Alper GÖRMÜŞ
Seçim bitti, koalisyonları konuşuyoruz... Havada uçuşan ihtimallere “olabilir”den çok “imkânsız” sözcüğü eşlik ediyor. Gerçekten de herhangi bir koalisyon ihtimalinden söz edilip ardından “ama”lara geçildiğinde, oradan “imkânsız”a sıçramak hepimizin gözüne pek kolay görünüyor.
Oysa koalisyon fobili ülkemizin çok da uzun olmayan demokrasi tarihinde ne kadar çok “imkânsız” koalisyon gördük. Bu tarihten derlediğimiz örnekleri gözden geçirdikten sonra, önümüzdeki koalisyon ihtimalleri için öyle kolayına “imkânsız” diyemeyeceksiniz...
1961: CHP-AP koalisyonu
27 Mayıs 1960 darbesinin ardından yapılan ilk seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) birinci, darbeyle yıkılan Demokrat Parti’nin devamı olan Adalet Partisi (AP) ise ikinci olmuştu. CHP’nin milletvekili sayısı tek başına iktidar için yetmiyordu. Bu koşullarda darbenin lideri ve Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’yü bir koalisyon hükümeti kurmakla görevlendirdi (10 Kasım 1961).
İnönü, darbenin etkisini mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda kırabilmek için AP ile “büyük koalisyon” kurmak istiyordu.
Bu, ilk bakışta “imkânsız” bir koalisyondu. Devrik Başbakan Adnan Menderes ve iki arkadaşının idamının üzerinden (17 Eylül, 1961) henüz iki ay geçmişti ve AP’liler, bu darbenin arkasında İsmet İnönü ve CHP’nin olduğuna inanıyorlardı. Ayrıca, iki partinin taraftarlarının kendi “parti kahvelerinde” oturduğu günler de hâfızalarda taptazeydi.
Duygular böyleydi ama bir de “memleket gerçekleri” vardı. Ordu içinde yönetimin yeniden sivilleştirilmesine karşı olanlar vardı ve bunların harekete geçmesinden korkuluyordu.
İşte bu koşullarda İnönü, kendisi gibi eski bir asker olan AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala ile görüştü. Gümüşpala bu koalisyona kesinlikle karşıydı, İnönü’ye, AP parti grubunun böyle bir teklifi kabul etmesinin imkânsız olduğunu söyledi. Nitekim, grup bu teklifi reddetti.
İnönü bunun üzerine ondan, parti grubuna bizzat kendisinin girip teklifte bulunmasına izin vermesini istedi. Gümüşpala bu onayı verdi. İnönü AP parti grubunda “katil” haykırışları arasında karşılandı. Fakat bir saati aşkın bir konuşmanın ardından grubu ikna etmeyi başardı.
Ragıp Gümüşpala buna rağmen koalisyona katılmayı reddetti. Ömrü yedi ay sürecek olan koalisyon hükümeti onun yokluğunda, 20 Kasım 1961’de kuruldu.
1974: CHP-MSP koalisyonu
14 Ekim 1973 seçimlerinde CHP birinci parti olmuştu ama, sahip olduğu milletvekili sayısı (185), tek başına iktidar için gerekli sayının (226) çok altındaydı. İkinci sırada Demirel’in AP’si vardı, Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Milli Selamet Partisi (MSP) ise 48 milletvekili ile üçüncü sıraya yerleşmişti.
Tablo yine bir “imkânsız koalisyon”lar tablosuydu. 1961 tecrübesini hatırlatarak bir “büyük koalisyon” ihtimalinden söz edenlere “hayalci” gözüyle bakılıyordu. “Solcu” CHP ile “şeriatçı” MSP arasındaki bir koalisyonun ise ancak delilerin aklına düşebileceği yaygın bir kanaatti.
Fakat hükümeti kurmakla görevlendirilen CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit “tarihsel yanılgı”ya son verdiğini söyleyip MSP ile ortaklığı kabul etti. “Tarihsel yanılgı”, sol ile dindarların bir araya gelmemeleri gerektiğine dair “tarihsel” bir tespitti ve CHP-MSP koalisyonu bu yönüyle en olmayacak şeyin gerçekleşmesi anlamına geliyordu.
Koalisyon 8 ay sonra, “tarihsel yanılgı”nın içi boş bir retorikten başka bir şey olmadığını gösteren bir nedenle sona erdi: Başbakan Ecevit, Eylül 1974’te bir İskandinavya gezisine çıkacaktı. Fakat ortağına o kadar güvenmiyordu ki, yerine doğal olarak Erbakan’ın vekâlet etmesi gerekirken, o CHP’li Orhan Eyüboğlu’nu vekil tâyin etti. Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan da Ecevit’in gezi kararnamesini imzalamadı. Ecevit geziyi iptal etti, 18 Eylül 1974’te de istifasını verdi.
1991: DYP-SHP koalisyonu
Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı olup Anavatan Partisi (ANAP) genel başkanlığından ayrılmasından sonra ANAP hızla güç kaybetmeye başladı. Nihayet Ekim 1991’de yapılan seçimlerde Süleyman Demirel başkanlığındaki Doğru Yol Partisi (DYP) birinci, Erdal İnönü başkanlığındaki Sosyal-Demokrat Halkçı Parti (SHP) ikinci oldu.
AP ile CHP geleneklerinden gelen, hatta düpedüz bu iki partinin devamı olan DYP ile SHP’nin bir koalisyonda buluşabileceği, o günleri yaşayanların akıllarının ucundan bile geçirmedikleri bir şeydi. DYP’liler SHP’lileri “aşırı solcu”, SHP’liler de DYP’lileri “aşırı sağcı” olarak görmeye devam ediyor, birbirlerini karşılıklı olarak Türkiye’yi 12 Eylül’e sürüklemekle suçluyorlardı.
Fakat bu düşman kardeşlerin ortak bir düşmanları vardı ve ona karşı duydukları öfke, biribirlerine karşı duydukları öfkeden daha yoğundu. Neticede “Turgut Özal nefreti” bu iki hasmı birleştirdi ve bir “imkânsız koalisyon” daha doğdu.
DYP-SHP koalisyonu Türk siyasi hayatının en uzun ömürlü koalisyonu oldu, 21 Kasım 1991’den Tansu Çiller’in kurduğu DYP azınlık hükümetine kadar devam etti (5 Ekim 1995).
1997: RP-DYP koalisyonu
27 Mart 1994’teki yerel seçimlerde Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi (RP) 15 büyükşehir belediyesinden, aralarında İstanbul ve Ankara’nın da olduğu 5’ini kazandı, oylarını da yüzde 19’a yükseltti.
Bu sonuç, Türkiye’nin laik sosyolojisini oluşturan geniş kesimlerde bir “dehşet” havası yarattı. Bu kesimlere göre “şeriat” göz göre göre geliyordu ve çare, başta ordu olmak üzere bütün laik güçlerin bu “tehlike”ye karşı birleşmelerinden geçiyordu.
Ne var ki RP, 27 Aralık 1995 seçimlerinde oylarını daha da artırdı (yüzde 21) ve birinci parti oldu.
Başta RP’liler olmak üzere hiç kimse, içinde RP’nin olduğu bir koalisyona ihtimal vermiyordu. Buna cesaret edebilecek bir “laik parti”nin çıkması mümkün değildi. O günlerin atmosferinde, böyle bir karar o partinin kendi yok oluşunu imzalaması anlamına gelecekti.
Fakat herkesin şaşkın bakışları arasında bu da oldu. Yalnız siyasi tutumu ve demeçleriyle değil, görüntüsüyle de “laik bir simge” sayılan Tansu Çiller, partisi ile “şeriatçı RP” arasında Erbakan’ın başkanlığında bir koalisyon kurulmasını onayladı.
Durum, Erbakan ve RP açısından da şaşkınlık vericiydi. Tansu Çiller o âna kadar Erbakan’a çok ağır hücumlarda bulunmuştu ve o lafların ardından Erbakan’ın Çiller ile bir koalisyon kurmasını açıklamak onun açısından da kolay olmayacaktı.
O günlerde Erbakan tarafından DYP ile koalisyon görüşmelerini sürdürmekle görevlendirilen ve kurulacak kabinede Devlet Bakanı olan Gürcan Dağdaş bu durumu şöyle anlatıyor:
“Bizim şimdi bu Refah-Yol kurulurken bana rahmetli Erbakan görev vermişti. Doğru Yol ile teması sen sürdür demişti. Ben de ‘Hocam bir ton laf etti bu hanfendi, meydan meydan dolaşın bana oy verin, Refah’ın önünü keseceğim dedi’ diye itiraz ettim. 'Bu nasıl olacak?' diye sordum. Rahmet Erbakan bana dedi ki, ‘Devletin ve milletin âli menfaatleri için bir miktar unutkanlık iyi bir şeydir.’” (Gürcan Dağdaş’la söyleşi, Rota Haber, 12 Mayıs 2015).
Türk demokrasisinin belki de en “imkânsız” koalisyon hükümeti böylece 6 Mart 1996’da kuruldu, fakat ömrü sadece üç ay oldu.
http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/turkiyenin-imkansiz-koalisyonlari
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025