Alper GÖRMÜŞ
Bu yazının ilk bölümünün sonunda, devamını ertesi gün (6 Ağustos) yayımlayacağımı söylemiştim, fakat evdeki hesap çarşıya uymadı, hesapta olmayan işler devreye girdi ve “’Leş analizler 2”yi ancak bugün yayımlayabiliyorum. Bu gecikme için özür dilerim.
Önce “leş analizler” derken neyi kast ettiğimi hatırlamak için geçen yazıyı kısaca özetleyeyeyim…
Ulusalcı kimliğiyle bilinen Prof. Necip Hablemitoğlu’nun 2002’de evinin önünde bir suikast sonucu öldürülmesinin ardından soruşturma dosyası adeta unutulmaya terk edilmiş, yeniden ele alınması için 2015-16’nın gelmesi beklenmişti. Dosyadaki şüpheli ‘FETÖ’ idi ve failin ‘FETÖ’ olduğu iddiası bir varsayıma dayanıyordu: Hablemitoğlu, ölümünden önce Gülen cemaatini hedef alan Köstebek adlı bir kitap yazmıştı, kitap yayımlanmadan önce öldürüldüğüne göre fail cemaat olmalıydı. Bu varsayım da Gülencilerin önemli isimlerinden Mustafa Özcan ile cemaate yakın olduğu söylenen eski MİT mensubu Enver Altaylı’nın cinayetten önce Hablemitoğlu’yla görüşmek istediği bilgisine dayandırılıyordu.
Geçen yazıda bu varsayımsal iddiayı inandırıcı bulmadığımı söylemiş, şöyle yazmıştım:
“Gülen örgütü, stratejisini devlete sızma ve adım adım devleti ele geçirme stratejisi üzerine kurmuş bir örgüt. Böyle bir örgütün hem de daha palazlanma aşamasında bütün stratejiyi havaya uçuracak gürültülü cinayetler kurgulamasına inanan inansın, ben en azından kendi irademle zekâma hakaret etmiş olmamak için inanmadığımı beyan edeyim.”
Fakat bu değildi benim ‘leş analiz’ dediğim şey. Çünkü, evet, inandırıcı değildi ama en azından “neden olmasın” denebilirdi: “Neden olmasın? Örgüt bir yandan sızmacı faaliyetlerini sürdürürken, çok iyi planlandığı için riski en aza indirilmiş cinayetler de planlayabilirdi.”
Bu varsayım ve iddia bu yılın başlarına kadar varlığını sürdürdü, fakat dört-beş ay önce öyle bir şey oldu ve bunun üzerine öyle bir ‘analiz’ kurgulandı ki işte ben bunlara ‘leş analiz’ diyorum.
Olan ‘şey’ şu: Ortaya çıktı ki 18 Aralık 2002’deki cinayette tetiği çeken, tetiği çekene gözcülük eden ve cinayeti azmettiren üç kişi o dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın (ÖKK) Muharebe Arama Kurtarma (MAK) alayında görev yapan subaylardır.
Ortaya çıkan çıplak gerçekten rahatsız oldukları belli olan bir kısım kalem erbabı bu gerçek karşısında başlıca iki tepki geliştirdi.
İlk tepkinin sahipleri, sanki ortada “biz yaptık” diyen, itiraflarda bulunan ÖKK subayları yokmuş gibi “Hayır, bu bir FETÖ cinayetidir, nokta” diyordu. Bu tuhaf savunmayı ilk dile getiren gazeteci Tele1’den Merdan Yanardağ oldu. Ben, “Hablemitoğlu cinayetinin hemen sonrasındaki (2002) ve 20 yıl sonrasındaki (2022) medya telaşı” başlıkla yazımda (Serbestiyet, 10 Haziran) bu tuhaf savunmanın sahiplerini şöyle eleştirmiştim:
“Gözaltıların açıklanmasından kısa bir süre sonra Tele1’deki ‘18 dakika’ programında Merdan Yanardağ ve Emre Kongar’ı izledim. Merdan Yanardağ, gözaltılar hakkında bir gazeteci için hayli riskli sayılabilecek bir yorum yaptı. Yanardağ’a göre, Hablemitoğlu cinayeti ‘FETÖ’nün işlediği cinayetler serisinin sonuncusu’ydu ve bunda tartışılacak bir şey yoktu. Levent Göktaş ve Fikret Emek gibi ‘iki yurtsever’in şimdi bu cinayetle ilişkilendirilerek haklarında gözaltı kararı verilmesi ise ‘demokrat ve aydınlanmacı’ kadrolara verilmiş bir gözdağıydı. Ne oluyordu, tam seçimlere gidilirken ikinci bir ‘Ergenekon kumpası’ mı kuruluyordu? ‘İster istemez’ böyle düşünüyordu Merdan Yanardağ, bu konudaki görüşü buydu.
“Bir gazeteci için riskli dedim: Öyle ya, ortada ciddi, somut gelişmeler vardı, gözaltılar vardı, üstelik Levent Göktaş adresinde bulunamamıştı, büyük bir ihtimalle yurtdışına çıkmıştı ve Hablemitoğlu’nun eşi buna şaşırmadığını söylüyordu. Bu koşullarda bir gazetecinin bu netlikte bir kefalet beyanında bulunması riskli değil miydi? Bu kefalet ‘bir gazeteci neden böyle bir riski göze alır’ sorusunu sordurmaz mıydı? Yarın, bugünün kuşkusu gerçek haline gelirse Merdan Yanardağ ne derdi?”
… Ve geldik ‘leş’ analizlere
Hayır, ben ne kadar tuhaf bulsam da bu ‘savunma’ için de kullanmadım ‘leş analiz’i; neticede bir gazeteci, ortadaki olgulara gözlerini kapatarak ve risk alarak inancını dile getiriyordu; bu da olabilirdi.
Ne var ki son iki haftada Merdan Yanardağ’ın “FETÖ cinayetidir, nokta” izahını haklı olarak doyurucu bulmayan birileri çıktı sahneye ve işte benim ‘leş analizler’ dediğim yazılarını peşpeşe tepemizden aşağıya boca etmeye başladı.
Dediğim gibi, haklı olarak doyurucu bulmamışlardı “FETÖ cinayetidir, nokta” izahını. Çünkü “iyi de kardeşim, biz öldürdük diyen subaylar var, nasıl olacak bu iş” sorusuna bir cevabı yoktu bu izahın. İşte bu ihtiyacı karşılamak üzere geliştirildi şimdi örnekeriyle anlatacağım parlak analiz.
Bu analize göre, evet, cinayeti fiilen MAK subayları işlemişti ama sor bakalım neden işlemişti… Cevap: Çünkü ‘FETÖ’ emretmişti. ‘FETÖ’ cinayeti tasarlamış, planlamış ve MAK subaylarını da taşeron olarak kullanmıştı!
‘Leş’ analizlerden bir demet
Cuma günkü yazı ‘yarın’ diyerek yukarıda okuduğunuz ara başlıkla bitiyordu ama dediğim gibi ‘yarın’ olamadı… Şimdi bu noktadan devam ediyorum.
Daha geriye gidiyor mu bilmiyorum ama ‘analiz’i sanıyorum Sabah gazetesi istihbarat servisi şefi Abdurrahman Şimşek başlattı. Şimşek, 25 Temmuz’da “Hablemitoğlu tetikçisi, İhsan Güven’i de öldürdü” başlıklı yazısında, adı soruşturma dosyasında Hablemitoğlu cinayetinin tetikçisi olarak geçen eski MAK subayı Tarkan Mumcuoğlu’nun, aynı dosyada 2000’lerin başında “Atatürkçü tarikat” olarak bilinen Dost tarikatı lideri İhsan Güven’i de öldürdüğünün yer aldığını anlattı. Şöyle başlıyordu haber:
“SABAH’ın ısrarlı haberleriyle sır perdesi aralanan Hablemitoğlu suikastıyla ilgili soruşturmada bir cinayetin daha gizemi çözüldü
“2002’de Hablemitoğlu suikastinde tetiği çeken eski özel kuvvetler mensubu Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’nun 2 yıl sonra Dost tarikatı lideri İhsan Güven cinayetinin de tetikçisi olduğu ortaya çıktı
“Tuzla’da işlenen Güven suikastının gizemi HTS kayıtları, sol göz detayı (Güven de Hablemitoğlu gibi sol gözünden vurulmuştu – A. G.) ve savcı Zafer Ergün’ün sorularına tetikçi Mumcuoğlu’nun verdiği itiraf gibi yanıtlarla çözüldü.”
Buraya kadar her şey anlaşılır ve makul. Dönem itibariyle en fazla müsaadeye mazhar gazeteciler arasında yer alan, hatta belki eşitler arasında birinci diye bileceğimiz biri soruşturma dosyasına ulaşmış ve bize değerli bilgiler sunuyor.
Haberi buraya kadar okuyan birinin buradan çıkartacağı sonuç şudur: Demek MAK ekibi Hablemitoğlu cinayetiyle yetinmemiş, iki yıl sonra bir cinayet daha işlemiş.
Fakat gazeteci, kendi başlarına bırakılırsa işte böyle ‘düz’ sonuçlar çıkartacak okurlara yardımcı olmak için bu paragraflardan hemen sonra şu cümleyle çıkıyor karşımıza:
“O yıllarda Fetullahçı yapılanma tehlikesini konuşmak için biraraya gelen Hablemitoğlu ve Güven’in aynı tetikçi tarafından öldürülmesi örgütün organize suikast planına işaret ediyor.”
Yani? Yanisi şu: Hablemitoğlu’nu ‘FETÖ’ öldürdü, çünkü ölümünden önce Gülencilere karşı ‘Köstebek’ adlı bir kitap yazmıştı… Keza İhsan Güven’i de ‘FETÖ’ öldürdü, çünkü “O yıllarda Hablemitoğlu ve Güven Fetullahçı yapılanma tehlikesini konuşmak için biraraya” geliyordu.
Geçen yazıda dediğim gibi, argüman son derece zayıf olsa da cinayeti Gülencilerin işlediği tezi yine de öne sürülebilirdi… Fakat ne zamana kadar? Cinayetin faillerinin ÖKK-MAK subaylarının olduğunun ortaya çıkmasına kadar; yani 2015-2022 arasında… Fakat bu hakikat ortada dururken “Cinayeti FETÖ planladı, tetikçi olarak da ÖKK-MAK subaylarını kullandı” gibi bir teori öne sürmek; işte bu olacak şey değil. Çıplak gerçeği örtmek için iki ideolojik düşman arasında bir cinayet kardeşliği örgütü kurgulayanların analizi ‘leş’ sıfatını hak eder.
Abdurrahman Şimşek’ten bir gün sonra (26 Temmuz) benzer bir ‘analiz’i Halk TV’de İpek Özbey’in programında Hanefi Avcı’dan duydum. Avcı, “Aynı ideolojinin insanları bunlar, ve kendi ideolojisinden birini öldürüyor, bu çok ilginç” dedikten sonra ilave etti: “Şimdi demek ki Fethullahçı örgütle bunlar işbirliği yapmış, Fethullahçılar bunları taşeron olarak kullanmış…”
Nihayet 2 Ağustos’ta bu defa T24’te Tolga Şardan’ın yazısında çıktı karşıma bu ‘analiz…’. Şardan, Hablemitoğlu cinayeti yazılarında açıktan kurmadığı bağlantıyı, bu son yazısında hem de spotta kuruyor ve şöyle diyordu: “Bugün gelinen noktada ortaya çıkan verilere göre Özel Kuvvetler içinde bir grup asker ile cemaatin ilk ortak eylemi Hablemitoğlu cinayeti.”
Şardan’ın bu yazısı tuhaftı epeyce. Spottaki o ifadeye rağmen yazı boyunca yine önceki yazıları gibi ‘FETÖ cinayeti’ vurgusu yapılmıyor, fakat yazının sonunda yama gibi duran ‘bir dost’un ifadelerine dayanarak bu iddia dile getiriliyordu. Zaten yazının spotundaki “Bugün gelinen noktada ortaya çıkan verilere göre Özel Kuvvetler içinde bir grup asker ile cemaatin ilk ortak eylemi Hablemitoğlu cinayeti” cümlesi de o ‘dost’a aitti.
Fakat ‘bir dost’un yedi maddelik izahının yedinci maddesi evlere şenlikti, aynen şöyleydi:
“Hablemitoğlu’nun soruşturmasında Özcan’ın dosyada yer alması AKP için de önemli. Zira, FETÖ liderinden sonraki dönem için iktidarın başka bir adayı olacaktır. Bu aday, büyük olasılıkla Kemalettin Özdemir olabilir. Özcan’ın sistemden tasfiyesinde Hablemitoğlu konusu köşe taşı durumunda.”
Yani diyor ki: Fethullah Gülen’in ölümünden sonraki lider adaylarından biri olan Mustafa Özcan’ın adı Hablemitoğlu cinayetine karıştığı için AK Parti bunu kullanacaktır. Çünkü onun Gülen’den sonra cemaatin başına geçmesini istediği aday Kemalettin Özdemir’dir.
Tolga Şardan dostuna itibar edip söylediklerini okumadan yazısına almış anlaşılan. Yoksa gelişmeleri yakından izleyen bir gazeteci olarak AK Parti’nin Gülen cemaatinin liderini tespit etmesi gibi bir şeyin absürtlüğünü de bilir, Kemalettin Özdemir’in zaten itirafçı olup cemaati terk ettiğini ve cemaat içinde ‘hain’ olarak damgalandığını da…
Çok tuhaf, çok…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025