Alper GÖRMÜŞ
27 Eylül tarihli yazımda, Rus gazeteci Svetlana Aleksiyeviç’in, Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinin başladığı 1980’lerin sonundan 2012’ye kadar geçen dönemde, olan bitene fiilen tanıklık etmiş sıradan ‘Sovyet insanları’yla gerçekleştirdiği uzun söyleşilere dayanan kitabından söz etmiştim.
2015’ te Nobel’le ödüllendirilen İkinci El Zaman: Kızıl İnsanın Sonu başlıklı kitap, Stalin ve ardıllarının yönettiği Sovyetler Birliği’nin nasıl bir ülke ve insan yarattığını berrak bir biçimde gösteriyordu.
Kitap, bu ana temaya paralel olarak, Sovyetler Birliği’nin dağılmaya başladığı 1990’ların başından itibaren ortaya çıkan bir dizi ibretlik gelişmeyi de yine o gelişmeleri fiilen yaşayan insanların tanıklığıyla gözler önüne seriyor.
Bu yan temaların en çarpıcılarından biri de, 70 yıl boyunca hiç sarsılmayan ve ebedî olduğuna inanılan ‘Sovyet kardeşliği’nin bir gecede berhava olması ve milliyetçi boğazlaşmanın başlayıvermesi...
Bütün Sovyet topraklarına yayılan ve bulundukları yerlerde azınlıkta olan Ruslara karşı yerli halkın uyguladığı şiddet... Çeşitli cumhuriyetlerdeki yerli halkın, o cumhuriyetlerde yaşayan azınlıklara karşı uyguladığı şiddet (mesela Ermeni-Azeri, Gürcü-Abhaz boğazlaşmaları)... Rusların, 1990’dan sonra artan göçmen akınını durdurmak için Moskova ve büyük şehirlerde çeşitli milliyetlerden azınlıklara, özellikle de Müslüman azınlıklara uyguladıkları şiddet...
Aleksiyeviç’in kitabını ele aldığım 27 Eylül’de, bir sonraki yazıyı (1 Ekim) bu tanıklıklara ayıracağımı söylemiştim. Çünkü kanaatimce bu tanıklıklar, “bizde milliyetçi boğazlaşma olmaz” iyimserliğine çok da fazla güvenmemek gerektiğini gösteriyordu ve onlardan öğrenecek çok şey vardı.
Ne var ki araya Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (Democratic Progress Institute – DPI) Ankara’daki toplantısına dair izlenimlerim girdi. Dolayısıyla, 1 Ekim tarihli yazıda yer veremediğim bu tanıklıklardan seçtiğim bölümleri bugün dikkatinize sunacağım.
Aleksiyeviç’in, “Öldüren herkesin Tanrı’ya hizmet ettiğine inandığı zamana dair” diye sunduğu kitabın bu bölümlerini okurken kafama takılan noktalardan biri de, Rusya’nın 10 yılını etkileyen ve hepimiz için büyük dersler taşıyan bu dramatik olayların, zamanında gazetelerde ya da televizyonlarda neredeyse hiç yer almaması oldu.
Aleksiyeviç’in kitabından derlediğim 1990’ların Rusyası’ndan milliyetçi boğazlaşma sahnelerini, biraz da bu ilgisizliğin gecikmiş bir tashihi olarak kabul edebilirsiniz...
‘Hepsi Sovyetti ve birden hiçbir şey kalmadı bundan’
Doksan yılı... Minsk’teki üç odalı dairemizde on beş kişi yaşardı, bir de kundakta bebek vardı. Önce Bakü’den kocamın akrabaları geldi; ailesiyle birlikte kız kardeşi ve kuzenleri. Misafirliğe gelmediler, beraberlerinde “savaş” sözcüğünü de getirdiler. Çığlıkla girdiler eve, şişmiş gözlerle... (...) Kışın daha da çoğalmıştık. Tacikistan’dan geldiler kışın. Duşanbe şehrinden kız kardeşim, ailesi, kocasının anne ve babasıyla geldi. Tam da böyle oldu... Yani... Her yerde uyuyorlardı, hatta yazın balkonda uyuyorlardı. Ve... Konuşmuyor, bağırıyorlardı... Onlar kaçarken savaş da peşlerindeydi. Ama onlar... hepsi, benim gibi, Sovyet... Kesinlikle Sovyet. Yüzde yüz! Bununla gurur duyuyorlardı. Ve birden hiçbir şey kalmadı bundan. Hiç! Sabahleyin uyandılar, pencereden baktılar, artık başka bir bayrak altındaydılar. (Margarita Pogrebitskaya, Rus, doktor, 57 yaşında).
‘Anlayamıyorum... Anlamam imkânsız...’
Ben Rusum. Abhazya’da doğdum ve uzun süre orada yaşadım. Suhumi’de. Yirmi iki yıl yaşadım orada. Doksan iki yılına kadar... Savaş başlayıncaya kadar. “Eğer su yanarsa, nasıl söndürülür?” der Abhazlar. Savaş hakkında böyle derler... İnsanlar aynı otobüsle gezer, aynı okullara gider, aynı kitapları okur, aynı ülkede yaşardı ve herkes Rusça öğrenirdi. Şimdi ise birbirlerini öldürüyorlar: Komşu komşuyu, sınıf arkadaşları birbirini öldürüyor. Erkek kardeş kız kardeşini öldürüyor! Hemen şurada savaşıyorlar, evlerinin hemen yanında... Ne kadar oldu ki? Bir yıl... İki yıl önce... kardeş gibi yaşardık, herkes Komsomol ve komünistti. Okul yıllığına yazmıştım: “Sonsuza dek kardeşiz...”, “Kopmaz beraberlik...” İnsan öldürmek! Bu kahramanlık değil, hatta suç bile değil... Bu korkunç bir şey! Bunu gördüm... Anlayamıyorum... Anlamam imkânsız.
(...)
Hayvanat bahçesini bombalamışlar... Geceleyin Gürcüler birini kovalıyormuş. Abhaz olduğunu sanmışlar. Onu yaralamışlar, bağırdığını duymuşlar. Sonra Abhazlar onu takip etmiş, Gürcü olduğunu sanıyorlarmış. Kovalamışlar, ateş etmişler. Sabaha doğru yaralının maymun olduğunu görmüşler. Hepsi, Gürcüler de Abhazlar da ateşkes ilan edip onu kurtarmaya çalışmışlar. Ama insan olsa öldüreceklermiş...” (Olga V., Rus, Topograf, 24 yaşında).
‘Annemi çırılçıplak soydular ve ateşe attılar...’
Ermeniyim ben, ama Bakü’de doğup büyüdüm. Bakü, en sevdiğim şehir... En sevdiğim, ne olursa olsun!
(...)
Bakü’de büyük bir evde yaşıyorduk... Büyük bir avlusu vardı, avluda dut ağacı vardı, sarı dut. Enfesti! Hep beraber yaşıyorduk, tek bir aile gibi; Azerbaycanlılar, Ruslar, Ermeniler, Ukraynalılar, Tatarlar... Klara Teyze, Sara Teyze... Abdulla, Ruben... En güzeli de Silva’ydı, uluslararası uçuşlarda hosteslik yapıyordu, İstanbul’a uçuyordu, kocası Elmir de taksiciydi. Kadın Ermeni’ydi, erkek Azerbaycanlı, ama kimse bunu düşünmüyordu bile, böyle konuşmalar hatırlamıyorum hiç. Dünyayı başka türlü bölerdik: İyi bir insan mı, kötü mü; aç gözlü mü müşfik mi? Komşu ve misafir. Hepimiz aynı köydendik. Aynı şehirden...
(...)
Ne zaman başladı bütün bunlar? Seksen sekiz yılı... Meydanda birtakım insanlar toplandı, hepsi de karalara bürünmüştü, dans edip şarkı söylüyorlardı. Bıçak ve hançerlerle dans ediyorlardı. (Çalıştığım) telgraf binası meydanın yanında, her şey gözlerimizin önünde oldu. Balkona çıkıp bakıyoruz. “Ne diye bağırıyorlar?” diye sordum. “Gâvurlara ölüm! Ölüm!” (...) Yemek arasında genellikle beraber çay içerdik, sonra birdenbire bir gün: Azerbaycanlılar bir masaya oturuyor, Ermeniler başka bir masaya. Bir anda, anlıyor musunuz? Hiçbir şey anlayamadım ben, hiç. Hâlâ aklım almıyor.
(...)
Bakü’den Sumgait’e otuz kilometredir... Orada oldu ilk pogrom... İşyerinde bir kız vardı Sumgait’ten, iş bitimi herkes evlerine giderdi ama o postanede kalıyordu. Araç gereç odasında yatıyordu. Ağlaya ağlaya dolanıyor, sokağa bakmıyor bile, kimseyle konuşmuyor. Bir şey soruyorlar, susuyor. Ama konuştuğu zaman... Konuşmaya başladığı zaman onu dinlemek istemezdim... Duymak istemiyordum.
“Evine ne oldu?” – “Evi yağmaladılar.” – “Annenle babana ne oldu?” – “Annemi avluya götürdüler, çırılçıplak soydular ve ateşe attılar! Hamile kız kardeşimi ateşin etrafında dans etmeye zorladılar... Öldürürken de, demir sopalarla karnından çocuğu çıkarttılar...” – “Sus artık! Sus!” – “Babamı parçaladılar... Baltayla... Akrabalarım onu ancak ayakkabılarından tanıyabildi... Adamlar toplandı, genç, yaşlı adamlar, yirmi otuz kişi, Ermeni ailelerinin oturduğu evlere daldılar. Öldürüp tecavüz ettiler; kıza babasının önünde, kadına kocasının önünde... Otomobilleri yaktılar. Mezarlıkta Ermeni ailelerinin mezar taşlarını kırdılar... Ölülerden bile nefret ediyorlardı.
(...)
Şehir mültecilerle doluydu, Ermenistan’dan kaçan Azeri ailelerdi bunlar. Elleri boş kaçmışlardı, eşyalarını alamadan, tıpkı Bakü’deki Ermenler gibi. Ve aynı şeyleri anlatıyorlardı. Oy! Oy, hep aynı şeyi anlatıyorlardı. Azerbaycanlı pogromunun yapıldığı yeri, Hocalı’yı anlatıyorlardı... Orada da Ermeniler Azerileri öldürmüştü, kadınları pencerelerden atmışlardı... Kafaları kesmişlerdi... Ölülerin üzerine işemişlerdi.” (Margarita K., Ermeni mülteci, 41 yaşında).
‘Hatırladıklarım yüzünden aklımı kaçıracağım bir gün...’
Doksan iki yılı... Hepimizin beklediği özgürlük yerine iç savaş başladı. Kulablılar Pamirlileri, Pamirliler Kulablıları öldürmeye başladı... Karateginler, Hissarlılar, Garmlılar; hepsi bölündü. Benim sevdiğim Duşanbe değildi bu artık... Şehrin sokaklarında elleri borulu ve taşlı kalabalıklar geziyordu... Son derece barışçı, sessiz, sakin insanlar katile döndü. Daha dün dosttular; huzurlu huzurlu çay içiyorlardı çayhanede; bugünse gidip demir çubuklarla kadınların karnını parçalıyorlar.
(...)
İnternetteki o videoları gördünüz mü? Beni alt üst etti o videolar. Bir hafta yataktan kalkamadım... Ah o videolar yok mu... İnsanları öldürüp bir de filme almışlar. Senaryoları varmış, rolleri yazmışlar... Gerçek bir film gibi... Bir tek seyirci eksik. Biz de seyrediyoruz işte... Bizi zorluyorlar buna... İşte delikanlının biri sokakta geziyor, bizden bir delikanlı, Tacik... (Rus gençler) onu yanlarına çağırıyorlar, çocuk gidiyor, tutup yere deviriyorlar onu. Beysbol sopalarıyla dövüyorlar, çocuk önce yerde yuvarlanıyor, sonra kıpırtısız kalıyor. Onu bağlayıp bir arabanın bagajına atıyorlar. Ormanda bir ağaca bağlıyorlar. Filmi çeken kişinin de iyi bir sahne olsun diye uygun açı aradığını görüyorsun. Derken delikanlının kafasını kesiyorlar. Nereden çıktı bu? Kafa kesmek... Bu bir Doğu ritüeli. Ruslara özgü değil. Herhalde. (Gavhar Curayeva, Tacik, Moskova’daki Tacikistan Fonu Göçmenlik ve Hukuk Merkezi Başkanı).
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025