Alper GÖRMÜŞ
Kendinizi bir an için ünlü bir siyasetçi olarak düşünün… İnternette, 10 yıl önce basına kapalı bir toplantıda yaptığınız bir konuşmanın kaydı olduğu söylenen bir videoyla karşılaştınız… O konuşmada neler söylediğinizi hatırlıyorsunuz, fakat videoda ne o gün ne de bugün asla dile getirmeyeceğiniz fikirleri art arda sıralıyorsunuz.
Videoyu izlerken, kendi kendinize sorduğunuz bütün sorulara “evet” cevabı veriyorsunuz: Evet, bu benim 10 yıl önceki halim… Evet, sesim aynı… Evet, dudak hareketleriyle sesler arasında hiçbir uyumsuzluk yok… Evet, bu konuşan benim, fakat hayır, ben asla bu cümleleri kurmamıştım.
Doğru, kurmamıştınız ama, muhtemel tekzipleriniz muhtemelen sadece o gün o toplantıda sizi dinleyenleri ikna etmede işe yarayacak. Geri kalanların size düşman olanları videonun sahte olma ihtimalini hesaba katmayıp ânında sizi gömecek, sizi sevenler de ölümcül bir ikilemle karşı karşıya kalıp kendilerine şu soruyu soracak: “Acaba izlediğim video bir ‘deep fake’ (derin sahtelik) üretimi mi, yoksa bizim adam gerçekte bu muymuş?”
Bu çaresizlik kaçınılmaz, çünkü üretilen sahtelik o kadar “gerçek” ki, onun gerçek olmadığını ispatlayabilecek bir teknolojiye henüz sahip değiliz.
Buraya kadar okuduğunuz satırları üç yıl önceki bir yazımdan aynen aktardım. Fakat siz şimdi yazıda geçen “ünlü bir siyasetçi”nin yerine “Kemal Kılıçdaroğlu”nun ismini yerleştirebilirsiniz…
“Kılıçdaroğlu’na, söylemediği şeyleri söyleten (Deep Fake) videolar mı geliyor?”
Okuduğunuz bu ara başlık da T24’ün teknoloji ve sosyal medya yazarı Füsun Sarp Nebil’in bugünkü (3 Mayıs) yazısının başlığı. Spotta da şöyle diyor: “Biliyorsunuz, Kemal Kılıçdaroğlu sürekli mutfağından yaptığı samimi videolar ile mesaj veriyor. Muhtemelen, Kılıçdaroğlu’na söylemediği şeyleri söylemiş gibi gösterecekler…”
Evet, “deep fake” teknolojisi işte tam böyle bir şey. Tahmin edilen şey gerçekleşirse, Kılıçdaroğlu’nu muhtemelen “vatanı birilerine peşkeş çekerken”, “emperyalizme uşaklık ederken” izleyeceğiz ve deep fake teknolojisinden habersiz milyonlarca insanın kafası karışacak.
Aynı korku 2020 seçimleri öncesinde ABD’de de dillendirilmişti fakat korkulan olmadı. Aşağıda o günlerde ABD’de yürüyen tartışmayı özetlerken deep fake’in nasıl bir teknoloji olduğunu da özetleyeceğim ama önce seçime 10 gün kala piyasaya sürüleceği söylenen “karanlık videolar” tartışmasının son iki günde gündemimize nasıl girdiğini hatırlayalım…
İşaret fişeğini, dün (2 Mayıs) attığı bir tweet’le Kemal Kılıçdaroğlu çaktı:
“Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica’cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR!”
Kılıçdaroğlu’nun uyarılarını Selahattin Demirtaş’ınkiler izledi:
“Ciddi manipülasyon ve algı operasyonları gelecek gibi görünüyor. Tanımadığınız ya da trol olduğu belli olan veya iktidar çevrelerinin hesaplarından yayılan hiçbir şeyi, LÜTFEN GÖRMEYİN, DUYMAYIN, YAYMAYIN VE PAYLAŞANLARI ENGELLEYİN. Size güveniyorum.”
“Tanınmış kişilerin hesapları ele geçirilerek veya şimdiye kadar size güven vermiş hesaplar üzerinden provokasyonlar yapılabilir. LÜTFEN GÖRMEYİN, DUYMAYIN, YAYMAYIN VE PAYLAŞANLARI ENGELLEYİN. Ne olursa olsun seçimi kazanmaktan başka bir şeye odaklanmayın. Size güveniyorum.”
Gazeteci Murat Yetkin de bugünkü yazısında CHP kulislerine dayanarak yeni bilgiler verdi. Yetkin, “Kılıçdaroğlu’nun son on gün uyarısı ve ‘deep fake’ istihbaratı” başlıklı yazısında şöyle dedi:
“Üst düzey bir CHP kaynağı Kılıçdaroğlu’nun ‘son on gün’ ve ‘Cambridge Analytica’ ile kastedilen siber seçim müdahalelerinin arkasında önemli istihbarat bilgilerinin bulunduğunu YetkinReport’a açıkladı. Bu iddiadaki hesaba göre Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik ‘son on gün’ kampanyası 3 Mayıs ya da 4 Mayıs’ta, yani yarın ya da ertesi gün başlatılacak; seçim 14 Mayıs’ta.
“Bir süre önce CHP Genel Merkezine gelmeye başlayan bilgiler ise şöyle:
• Gelen istihbarat bilgilerine göre Erdoğan, İletişim Başkanlığı üzerinden Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasını yıpratmak amacıyla ‘deep fake’ ve ‘Cambridge Analytica’ benzeri sistemleri birlikte kullanarak ‘sahte video ve ses kayıtları’ üretmek için düğmeye bastı.
• Bu amaçla bazısı ‘dark web’ üzerinden, yurtdışından çok sayıda ‘hacker’ kiralandı. Muhalefete yönelik ‘DDoS’ saldırılarıyla eleştirel ve muhalif sitelerin engellenmesi, iktidar yanlılarının da öne çıkarılması kampanyası hazırlandı.
• Kampanyanın asıl hedefiyse Kılıçdaroğlu: amaç Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’ın seçim kampanyasında kullanabileceği kişilerle görüşmüş, söylemediği şeyleri söylemiş gibi ses ve görüntü kayıtları üretip bunları hedef internet kullanıcılarına göndererek seçim sonuçlarına müdahale etmek.”
Fotoğraftan hatta tablodan video üretimi
Şimdi bu teknolojinin nasıl bir şey olduğuna biraz daha yakından bakalım ve iddialara doğruysa karşımıza nelerin çıkabileceğini hayal etmeye çalışalım.
Teknoloji yazarı Gavin Sheridan, bu teknolojiyle üretilen ‘malzeme’nin hakikate yakınlığı hakkında şöyle demişti:
“Hali hazırda kutuplaşmış ve aşırılıkların kol gezdiği sanal ekosistemde, bu teknolojinin tam olarak yerleştiğinde olabilecekleri düşünün. İnsanlar gözlerine ve kulaklarına inanmayı bırakacaklar.” (BBC Türkçe, 14 Ağustos 2019).
Deep fake, bırakın videoları, fotoğraftan (hatta tablodan) yüksek gerçekçiliğe sahip sahte videolar üretilmesine olanak sağlayan bir teknoloji.
BBC, bundan üç yıl kadar önce internette viral olan bir deep fake videosu üzerinden konuyu yeniden gündeme getirdiğinde, bu yeni teknolojiyle neler yapılabileceği daha iyi anlaşıldı. 2008 tarihli videonun orijinalinde Bill Hader adlı ABD’li komedyen bir talk show’da oyuncu Tom Cruise’un taklidini yapıyordu. Videonun 11 yıl sonraki deep fake teknolojisi uygulanmış halinde ise Bill Hader’ın yüzü bir anda Tom Cruise’un yüzüne dönüşüyor ve “sözde” (!) Tom Cruise kendi sesiyle Hader’ın yerini alıyordu. Fakat öyle bir alıyordu ki, isterse milyonlarca insan izlesin, onun “gerçek” Tom Cruise olduğundan şüphelenen tek bir kişinin çıkması bile mümkün değildi; yani ‘sahte’ o kadar gerçekti.
Deep fake teknolojisinin mucidi sayılan ve Tom Cruise’un ‘deep fake’ videosunu üretip servise koyan Slovak vatandaşı Tom (kendisiyle konuşan Guardian’a adını şimdilik açıklamak istemediğini belirtmişti), şimdiye kadar böyle 20 civarında deep fake videosu üretmiş.
Tom, Guardian’a, amacının “Sahte haber ve görüntü çağının geleceği ile ilgili farkındalık yaratmak” olduğunu söylemiş ki, hakikaten, bu teknolojinin yol açabileceği siyasi ve toplumsal sorunları düşünmek bile yeteri kadar ürkütücü.
2020 ABD seçimlerinde ‘deep fake’ endişesi
Anadolu Ajansı’nın (AA) 16 Eylül 2019’da abonelerine geçtiği bir haber “ABD’deki 2020 seçimlerinde ‘deep fake’ tehlikesi” başlığını taşıyordu.
New York Üniversitesi ile Stern İş ve İnsan Hakları Merkezi tarafından yayımlanan bir raporun ele alındığı habere göre, “2020 yılında yapılacak ABD seçimlerinde WhatsApp mesajları ve deep fake (derin sahte) videolar, yanlış bilgilerin yayılmasında etkili olabilir”di.
Nitekim Amerikan istihbarat servisleri, ortada ihtimalin ötesinde bir durum olduğunu bildikleri için Facebook, Google ve Twitter ile 2020 seçimleri öncesinde alınması gereken önlemleri görüşmek üzere bir araya geldiler.
Facebook’un gerçekle derin sahteyi birbirinden ayıracak yazılım atağı
İnsan ruhunun sansasyonel olana merakı ortada… Şimdinin mükemmel olmayan sahteliklerine bile düşünmeden müşteri olanların, yarının kusursuz sahteliklerini ne büyük bir iştahla mideye indireceklerini hayal etmek zor değil.
Facebook, üç yıl önce onların iştahını biraz olsun kesecek ve müstakbel deep fake kurbanlarının “montaj bunlar” itirazlarına destek verecek yeni bir yazılım için kolları sıvamış, yüksek ödüllü bir yarışma açmıştı.
Hiç şüphesiz bu cömert teklif, Facebook’un elindeki kişisel verileri ticari olarak kullandırdığının ortaya çıkmasından sonra sarsılan itibarını düzeltme çabasıyla bağlantılıydı; yine de ödülü kazanacak biri çıksaydı önümüzdeki yıllarda deep fake marifetiyle şahsiyet suikastına uğrayacak binlerce kişi muhakkak ki Facebook’a minnettar kalacaktı. Ne var ki böyle biri çıkmadı ve tehlike devam ediyor.
Demokrasinin standart işleyişi için de büyük tehlike
Deep fake, hiç kuşkusuz sadece bireyler için değil siyaset ve demokrasi için de büyük sorunlar yaratacak.
Konuya dair ilk bilimsel makalelerden birini kaleme alan (Temmuz, 2018) Robert Chesney (Texas Üniversitesi) ve Danielle Keats Citron (Maryland Üniversitesi) makalelerinin başlığını bunu da gözeterek atmışlardı: “Derin Sahtekârlık: Mahremiyet, Demokrasi ve Ulusal Güvenlik İçin Yaklaşan Bir Zorluk.”
İki akademisyen, makalelerinin özetinde şöyle diyorlardı (çeviri: Selin Çetin, robotik.legal).
“Zararlı yalanlar yeni bir şey değil. Fakat gerçeği çarpıtma yeteneği ‘derin aldatıcı’ teknoloji ile üstel bir adım attı. Bu yetenek, gerçek insanların asla söylemediği ve yapmadığı şeyleri söylemiş ve yapmış gibi gösteren ses ve videoları oluşturmayı mümkün kılıyor. (…) Bireyler ve işletmeler sömürü, tehdit ve kişisel sabotaj biçimleriyle karşılaşacaklar. Demokrasimiz ve ulusal güvenliğimiz için de riskler çok büyük.”
İnsanoğlunun, kendi zekâsının ürettiği büyük sorunlardan biriyle karşı karşıya olduğu muhakkak. Türkiye gibi hakikatten çok “işine gelen”le ilgili insanlar ülkesinde tehlike daha da büyük.
Bakalım şu on günde neler olacak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025