Alper GÖRMÜŞ
Mevcut iktidarın ilk on yılında ülkeyi bir parti umut diliyle yönetti, son on yılda ise bir adam korku diliyle yönetiyor, tıpkı Makyavel’in önerdiği gibi… Fakat Makyavel’e ‘pozitif’ bir ilaveyle… Yeni-çağdaş formül şöyle: “Korkutarak yönetme en etkili iktidar biçimidir fakat arada bir de gülümsemek gerekir…”
Şöyle yazmıştım bu yazının birinci bölümünde:
“İktidarı kendi başına meşru bir amaç olarak tarif eden Makyavel’e göre bu amaç o kadar meşru idi ki, başta ‘korku’ olmak üzere ona ulaşmak ve korumak için baş vurulacak bütün araçlar da otomatik olarak meşru hale geliyordu. Yönetilenler ‘hükümdar’dan korkmalıydı ve bir hükümdar sevilmeyi değil kendinden korkulmasını önemsemeliydi. Makyavel Erdoğan’ın yönetme biçimini görseydi hiç kuşkusuz onu takdir ederdi ama ondan aldığı bir dersi de teorisine eklerdi. O ders, kendinden korkulan hükümdarın arada bir ‘gülümsemesinin’ faydalarına dair olurdu. Bu taktik bugüne kadar işledi fakat artık kullanım değerinin sonuna gelindi gibi.”
Dikkat edenler olmuştur, “sonuna geldi” değil, “sonuna gelindi gibi” demiştim. Çünkü Erdoğan’ın ‘gülümseme’ efektine bunca tecrübeye rağmen bir kez daha baş vurmasının tümüyle ihtimal dışı olduğunu düşünmüyorum. Peki, muhalefet bu zokayı bir kez daha yutar mı? Doğrusu ondan da emin değilim. Orada da kesin hüküm vermekten kaçınmayı ve “yutmaz gibi” demeyi tercih ediyorum.
Erdoğan’ın eski sözde ‘kucaklaşma-yumuşama’ hamleleri karşısında muhalefet neden gevşediyse bundan sonraki hamle ya da hamleleri karşısında da aynı nedenlerle bir kez daha ve sonra bir kez daha gevşeyebilir; meğerki yaşananlar yeterli tecrübeyi ve uyanıklığı sağlamış olsun…
Bu nedenlerden biri psikolojik: Büyük yanlışların sorumlusu olan sert yöneticilerin hesaplanmış-geçici-yumuşak tavırlarının yönetilenler üzerinde yarattığı duygusal manipülasyon… Ataerkil bir babanın nadiren sergilediği babacan tavırların aile fertlerinde yarattığı yelkenleri indirmişliğe benzeyen bu toplumsal ruh hali, ‘büyük yanlışların sorumlusu’ olsa da hâlihazırda ‘gülümseyen’ iktidar sahiplerinin süreceği apaçık olan ‘kötülükleri’ hakkında düşünmeyi zorlaştırıyor.
İkinci neden siyaset ve siyasi güç dengeleri: Çok güçlü bir hasım karşısında hayatta kalabilmek için ‘sakınmak’tan başka silahı kalmamış biri hasmının yumuşaması dışında umudu kalmamış biridir. Böyle biri, ardından yine sertlik geleceğini bilse de hasmının gülümsemesinden mutlu olur. Kendini çaresiz hisseden toplumlar da böyle bireyler gibidir, meğerki hasmına karşı mücadele edecek bir gücünün olduğunu hissetsin; işte o zaman ‘gülümseme’ zokasını yutmayacaktır. Yani somut Türkiye ve Türkiye siyaseti örneğinde, bu zoka iktidarın ezici sertliğine karşı muhalefet güven vermediği için bir anlamda mecburen yutuluyor.
Eski filmler
Şimdi nihayet bu zokanın bir daha yutulmayacağını söyleyebilmemizi mümkün kılan iki şeyden söz edebiliyoruz: Eski ‘kucaklaşma-yumuşama’ hamlelerinin taktikten ibaret olduğunu gösteren birikmiş tecrübe ve muhalefetin kararlı bir mücadele hattını benimsediğini gösteren işaretler.
Erdoğan, zor anlarında sanki yumuşamak ve güç paylaşmak istiyor gibi yapan fakat sonradan kafasının arkasında çok başka planların olduğu ortaya çıkan bir siyasetçi. Bunu gösteren birkaç örneği hatırlayalım:
Bir: Erdoğan Haziran 2015 seçimlerinde ilk kez tek başına iktidar kurma şansının kalmadığını anlayınca sanki bir AK Parti-CHP koalisyonuna onay veriyormuş gibi davrandı. Bu uğurda zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu bir sürü nafile görüşme gerçekleştirdi. Bu koalisyonun kurulamamasında CHP’nin isteksizliğinin ve basiretsizliğinin de payı vardı kuşkusuz, ama sonradan öğrendik ki asıl istemeyen Erdoğan’mış ve her şey vakit kazanmak içinmiş.
İki: İktidarda kalmanın sertleşerek de yumuşayarak ve güç paylaşarak da imkân dahilinde olduğu ve Erdoğan’ın sertleşmeyi seçtiği ikinci tarihi an da 15 Temmuz’du. ‘Darbeder’ bir ülkede, girişilmiş fakat başarıya ulaşamayıp akim kalmış bir darbe kadar büyük bir demokratik imkân az bulunur. Yaşadık ve gördük; darbeler ülkesi Türkiye, akim kalmış darbe şansını nihayet yakaladı, fakat sonrası çok fena geldi. 15 Temmuz demokrasinin büyük imkânıydı, fakat Erdoğan’ın otoriter arzularının mezesi oldu.
Üç: Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart 2019 gecesi, yani İstanbul’u kaybettiği seçimden hemen sonra, MHP ile kurdukları Cumhur İttifakı “sapasağlam”ken bir “Türkiye İttifakı” çağrısı yaptı. Çağrı, ittifak ortağı MHP hariç bütün çevrelerde olumlu karşılandı, siyasi atmosfer bir anda yumuşadı. Erdoğan’a göre “artık kucaklaşma zamanı”ydı. Nitekim birkaç gün sonra çıktığı bir televizyon programında “Türkiye ittifakı” söylemini, “Dönem, kızgın demiri soğutma dönemidir” ve “Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız” sözleriyle yeniden gündeme taşıdı. Ne var ki onu da bir sertleşme dalgası izledi.
Dört: Ve nihayet meşhur ‘normalleşme’ dönemi… O ve sonrasında yaşananlar çok taze, halen de içindeyiz, o nedenle ayrıntısına girmiyorum.
Şimdi soralım: Bu kadar sertlik-yumuşama-sertlik döngüsünden sonra Erdoğan muhalefete dönüp bir kez daha “ülkemiz çok gerildi, şimdi kucaklaşma-yumuşama-birlik vaktidir” diyerek yeni bir döngüyü deneyebilir mi? “Yok, sertliği bu doza kadar yükselttikten sonra aynı zokanın bir daha yutulmayacağını o da bilir” denebilir mi?
Ben bu sorulara cevaplarımı yukarıda verdim: Kabul ediyorum, cevaplarım net değildi ama mevcut tabloda daha netini söyleyemiyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025