur” fehvasınca İsrail mi, Baasçı Suriye mi, diye ortaya bir sual atıldığında, şerlerden hangisi eşed, hangisi ehvendir?
(Haşiye, 1: Bu satırların yazarı iç ve dış siyasi tercihlerde mahza hayrın esas alınıp reelin buna göre okunup şekillendirilebileceği tezini savunur. Hz. Muhammed (s.a.)’in Sünnet ve Sireti bunu gösterir. Hayr, şu veya bu tarzda “vuku bulan”da değil, “Allah’ın ihtiyar” ettiği ilke ve istikamettedir. İdeal politik murad-ı ilahidir; ideal politiği zer-u zor-u tezvirle yürütülen fesada bulaşmış reel politik neshedemez. Eğer sahiden hak tecelli ederse, batıl hükmünü kaybede, nur zulumâtı yok eder.
Ehven-i şer her zaman tercihe mazhar olmayabilir, bazen eşed olanı celbeder. İki şer argümanına başvurmamın sebebi, ideal politiğini kaybetmiş zihn-i müşevveş şaşkınları kendi iddialarıyla ilzam etmek içindi. Benim modelimden hareket edilseydi, Esed’in otoriter yönetimine ve cinayetlerine göz yummadan da hem Suriye ıslah olunabilir, hem Filistin davasına gerekli yardımlar yapılabilinirdi. 1982’de İran, 2011’de Türkiye hatalı davrandılar.)
Bu fikrim kuru bir iddia değildir. Haftaya İran’ın Filistin ve genel olarak dış politikasından çıkarılacak dersleri ele alıp, iç ve dış politikada hayr ve şerri nerede aramamız gerektiği konusunu ele almaya çalışacağım, inşaallah. Bu konu derin bir sosyo politik kriz içinden geçen İslam ülkelerini, özellikle Türkiye’yi ve İran’ı yakından ilgilendirmektedir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
23.06.2025
11.05.2025
21.04.2025
15.03.2025