Alper GÖRMÜŞ
Son yazılarımda Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), salt kendi laik-seküler tabanının duymak istediklerini tekrarlayarak seçim kazanma ihtimalinin olmadığını... Parti tabanının da bunu nihayet (ve mecburen) idrak etmekte olduğunu ele aldım.
Aslında, CHP liderliği Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığından itibaren ürkek adımlarla olsa da parti tabanını bu yönde ‘eğitmeye’ çalışıyordu. Ne var ki, hakikatin parti tabanının kafasına dank etmesi, ancak iktidar için yüzde 51’in şart haline geldiği yeni sistemle mümkün olabildi. O sayede, Muharrem İnce, “CHP’de yürek soğutan fakat iktidar getirmeyen söyleme mecburi veda” başlıklı yazımda da dile getirdiğim gibi (Serbestiyet, 7 Mayıs) parti tabanının tepkisinden ürkmeksizin konuşabilen ilk CHP’li oldu:
“CHP’nin çekirdek seçmeni artık iktidar için sadece laiklere seslenen ve onların yüreğini soğutacak tarzda konuşan liderlerin yetmeyeceğine inanıyor ve gönülsüz de olsa, liderlerinin seçim kazandıracak yeni bir söyleme geçmelerine razı oluyor; o söylem, eskisi gibi yüreklerini soğutamasa da... Muharrem İnce’nin Kürtlerle ve muhafazakârlarla ilgili olarak, taban tepkisinden hiç korkmadan hayli radikal bir dile yönelmesi biraz da tabandaki bu mecburi kavrayıştan kaynaklanıyor.”
Büyük uyum...
Fakat yalan değil, ben CHP tabanının bu kadar az zamanda bu kadar büyük bir uyum gösterebileceğine inanmıyordum. Muharrem İnce neler neler diyor, neler neler yapıyor da CHP tabanının gıkı çıkmıyor.
CHP’yi ve tabanını ele alan zikrettiğim yazıların sonuncusunda, Muharrem İnce’nin, hepimizin bildiği tarzına hiç uymayan sakin ve yumuşak bir dil tutturduğunu, bunun da akla CHP’nin 2009’daki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerindeki kampanyasını getirdiğini söylemiştim.
Bu noktada bir de tahminde bulunmuştum: Muharrem İnce ve ekibi, büyük bir ihtimalle 2009’daki o kampanyayı CHP adına yöneten Ateş İlyas Başsoy’un AKP Neden Kazanır CHP Neden Kaybeder kitabındaki önerilerden haberdardı ve kendi kampanyalarını o doğrultuda yürütüyorlardı.
Daha önce dediğim gibi, bu yazıda ve bir sonrakinde size o kitabı özetleyecek, kitaptaki önerilerin CHP’nin 2009’daki Antalya seçim kampanyasına nasıl uygulandığını ele alacağım.
Ben, Muharrem İnce’nin bir şansı varsa (ki olduğuna inananlardanım), bunun ancak o kitapta anlatılan ve Antalya’da uygulanıp test edilen kampanyaya benzer bir kampanyayla mümkün olabileceğini düşünüyorum.
Artık Ateş İlyas Başsoy’u ve kitabını anlatmaya başlayabilirim...
Kılıçdaroğlu’na: ‘Yöntemlerimi uygularsanız...’
Ateş İlyas Başsoy, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) ‘hep kazanan’ bir parti olmasını, buna mukabil parlamentoda hakiki, güçlü bir muhalefet partisinin bulunmamasını kaygı verici bulan; bu nedenle de, CHP’nin güçlenmesini sadece istemekle kalmayıp, uzmanı olduğu ‘seçim kampanyası yönetimi’ne dair bütün bilgisini bu partinin hizmetine sunmaya çalışan bir sosyalist... Başsoy, 2009 yerel seçimlerinde (ki o zamanlar Birgün gazetesi yazarıydı) Antalya’da CHP büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Akaydın’a seçimi kazandıran ‘mucize kampanya’nın yaratıcısı ve uygulayıcısı...
Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya başarısının ardından 2011 Haziran seçimleri için onu davet etti, saatler boyunca dinledi. İlyas Başsoy Kılıçdaroğlu’na, yöntemlerini benimser ve uygularsa seçimi kazanacağını veya oylarını büyük oranda arttıracağını, fakat bilinen CHP yöntemlerini uygularsa ‘en fazla yüzde 26 alabileceğini yüzüne karşı söyledi.
Ne var ki, CHP 12 Haziran 2011 seçimi kampanyasını İlyas Başsoy’a vermedi. Seçimlerde de Başsoy’un dediği gibi yüzde 26 alabildi.
Bunun üzerine o da, Antalya kampanyasında uyguladığı, çok isteyip de gerçekleştiremediği genel seçimler kampanyasını alabilseydi uygulayacağı iletişim stratejisini AKP Neden Kazanır, CHP Neden Kaybeder başlıklı bir kitapta toplamaya karar verdi.
En kritik nokta: Kampanya ‘siyasetsiz’ seçmene yönelmelidir
İlyas Başsoy, çok temel ve çok basit bir kabulden yola çıkıyor: Bir siyasi kampanya, oyunu sadece ‘iş’e ve ‘hizmet’e bakarak veren ‘siyasetsiz seçmen’lere yönelik olarak yürütülmelidir. (Başsoy, bu seçmenlerin tamamını Selim Türkhan adını verdiği hayali bir kişiyle ifade ediyor, onların partisine de Selim Türkhan Partisi –STP diyor.) Kampanya STP tabanını etkilemeye yönelik olmalıdır, çünkü partilerin taşlaşmış tabanlarından birkaç parça sökmek bile zorken Selim Türkhan Partisi’nin tabanında ‘hizmetle tavlanmayı’ bekleyen, oyunu her an değiştirmeye hazır milyonlarca seçmen vardır.
Başsoy’a göre, AKP baştan beri çekirdek tabanıyla zımnî bir sözleşme yapmış ve onları, partinin bütün enerjisini ‘siyasetsiz’ Selim Türkhanların oyunu almaya harcamasına ikna etmiştir. Yani AKP çekirdeği, seçimi kazanıp iktidar olabilmek için bunun kaçınılmaz olduğunu kabul eden ve gereğini yapan bir kitledir.
CHP ise tam tersine, sürekli olarak Çetin Altan’ın deyişiyle ‘Türk’ün Türk’e propagandası’ misali kendi ‘çekirdek’ine propaganda yapan bir parti görünümündedir. Yönetim buna biraz da mecbur kalmaktadır, çünkü bunun dışına çıkıp mesela laiklikten, ‘şeriat tehlikesi’nden biraz daha az bahsettiğinde aşağıdan homurtular gelmektedir.
Başsoy’a göre burada temel sorumluluk, tabanını bu yönde eğitip gereğini yapmayan yönetimlerdedir. Ayrıca, yönetimler cesaret gösterip bunu yapsalar, ‘çekirdek’ten yine de kopmaların olmayacağını görecek ve rahatlayacaklardır. Çünkü, adı üstünde; çekirdek çekirdektir, öyle kolay kolay kırılmaz. Hele ki, bu ‘fedakârlığı’nın seçim zaferi getireceğinin kokusunu alırsa...
Sonuçta şu olmaktadır: AK Parti sürekli olarak kendi çekirdeğini genişletirken, CHP, dünyada bir eşi daha bulunmayan büyüklükteki (yüzde 25) çekirdeğini bir türlü genişletememektedir. Dolayısıyla CHP seçmeni ile CHP tabanı hep aynı büyüklüğe tekabül etmektedir: Yüzde 25.
İlyas Başsoy’a göre, son iki seçimde AK Parti Selim Türkhanların tamamına yakınının oyunu aldı.
‘Tepki’ değil, ‘etki’ ortaya koymak...
Başsoy’un kitabı iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, Erdoğan’ın ‘Çok ama çok anormal bir durum’ diye tanımladığı Antalya seçim zaferi anlatılıyor. Buna göre:
İlyas Başsoy, seçimlere iki ay kala ekibiyle birlikte İstanbul’dan Antalya’ya gittikten sonraki ilk karşılaşmalarında Mustafa Akaydın’a ‘tepki’ değil ‘etki’ ortaya koyacaklarını söylemiş. Yani AK Parti’ye ve adayına hiç sataşmayacaklarını, sadece kendi yapacaklarını anlatacaklarını söylemiş.
Bu öneriler doğrultusunda, klasik CHP iletişim stratejisiyle yürünseydi Antalya’da yapılan yatırımların tamamı görmezlikten gelinecekken tam tersi yapılmış ve yapılanların takdir edildiği bir strateji uygulanmış. İlaveten de, bunların sürdürüleceği ve daha fazlasının yapılacağı duyurulmuş Antalya halkına. Böylece, Menderes Türel’in ‘başarı kültü’ üzerinden propaganda yapması engellenmiş. Öyle ya, her teşebbüsünde, ‘tamam, biliyoruz, reddetmiyoruz, sağolun, Antalyalılar size minnettardır’la karşılanacak bir başarı propagandasının tadı mı kalır?
‘İsveç tipi’ seçim kampanyası
Başsoy, “Lütfen, Türkiye İsveç tipi bir seçim kampanyası görsün” diyerek Akaydın’ı ikna etmiş ve kampanyanın ilk günü elinde bir çiçekle Menderes Türel’i ziyaret etmesini sağlamış.
Bütün bunların sonucunda, başarıları takdir eden, böylece işbaşına geldiğinde kavga etmek bir yana ‘hizmet’ten başka bir şey düşünmediğini gösteren; hırçın olmayan; nazik, babacan bir Akaydın imajı Antalyalıların zihinlerine ve kalplerine yerleştirilmiş.
Kampanyanın bir aşamasında Başbakan Erdoğan Antep’te doğrudan Akaydın’ı hedef alıp ‘Bir de ‘yaparsa hoca yapar’ diye bir laf uydurmuşlar’ deyince, İlyas Başsoy hemen telefona sarılıp Akaydın’ı aramış: ‘Hocam müjde, Başbakan takipçiniz oldu. Sanırım bu seçimi alacaksınız.’
İlyas Başsoy, ertesi gün ‘Başbakanım kızma, mutlu ol’ billboard’unu hazırlamış. Şöyle diyor kitabında:
“Siyasetsiz seçmen için en ilginç olanı ise ‘Başbakanım’ sözcüğüydü. Rakip bir partinin adayı olduğu halde ‘Başbakanım’ diyerek sahiplenmek, daha önce örneği görülmüş bir durum değildi. Tek başına bu basit iyelik ekinin, Selim Türkhan’ları kazanmada çok önemli katkısının olduğunu gördüm.”
Başsoy, seçimi kazandığı gün geçmiş Akaydın’ın karşısına ve kendi hazırladığı, kusursuz olduğunu düşündüğü projelerle Başbakan’a gitmesini istemiş. Şöyle demiş:
“Siz bu seçimi ‘Başbakanım’ diyerek kazandınız, yine ‘Başbakanım’ diyerek projeleriniz için destek isteyin. Kabul etmezse, o ayıplı duruma düşer. Siz efendiliği elden bırakmayın.”
Fakat öyle olmamış, Akaydın projelerle Başbakan’a gitmek yerine projeleri unutmayı tercih etmiş...
O nedenle de İlyas Başsoy seçimlerden sonra kendisini sık sık CHP’ye oy verenlerden özür dilerken buluyormuş.
‘Bir seçim nasıl kaybedilir?’
Başsoy, kitabının ‘Bir seçim nasıl kaybedilir’ başlıklı ikinci bölümünde ise 12 Haziran 2012 seçimleri için Kılıçdaroğlu’na nasıl bir iletişim stratejisi sunduğunu anlatıyor.
O strateji de tıpkı Antalya gibi başarıyı takdir eden ve hırçınlığı reddeden mesajlar üzerinden, partinin hizmet aşkıyla dolu olduğu algısını Selim Türkkan’lara verme temeline dayanan bir strateji... Fakat çok daha radikal öneriler içeriyor. Bunlardan birinde, CHP seçimleri kazandığı takdirde Sağlık ve Ulaştırma bakanlarının görevlerine devam etmeleri rica ediliyor.
Kitabın bu bölümünü de Perşembe günü anlatacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025