Alper GÖRMÜŞ
Son iki yazıda Erdoğan’ın korkutarak, cezalandırarak, baskı uygulayarak yönetme dışında bir şansının kalmadığını ve buradan çıkmasının da hemen hemen imkânsız olduğunu öne sürdüm. Bu iddiamı ilk dile getirdiğim yazının, Erdoğan’ın “Türkiye İttifakı”, “Kızgın demiri soğutma vakti”, “Hepimiz aynı gemideyiz” mesajlarıyla çıkageldiği beş yıl öncesine gittiğini hatırlattım; yani beş yıldır böyle düşündüğümü söyledim. Bu birincisi olmak üzere Erdoğan son beş yılda iki kez daha ‘umutlandıran’ söz ve davranışlarla toplumun karşısına çıktı. Ben, birincide olduğu gibi ikinci ve üçüncüde de umutlanmadım. Bugün, önceki yazılarda da dediğim gibi son iki tecrübeyi hatırlatacağım.
Rasyonel kabine ‘sopa’yı gizleyen bir havuçtu
14 Mayıs seçimlerinin ardından kurulan kabinede, Erdoğan’ın Hazine ve Maliye ile İçişleri başta olmak üzere yaptığı bakanlık tercihleri bir kez daha Erdoğan’ın gerilimi azaltma arzusuna, yumuşama eğilimine bağlandı. Oysa gerek AK Parti ağacının kendi özünden gelen nedenler (birinci yazıda anlattım) ve gerekse de dışsal nedenler (ikinci yazıda anlattım) beş yıl öncesinde nasılsa aynen duruyordu. Dolayısıyla, ‘rasyonel kabine’ sadece bir makyajdan ibaretti ve Erdoğan bildiği gibi yönetmeye devam edecekti:
“İyimserlik ancak gerçek tablonun gerçek bir tasvirinin üzerine oturtulursa kof ve yanıltıcı olmaz. Kapkara bir tablonun değişmeye başlaması umudunun berhava olduğu ağır bir seçim yenilgisinin ardından küçük de olsa umut veren gelişmelere tutunmak anlaşılabilir bir insan davranışı. Siyasette olup bitenlere “ya evet ya hayır”cıların hiçbir zaman gönül indirmeyeceği ‘nispîlik’ ölçüsüyle baktığımızda yeni Cumhurbaşkanlığı kabinesi elbette öncekinden ehven ve buradan iktidar karşıtları için de umutlu bir ruh hali peydahlamak mümkün. Ben de öyle yapanların arasındayım, ben de buradan bir iyimserlik peydahlıyorum ama iktidarın bu dönemde de devam edecek olan ana yönelimini (kutuplaştırma, baskı, sertlik, dışlama) görünmez kılacak bir iyimserliği de kof, yanıltıcı ve tehlikeli buluyorum; çünkü Erdoğan yeni kabinesini, yeni dönemde de elinde tutmaya devam edeceği sopayı görünmez kılmak için kurdu.
“Erdoğan’ın yeni dönemi şapka çıkartılacak bir ince ayarla kurguladığını düşünüyorum. Önceki dönemde, gûya ülkenin tehlikede olan bekasını esirgemek için kendisinin yanısıra kabinesinin tamamını toplumun yarısının şeytanlaştırılmasına koşmuştu. Bu yeni dönemde ise anlaşılan işin o kısmı (‘dava siyaseti’) sadece kendisinde olacak, buna karşılık kabinesi “siyaset dışı”nda kalıp ülkeyi toparlamaya çalışacak.” (“Yeni dönem: Kabine ‘havuç’, Erdoğan ‘sopa…’ Ya da ‘dava siyaseti’ Erdoğan’da, ‘teknik işler’ kabinede”, Serbestiyet, 8 Haziran 2023).
Sonraki sürecin aynen böyle yürüdüğünü ve haklı çıktığımı düşünüyorum.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek birçok muhalif yazar tarafından övgülere boğulurken arka planda Erdoğan bildiği yönetim modelinden ve kullandığı araçlardan hiçbir taviz vermedi.
‘Normalleşme’de bir kez daha olan: Korkutarak yöneten iktidarların ‘normal’e dönme vaatleri her zaman iş görür
Türkiye’deki tecrübeye bakarak şu sorulabilir: Normal olarak “yalancı çoban” muamelesi görmesi gereken bir baskıcı iktidarın her ‘normal’e dönme ve ‘toplumsal barış’ vaadi neden bu baskıya maruz kalanlarda karşılık bulur ve geçmiş olumsuz tecrübelere rağmen her seferinde “belki bu defa olur” beklentisine girilir?
Bunun bir nedeni insanın umut etmekten kolay kolay vazgeçmeyen özelliğiyse, bir başka nedeni, baskıyla yönetenleri kendi gücüyle yenemeyeceğine dair uzun muhalefet ve yenilgi yılları boyunca geliştirdiği duygu durumu olabilir; bu ruh hali, insanları, gücü elinde tutanların kendiliğinden atacakları bazı yumuşama adımlarına umut bağlamaya yönlendirebilir.
Burada belki kitle ruhunun sevimsiz bir yanına değinmek de yerinde olabilir: Zorba yöneticilerin küçük ‘şefkatli’ davranışları kitlelerin yüreğinin yağını eritirken, demokrat yöneticilerin küçük sertlikleri bile affedilmez. Birincilere karşı sergilenen anlayış, ikincilerden esirgenir.
Erdoğan bu kitle ruhunu çok iyi biliyor ve kullanıyor. Bu taktik, ‘normallleşme’ sürecinde bir kez daha devreye alındı ve bir kez daha iş gördü.
Benim açımdan tablo uzun zamandır çok net: Erdoğan’ın yönetim tarzı klasik Makyavelizmin temel yönetim argümanlarıyla uyum içinde. Makyavel, ünlü eseri Prens’te, iktidarla ahlakî ve dinî değerler arasında kurulan bağları reddetti, iktidarı kendi başına bir amaç olarak tarif etti. Ona göre bu amaç o kadar meşru idi ki, ona ulaşmak ve korumak için baş vurulacak bütün araçları da otomatik olarak meşru hale getiriyordu. Makyavel’e göre iktidar sahibinin kullanması meşru olan araçların başında da ‘korku’ geliyordu; yönetilenler ‘hükümdar’dan korkmalıydı… Yine Makyavel’e göre bir hükümdar sevilmeyi değil kendinden korkulmasını önemsemeliydi.”
Erdoğan tarzı yönetim modeli küçük bir farkla Makyavelizmden ayrılıyor: Arada başvurduğu geçici, içtenliksiz ama iş gören şefkat ve yumuşama hamleleriyle…
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025