Alper GÖRMÜŞ
İnsanın hangi ruhsal ihtiyaçlarından kaynaklandığını bilemem; sadece gözlemlerimi aktarıyorum: Büyük yanlışların sorumlularının küçük doğruları etraflarında sevinç yaratırken, büyük doğruların sahiplerinin küçük yanlışları onlara öfke suretinde dönüyor. Birincilere karşı sergilenen anlayış, ikincilerden esirgeniyor.
Tuhaf, can sıkıcı bir denklem… Bu yazıda denklemin sadece birinci kısmı üzerinde duracağız.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’la CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasındaki görüşmeyi “doğru ve olumlu” bulanlardanım. Fakat bizim tarafta, görüşme hakkında bundan başka bir şey söylemenin bu şahane adıma halel getireceği gibi bir duygu taşıyanlar da var. İşte onların, “büyük yanlışların sorumlularının küçük doğruları”nın yarattığı heyecanın kurbanları olduklarını düşünüyorum. Bu yelkenleri indirmiş ruh hali, yaşananlar hakkında eleştirel bir pozisyon almayı, “büyük yanlışların sorumlusu” Erdoğan’ın muhtemel ‘tatsız’ planları hakkında düşünmeyi zorlaştırıyor.
Oysa ‘muhtemel tatsız planlar hakkında düşünmek’ hem hakkımız hem görevimiz. Hem Erdoğan’ın bir siyasetçi olarak profili ve ona dair geçmiş tecrübemiz, hem de şu anda, ‘buluşma’ ekseninde yaşanan bazı somut gelişmeler, bize, “büyük yanlışların sorumlularının küçük doğrularının yarattığı sevince” kapılmamamızı, ihtiyatlı olmamızı, gözümüzü dört açmamızı söylüyor.
Profil
‘Profil’ derken, Erdoğan’ın siyaset yapma tarzının tümüne değil, iktidarda kalmanın alternatif imkânları arasında bir tercih yapmak durumunda kaldığında hangi ‘imkân’a yöneldiğine bakıyorum. Uzun siyasi geçmişi bize bu konuda yeteri kadar veri sağlıyor.
Erdoğan iki kritik momentte, iktidarda kalmanın ‘sertleşme’ ve ‘yumuşama’ olmak üzere iki alternatif imkânı belirdiğinde tercihini sertleşmeden yana yaptı.
Bunlardan birincisini Haziran 2015 seçimlerinde tek başına iktidar kurma şansı kalmayınca sergiledi. Doğru, AK Parti-CHP koalisyonunun kurulamamasında CHP’nin isteksizliğinin ve basiretsizliğinin de payı vardı, ama biliyoruz ki Erdoğan da hiç mi hiç istemedi bu koalisyonu.
İktidarda kalmanın sertleşerek de yumuşayarak ve güç paylaşarak da imkân dahilinde olduğu ve Erdoğan’ın sertleşmeyi seçtiği ikinci tarihi an da 15 Temmuz’du. “Darbeder” bir ülkede, girişilmiş fakat başarıya ulaşamayıp akim kalmış bir darbe kadar büyük bir demokratik imkân az bulunur. Yaşadık ve gördük; darbeler ülkesi Türkiye, akim kalmış darbe şansını nihayet yakaladı, fakat sonrası çok fena geldi. 15 Temmuz demokrasinin büyük imkânıydı, fakat Erdoğan’ın otoriter arzularının mezesi oldu.
Erdoğan her iki tarihi anda da sanki yumuşamak ve güç paylaşmak istiyor gibi yaptı, fakat sonradan kafasının arkasında çok başka planlar olduğu çıktı ortaya.
Muhalefete karşı bugün de benzer planların devrede olmadığına dair güvencemiz var mı?
‘Buluşma’ya dair somut gelişmelerin anlattığı?
Peki, tartıştığımız konu yönünden profili böyle olan bir siyasetçiyle CHP genel başkanının buluşması etrafındaki somut gelişmelere baktığımızda ne görüyoruz?
İlk göze çarpan şey, sürecin başında CHP tarafından ilan edilen şeffaflığın bir anda ortadan kalkmış olması… Özgür Özel başlangıçta partisiyle yürüttüğü istişarelerin ardından bir dizi başlık belirlediklerini, bunları Erdoğan’a ileteceklerini ve aldıkları cevapları da yine kamuoyuyla paylaşacaklarını duyurmuştu. Ne var ki toplantıdan sonra şeffaflık değil büyük bir gizem gördük, sızdırılan bilgilerle yetinmek zorunda kaldık. Belli ki Erdoğan böyle istemişti. Sızdırılan bilgilere inanırsak, bütün başlıklar iletilmiş, hepsine olumlu cevap alınmış, hepsi not edilmişti, ‘yürütme’ bunların üzerinde çalışacaktı.
Tabii bu, hükümetin ‘çalışmaları’ için ona makul bir süre vermeyi gerektiren yeni bir vasat anlamına geliyor. Bu süre zarfında muhalefetin ‘yapıcı’ bir sakinlik içinde olması da beklenen bir davranış olur. Nitekim Özgür Özel dün (3 Mayıs) yaptığı açıklamada, Erdoğan’a ilettikleri taleplerin neticesi için “önümüzdeki ayları” bekleyeceğini söyledi.
Öte yandan, aynı gün başlayan Anayasa görüşmeleri, adlı adınca, somut, ilan edilmiş bir gelişme olarak gündemimize giriverdi. Şimdi muhalefet iktidardan aldığı sözlerin yerine getirilmesini beklerken kendini Anayasa gündemi içinde bulmuş mu oluyor? Muhtemelen öyle. Önümüzdeki günlerde daha iyi anlayabileceğiz.
Şu andaki görünüm, Erdoğan’ın can sıkıcı gündem başlıklarının hak ettiği ölçülerde tartışılmasını bir süreliğine öteleme becerisine işaret ediyor. İkinci bir ‘kazanım’ iktidar yanlısı basının “can sıkıcı konularla canımızı sıkmayalım, yaz boyunca güzelce Anayasa tartışalım” önerisinin kuvveden fiile geçmesi olabilir mi?
Onu da yine önümüzdeki günlerde anlayabileceğiz.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025