Alper GÖRMÜŞ
“Balyoz” kararları tartışmasında bugünden itibaren 2003’te 1. Ordu’da bir darbe planlandığına işaret eden “dijital olmayan deliller” bahsine geçiyorum (deyim Nazlı Ilıcak’a ait).
Darbe Günlükleri, Balbay Günlükleri, 2003’ün en önemli tanıklarının (Hilmi Özkök, Aytaç Yalman) sözleri ve başka şeyler...
İlk olarak, Darbe Günlükleri’nde Balyoz’a dair ne var ne yok, ona bakacağız...
Taraf, 20 Ocak 2010’da Balyoz planına dair belgeleri yayımladığında aklıma bir soru takılmıştı:“Balyoz”un en önemli figürleri arasında zikredilen zamanın Donanma Komutanı Orgeneral Özden Örnek, tuttuğu günlüklerde neden bundan hiç söz etmiyordu?
O günlerde, aynı soruyu kendilerine soran, isimlerini şimdi hatırlamadığım birkaç muhabir bana telefon etmiş, yardım talebinde bulunmuşlardı:
“Siz sık sık, Nokta’da yayımlanan bölümlerin Günlükler’in tamamını içermediğini söylüyorsunuz, acaba tümüne tekrar bakıp bu konuda bizi bilgilendirir misiniz?”
Meslektaşlarımın ricası üzerine 1. Ordu’daki plan seminerinin yapıldığı 5-7 Mart 2003’ün öncesinde-sonrasında Günlükler’de Balyoz’a dair bir şeyler olup olmadığına bir daha bakmış, dönüp onlara“hayır, hiçbir şey yok” demiş, ardından da ilave etmiştim: “Şöyle bir şey var ama, cevabını aradığınız soru çerçevesinde o da çok anlamlı görünmüyor...”
Darbe Günlükleri’ndeki o “şey” şuydu:
“8 Mart (2003) günü 1. Ordu Komutanlığı’nın Harbiye Orduevi’nde düzenlediği anılar gecesine gittik. Emeklilerimiz ile birarada olmak güzel bir beraberlik...”
“Anılar gecesi”nin, meşhur plan seminerinin sona ermesinden sadece bir gün sonra düzenlendiği hesaba katılırsa, aslında ilginç bir not... Fakat bilirsiniz, her ilginç şey önemli ve anlamlı değildir. O günlerde meslektaşlarım da benim gibi düşünmüş olmalılar ki, bu “not”un üzerinde durmadılar...
Belki de hepimiz yanıldık o zaman, belki de önemli ve anlamlıdır, bilmiyorum...
Radikal’de ben, CNNTürk’te Burak Örnek
Radikal’den Ezgi Başaran’ın 11 Ocak 2011’de benimle gerçekleştirdiği söyleşide, bana bu yönde herhangi bir soru yöneltilmediği hâlde konuyu oraya getirmiş, bu “garipliği” kamuoyunun da dikkatine sunmuştum:
“Darbe Günlükleri’nin nasıl bir ayrıntı düzeyinde kaleme alındığını bilen biri olarak, Günlükler’de o dönemdeki faaliyetlere hiç yer verilmemiş olmasını garipsiyorum. Acaba ordunun kendi ‘legalite’ sınırlarını çok ağır biçimde ihlal ettiği için mi hiç girmedi bu konulara?”
Keza Özden Örnek’in oğlu Burak Örnek, Balyoz davasının karara bağlandığı günlerde Şirin Payzın’ın CNNTürk’te sunduğu programa bağlanmış, aynı “garipliği” o da dillendirmişti:
“Babam 2003 martındaki iddia edilen darbe girişiminin içinde olsaydı, bunu günlüklerine yazmaz mıydı?”
Böyle demişti ama sorduğu soru derin bir sorunla malûldü: Çünkü Burak Örnek, yukarıda aktardığım sözlerini sarf etmeden önce babasının hiçbir zaman günlük tutmadığını öne sürmüştü.
Bunu söyleyip, ardından da “Günlükler’de neden Balyoz darbesinden söz edilmiyor” diye sormak, takdir edersiniz ki epeyce tuhaf... Belki konuşmasının tümünü, her şeyi fâş eden bir lapsus olarak değerlendirecekler de çıkacaktır aranızdan, ben bu aşamada başka bir şey söylemek istemiyorum...
Yalnız: Burak Örnek’in, babasının Deniz Harp Okulu öğrencilerinin çıkardığı “Pusula” adlı derginin Mart 2004 sayısında yer alan söyleşisindeki şu soru ve cevabı bilmediğini düşündüğüm için, söyleşinin bu bölümünü aktarmayı gerekli gördüm:
Soru: “Komutanım, özellikle Deniz Harp Okulu öğrencileri için gündemi efektif bir şekilde takip edebilme, olaylara geniş perspektifle bakabilme, yorumlayabilme ve ders çıkarma konusunda hangi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?”
Cevap: (...) Kendinize ileride faydalı olabileceğine inandığınız notlar tutun, mümkünse günlük tutun. (...) Mesela ben oturup 1975 senesinde gemide II. Komutanlık hatıralarımı eğer bir kenara günlük olarak yazmamışsam hepsini hatırlamam mümkün değil.”
Darbe Günlükleri’nde daha derin bir kazı...
“Darbe Günlükleri’nde neden Balyoz’u işaret eden bir şeyler yok” sorusu, Darbe Günlükleri’nin kamusal bölümlerinin tamamını kapsayacak İmaj ve Hakikat adlı kitabımın üzerinde çalışmaya başladığım günlerde de kafamı meşgul ediyordu... O nedenle çalışmalarımı, metinde bu soruya cevap teşkil edecek noktalar olup olmadığı üzerinde yoğunlaştırdım. Sonuçta, 2007 martında Günlükler’i sınırlı bir zaman diliminde hazırlayıp yayımladığımız için Nokta’daki versiyonda yer almayan fakat yukarıdaki soru açısından anlamlı ve önemli bazı notlarla karşılaştım.
Bunların bir bölümüne Taraf’ta kaleme aldığım yazılarda yer verdim, bir bölümü de İmaj ve Hakikat’i bekledi.
Cuma günü bunları derli toplu bir biçimde bir daha dikkatinize sunacağım.
***
Taraf’taki endazeyi kaçırmış manşetlerin zirvesi!
Taraf yazarları arasındaki, mealen “AK Parti günümüzde nedir” konulu tartışma iyice ele avuca gelmeye başladı...
Benim görebildiğim kadarıyla tartışma, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Kürt meselesini çözme iradesinin devam edip etmediği sorusu etrafında şekillenmeye başladı, oradan da buralara sıçrandı.
Tabii, Kürt meselesi Türkiye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceğini dolaysız olarak belirleyecek önemde bir mesele olduğu için, AK Parti’nin onu çözme iradesinin devam edip etmediği sorusuna verilen cevap, ister istemez “AK Parti nedir” sorusuna verilen cevapları da belirliyor.
Dolayısıyla, AK Parti’nin Kürt meselesini çözme iradesinin devam edip etmediği sorusuna “ediyor”cevabını verenlerin (mesela Gürbüz Özaltınlı, Yıldıray Oğur, Melih Altınok) AK Parti değerlendirmesiyle, “etmiyor” cevabını verenlerin (mesela Ahmet Altan) AK Parti değerlendirmesi de farklı oluyor.
Ben bu tartışmada kendimi “ediyor” diyenlere daha yakın hissediyorum. Fakat bu “ağır” konuya şimdilik girmeyeceğim.
Bugün, “etmiyor” çizgisini benimseyen ve o nedenle bir süredir AK Parti’ye karşı sert bir muhalefet çizgisi izleyen Taraf’ın bu çerçevedeki haberleriyle ilgili bir şeyler söylemek istiyorum.
“Bu kadarı da olmaz” dedirten manşet
Açık söyleyeyim, ben ne zamandır bu tercih doğrultusunda şekillenen başlık ve manşetlerde, yıllardır eleştiregeldiğim bir “muhalif” yazıişleri anlayışının yansımalarını görüyorum: Haberi kâh abartarak, kâh kullanışlı bir tarzda yorumlayarak, haberin, kendisine muhalefet edilen gücü zor duruma düşürme kapasitesini arttırdığını sanmak!
Oysa bu “tarz” kesinlikle istenen sonucu doğurmuyor. Tam tersine, bir yandan özünde haklı olan muhalif pozisyonun inandırıcılığını törpülüyor, bir yandan da kendisine muhalefet edilen gücü“mağdur” konumuna taşıyor.
Ben aslında bu söylediklerimi örneklerle ele almayı planlıyor, bunun için de Balyoz dizisinin bitmesini bekliyordum. Fakat Taraf’ın 7 ekim tarihli manşetini görünce dayanamadım.
Manşet, çok ciddi bir iddiayı dile getiriyordu: “Hür Ordu’ya jandarma servisi...”
Yani: Apaydın kampındaki muhalifler jandarma araçlarıyla Suriye sınırına taşınıyor, sonra da kampa geri getiriliyorlardı.
Bu dev iddia, Tuğba Tekerek’in, bölgede bir buçuk aydır akademik bir çalışma yürüten Koç Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şenay Özden’le yaptığı söyleşinin şu bölümüne dayandırılıyordu:
Tuğba Tekerek: “Ben şöyle bir şey duydum. Jandarma aracı savaşmak için Suriye’ye gitmek isteyenleri Apaydın kampından alıyor, sınıra götürüyor. Dönerken de muhalifler sınırda silahlarını bırakıyor, yine jandarma aracıyla kampa götürülüyorlar. Sizin böyle bir tanıklığınız oldu mu?”
Şenay Özden: “Görmedim ama evet ben de duydum bunu.”
İşte hepsi bu kadar... Taraf yazıişleri, buradan “Hür Ordu’ya jandarma servisi...” gibi bir manşet cümlesi ve “Yrd. Doç. Dr. Şenay Özden, Esed’e karşı savaşan Suriyeli muhaliflerin Apaydın kampından jandarma araçlarıyla sınıra götürüldüğünü doğruladı” gibi bir spot üretebilmiş!
Taraf okurlarına çağrı
Bu örnek, zannediyorum sorunun ne olduğunu ve ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaya yeter.
Balyoz dizisinden sonra Taraf’ın endazeyi kaçırmış manşetlerine ve haber başlıklarına geniş bir biçimde geri dönmek üzere şimdilik burada kesiyorum.
Bitirirken bütün Taraf okurlarına sesleniyorum: Gelin, bu işi birlikte yürütelim... Siz de rahatsızsanız ve varsa böyle tesbitleriniz, lütfen örnekleriyle bana yazın, ki gazetemizin güvenilirliğini önemli ölçüde zedeleyen bu gidişatla ilgili olarak uyarı görevimizi yerine getirmiş olalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025