Alper GÖRMÜŞ
Ailelerde “kardeşliği” ve “birliği” hep büyükler vurgular... Buna karşılık ailenin gençleri hep “eşitlik” ve “farklılıklarının kabul edilmesi” üzerinde durur.
Nedeni basit: Bir ucundan ortak bir kaderi paylaşanlar gayet iyi bilirler ki, “kardeşlik” ve “birlik” vurguları her zaman birlikte yaşayan unsurlardan daha güçlü olanına yarar. (Ben bunu biraz, güçlüler ve zayıflardan oluşmuş bir toplumda, güçlülerin “objektif gazetecilik”i savunmalarına benzetiyorum.)
Büyüklere göre, ailenin gençlerinin sorunu ya akıllarının bir karış havada oluşu; ya birileri tarafından kandırılmaları; ya da özgür fakat yanlış tercihleri nedeniyle “öz”lerinden kopmalarıdır.
Yine büyüklere göre, gençlerin bu “savruluşları” hiç kimse için iyi sonuçlar doğurmamaktadır; çatışma çıkmakta, ailede huzur diye bir şey kalmamaktadır.
Oysa, gençler, sadece onların iyiliklerini ve ailenin ortak menfaatlerini düşünen büyüklerini dinleseler ortada hiçbir sorun kalmayacak, birlik ve beraberlik içinde mutlu bir hayat süreceklerdir.
Bıktıran demagoji: Ayrımız yok, kardeşlerimizi dışlamayalım!
Gençlerin farklılığının vurgulanmasının en başta onlara yapılmış bir haksızlık olacağı; bunun, aslında “bütün”ün “doğal” bir parçası olan ailenin genç bireylerini dışlamak anlamına geleceği yönündeki koruyucu, kollayıcı yaklaşımın gençleri nasıl çileden çıkardığını çoğumuz kendi hayatlarımızdan tecrübe etmişizdir.
Ailenin gerçlerini sevgiyle kucaklayan bu türden koruyucu ve kollayıcıların, Kürt ve Alevi meselelerimizde de babalar, güçlüler, avantajlılar, beyazlar, Türkler, Sünniler arasından çıkması hiç şaşırtıcı değil.
“Kart-kurt-Kürt”teki sevecenlik!
Ben bunun çok çarpıcı bir örneğine yıllar önce Kürt meselesi bağlamında, yazar Alev Alatlı'da rastlamış, bu örneği Alatlı'nın Aktüel dergisi için kaleme aldığım portresinde de (2007) zikretmiştim:
“Bir yıl içinde başka neler mi dedi? Mesela Kürtler'in, 'Dağ Türk'ü, kart-kurt gibi tanımlamaların mizahi olduğu kadar da sevecen tınısını savsaklamamaları gerektiğini' söyledi. Kürt aydını Kendal Nezan'ın bir yazısına karşılık şöyle yazdı: 'Sana Dağ Türkü demişsem birtanem, kendimden ayırmamak için demiş olamaz mıyım?'”
Alev Alatlı, geçtiğimiz Mart ayında onun da imzasının bulunduğu “100 aydının 'Türk milleti' bildirisi”nden sonra da tekrar etti bu yöndeki düşüncesini. (100 Aydın Bildirisi'nin birinci maddesi şöyleydi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve sahibi olan Türk Milleti’nin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa’dan çıkarılamaz.”)
Bu bildiriyle, Alatlı'nın son kitabı “Beyaz Türkler Küstüler” aynı döneme rastlamıştı... Fatih Altaylı, bu vesileyle Habertürk'teki “Teke Tek” programına çağırmıştı Alatlı'yı...
Programın sonunda laf, “Kürt yoktur, karda yürürken çıkardıkları kart-kurt sesi nedeniyle kendilerine öyle denilmiştir, dağ Türküdür onlar”a geldi...
Alatlı'ya göre, bu, Türklerin Kürtleri kendinden bildiğini, ayrılmak istemediğini gösteriyordu; Türkler o nedenle onların farklı bir kimlikle tanıtılmasına karşı çıkıyorlardı. “Kart-kurt” yaklaşımında açık bir “sevecenlik” vardı ve biz onu “atlamamalıydık!”
“Dört dörtlük Alevi”deki sevecenlik!
Geçtiğimiz günlerde bu yaklaşımın Alevi versiyonununa Başbakan Erdoğan'ın sözlerinde rastladık: “Alevilik Ali'yi sevmekse, ben dört dörtlük Aleviyim!”
Bazı yazarlar, Alevilerin bu sözleri tepkiyle karşılamasını anlayamadıklarını; Başbakan'ın bu “muhabbet” dolu, “sevecenlik” dolu sözlerinin kıymetinin bilinmemesini yadırgadıklarını söylediler.
Oysa yadırgayacak hiçbir şey yok... Hatta ben, Alevilerin Başbakan'ın bu sözlerini öfkeyle karşılamalarına gösterilen tepkilere bakarak, Alevi sorunumuzun yeni bir tarifinin bile yapılabileceğini düşünüyorum: Türkiye'nin Alevi sorunu, Başbakan'ın “Alevilik Ali'yi sevmekse, ben dört dörtlük Aleviyim” çıkışına Alevilerin gösterdiği tepkinin anlaşılamaması sorunudur.
Öyledir, çünkü Aleviler bu sözü söyleyenin güçlü, avantajlı, Sünni bir “aile büyüğü” olduğunu biliyorlar... Eh, bu bilgi de onlara “eşitlik” ve “saygı” telkin etmiyor...
A. T. Alkan: “Aleviler bunu hak etmiyor”
Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan, 21 Temmuz'da Başbakan'ın sözlerinin Alevileri neden kızdırdığını irdeleyen mükemmel bir makale kaleme aldı.
Size o makaleyi özetlemek isterim...
Alkan, “Aleviler bunu hak etmiyor” başlıklı makalesinin girişinde şöyle diyordu:
“Eğer bir Alevi olsaydım, 'Ali’yi sevmek Alevilikse ben dört dörtlük Alevi’yim' sözünü işitince şöyle düşünür, 'Sen beni sadece yanlış anlamıyorsun; yanlış anlamakta sistematik bir ısrar içindesin' diye derin bir kalp kırıklığına kapılırdım.
“Biraz empati yapalım: Lâteşbih, bir gayrimüslim çıkıp, 'Müslümanlık yalan söylememek ise ben dört dörtlük Müslüman’ım' diyerek bizi anladığını ileri sürse ve hatta bununla iktifa etmeyip, 'Ben sizi sizden iyi anlıyorum; fakat ne yazık ki siz ne istediğinizi iyi bilmiyorsunuz' imâsında bulunsa en azından sinirlenmez miyiz? (Başbakan, Gezi gençlerine “Çevrecilik ağaç sevmekse ben çevrecinin deniskasıyım” diye hitap ederken de aynı hatayı yapmış, benzer bir sinirliliğe yol açmıştı. A. G.)
“Aleviliğin Hazreti Ali’yi sevmekten ibaret bulunduğu faraziyesi -eğri oturup doğru konuşalım- biz Sünnilere mahsus anlam çerçevesidir ve en kibar tabirle hayli eksik bir tabirdir. Eksikliğin ne olduğunu teologlar tartışadursun, usûl açısından yapılan yanlışın altını çizelim: Bir inanç dairesinin, bir başka inanç dairesini tarif etme hak ve yetkisi yok.”
“Bıktıran demagoji”nin Alevi versiyonu
Alkan yazısında, “ayrımız yok, kardeşlerimizi dışlamayalım” şeklindeki o bıktıran demagojinin Alevilik versiyonunu kendine has üslubuyla öyle güzel anlatıyor ki...
Şu paragraflara özellikle dikkatinizi çekmek isterim:
“- Ama efendim, Alevilik ayrı bir inanç, farklı bir din değildir ki; lütfen ehl-i kıble Ehlibeyt muhibbi kardeşlerimizi dışlamayalım, deyip duruyoruz yıllardır. Yıllarca düşünüp durduktan sonra, sırtını devlete yaslamış Sünni doktrinin bulabildiği en te’lifçi görüş bu işte.”
(...)
“Devlet aklı Sünnî doktrini itaat altına alıp evcilleştirirken, ehl-i sünnet dışındaki inanç yollarına sanki hiç yokmuşlar gibi baktı. Ondan ötürü şimdi Aleviliğe devlet içinde bir mesned ararken, 'Yok ayrımız gayrımız, biz de Hazreti Ali’yi çok severiz; işte camiler açık, ârıza çıkarmanın da mânâsı yok'tan başka söyleyecek söz bulamıyor.
(...)
“Her defasında Alevîleri anlayışsızlıkla karşılaşmaktan çıldırma raddelerine getirmek yerine baştan beri eğri çizilmiş 'devlet-din' ilişkilerini düzeltmek daha iyidir; 'bu kadarına gücümüz yetmez' deniliyorsa, her vesile ile 'Ben de Aleviyim' diye ortaya atılmamak da fena tedbir değildir.”
“Alevilik, bir cümlede tarif edilecek bir olgu değil, ayrıca tek olgudan ibaret de değil ama bu Alevilerin düşünmesi ve eğer isterlerse çözmesi gereken bir mesele; kendilerini nasıl tarif ediyorlarsa ona itibar etmeli. (...) Lütfen Alevileri daha çok ciddiye alalım; bunu hak etmiyorlar.”
Şefkat kardeşliği – eşitlik kardeşliği
Kanımca bütün mesele şurada: Hakiki, sürdürülebilir, sağlam bir kardeşlik salt “şefkat” üzerine kurulamaz. Eşitlik içermeyen bir kardeşlik, hakiki manada kardeşlik sayılamaz ve o kardeşlik sürdürülemez.
Bir “şefkat kardeşliği”ne eşitlik zerk etmeye kalkarsanız, istisnalar hariç karşılaşacağınız şey, “kardeş”e duyulan şefkatin azalmasıdır. Çünkü şefkat, eşitsizliğin tarlasında boy atan bir duygudur ve yönü kuvvetliden zayıfa doğrudur.
Başbakan'ın, Alevilerin “eşitlik” talebinin karşısına her defasında, her açılımda “şefkat”i çıkarması üzerinde uzun uzun düşünmeliyiz...
Keza, Alevilerden gelen “eşitlik” taleplerinin dozu arttıkça, Türkiye'nin Sünnilerinin ağırlıklı olarak, “Beni, eşitim görmediğim fakat sevip şefkat duyduğum Alevi kardeşimle eşit kılarsanız, ona olan sevgim ve şefkatim azalır” demeye getiren halleri üzerinde de uzun uzun düşünmeliyiz.
Başbakan'ın Alevilerle ilgili “sevgi, kardeşlik, şefkat” vurguları geniş Sünni kitlelerin diline “Alevilik bizim inancımız kadar muteber ve saygın değil ama bu Alevileri sevmememiz, onlara şefkat duymamamız anlamına gelmez” diye çevriliyor.
Başbakan bilmeli ki, bu bir “yetmez ama evet” tablosu değildir.
Aleviler haklı olarak öyle çok öfke biriktirdiler ki, bu öfkeyi “sevgi”yle, “kardeşlik”le, “şefkat”le izale edemezsiniz.
Elinizde tek bir etkili silah var: Eşitlik silahı...
Alevilere “eşitlik”le gitmeden, onlara ve inançlarına gerçek bir saygı göstermeden Türkiye'nin Alevi meselesini katiyen çözemezsiniz!
Tıpkı Kürt meselesinde olduğu gibi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025