Alper GÖRMÜŞ
Taraf, Halil Berktay’ın başlattığı “1 Mayıs 1977’de ne oldu?” tartışmasını gazete olarak devralıp sürdürme yönünde bir karar aldı ve bunu uyguluyor. Taraf’ın kararının doğruluğu hususunda hiçbir kuşkum yok. Fakat gazetemizin tartışmayı yürütürken benimsediği editoryal tercihlerin problemler taşıdığı kanaatindeyim.
Gazetecilik bir “şüphe” mesleği... İyi gazetecilik, şüpheli alanlara girip soru sorma cesaretini gösterebilenlerin hak ettiği bir sıfat... Yasemin Çongar, kendisine Taraf’ı farklı kılan şeyin ne olduğunu soran bir yabancı meslektaşına şu basit fakat çok anlamlı cevabı vermişti: “Soru soruyoruz...”
Taraf, bu ölçüye vurulduğunda yıldız gibi parlayan bir gazete...
Fakat gazeteci de bir insandır ve bütün insanlar gibi sorduğu sorunun cevabını da bulmak ve ilan etmek arzusunu her zaman içinde taşır.
İşte bu insani heyecan “iyi gazeteciliğin” önündeki en büyük tuzaklardan birine kapı aralar: Soru sormakla yetinmeyip cevabı da yapıştırmak, hüküm vermek!
Taraf’ın zaman zaman bu tuzağa düştüğünü ben şahsen gözlüyorum, yazılarımda bunlardan birkaçına işaret de ettim. Doğrusu, 1 Mayıs 1977 tartışmasında da aynı tuzağın izlerini açıkça görebiliyorum.
Kuşkulu durumlar “hüküm dili”ni kaldırmaz
Neşe Düzel’in iki eski İlerici Gençler Derneği (İGD) yöneticisiyle gerçekleştirdiği söyleşi (Taraf, 14 ve 15 mayıs), tartışmayı sözünü ettiğim tuzağa düşmeden yürütmenin iyi bir örneği... Bu söyleşide, İGD’nin eski genel sekreteri Alaiddin Taş’ın faydalı ve gerekli bulduğu 1 Mayıs 1977 tartışmasının yürütülüş biçimine yönelttiği eleştiriye tamamen katılıyorum:
“Eğer bu tartışmalar bizi hırçınlaştırıp, yeni bir saldırgan kültürle birbirimizi suçlama noktasına götürecekse, bundan kimseye bir fayda çıkmaz. Şu anda Taraf’ta ve internet sitelerindeki tartışmalar sağlıklı değil. Elbette geçmişini tartışmayan, tarihiyle yüzleşmeyen dinamik bir hareket demokrat olamaz ve kendi gerçeğini yansıtamaz. Elbette sol önce demokrat olacak, konuşacak ve tartışacak. Ama Taraf da bu tartışmalarda tartışmanın bir tarafı değil, ‘olayın tartışılmasının tarafı’ olacak.”
Bence de Taraf, “olayın tartışılmasının tarafı” ve bir “platform” olarak kalmayı beceremedi. Bunun için soru sormakla yetinmesi gerekirdi fakat yetinmesini bilemedi. Sonuçta kuşkulu, tartışmalı durumlarda benimsenmesi gereken dilden uzaklaştı, “hüküm dili”ne yaklaştı ve “tartışmanın bir tarafı” olarak algılandı.
Bence bu algıyı yaratan editoryal tercihlerin ilki ve en talihsizi, konunun Taraf’ın haber sayfalarına taşındığı ilk gün olan 2 mayısta ortaya çıktı. Tartışmayı bir televizyon kanalında yaptığı konuşmayla başlatan Halil Berktay’la gerçekleştirilmiş ilk gazete söyleşisinden söz ediyorum...
“77 katliamından solcular sorumlu” başlıklı bu söyleşinin sunumunda aynen şu cümleler yer alıyordu:
“34 kişinin öldüğü 1 Mayıs 1977 olayları, o gün meydanda olan Halil Berktay’a göre, birbiriyle çatışan solcuların marifeti. (...) O gün Taksim Meydanı’nda yaşananlara çok yakından tanıklık eden Tarihçi-yazar Halil Berktay’a göre, ortada ne kanlı bir derin devlet komplosu ne de etrafa gizlenmiş keskin nişancılar vardı. Sol, kendi rezilliğinden bir mağduriyet efsanesi çıkardı.”
Bu, Berktay’ın söyleşide ifade ettiği “Tabii, devletin ajanları sızmış olabilir. Önemli olan şu ki, solun izlediği politik çizgiler itibariyle onlara çok elverişli bir ortam vardı” cümlesini hiç dikkate almayan; sonuçta da okuyanlarda devletin, Kontrgerilla’nın o meydanda hiç bulunmadığı, bir provokasyon için fırsat kollamadığı algısına yol açan bir sunuştu. Oysa söyleşinin bütünü okunduğunda ortaya çıkan şey şuydu: Halil Berktay, ortaya çıkan manzarada bir derin devlet parmağı olabileceği ihtimalini reddetmiyor, fakat o parmağın işini görmesi için solcuların ona nasıl zemin hazırladığına dikkat çekmek istiyordu.
Gazete muhtemelen Berktay’ın Sular İdaresi’nden ve Intercontinental otelinden kurşun sıkılmasını “palavra” olarak nitelemesinden yola çıkarak varmıştı bu sonuca... Şöyle bir akıl yürütme yani: Madem 1 Mayıs 1977’yi bir “derin devlet planlaması”nın ürünü olarak görenler bugüne kadar hep bu iki “delil”e başvurmuştu, bu “delil”ler yanlışlanırsa derin devlet provokasyonu iddiası da çökmüş olurdu. Nitekim Taraf bu ilk yayının ardından enerjisini sürekli olarak Sular İdaresi’nden ve otelden ateş açıldığı iddiasının gerçekten de “palavra” olduğunu göstermeye ayırdı.
Devletin otele, Sular İdaresi’ne ihtiyacı yoktu
İyi de, derin devletin orada ille de o iki noktadan ateş açan silahlı ajanlar suretinde var olması gerekmezdi ki... Hatta 1 Mayıs 1977’ye ön gelen günlerdeki korkunç gerilimi dikkate alırsak, o meydanda büyük bir paniğe yol açmak için hiç böyle bir şeye gerek olmadığını hemen anlarız... O öyle bir gerilimdi ki, “içeride” yer alan birkaç solcu görünümlü ajan sayesinde arzu edilen sonuca ulaşmak çocuk oyuncağıydı... Şunu bile söyleyebiliriz: Kontrgerilla’nın elinde böyle bir imkân varken o iki noktadan ateş açmak, göze alınması son derece mantıksız ve gereksiz riskler olarak görünüyor... Çünkü oradan ateş açıp da alandaki yüzbinlerce insan tarafından fark edilmemek ve bilahare yakalanmamak pek mümkün olmazdı.
Ben, tartışma boyunca dile getirilenlerin yanı sıra bu mülahazalarla (da), o gün o iki noktadan alandakilerin üzerine ateş açıldığı yönündeki tanıklıklara fazla itibar etmiyorum.
Fakat dediğim gibi, bu, o gün Kontrgerilla’nın orada olduğu ve bir tertip düzenlediği iddialarını çürütmez.
Bu noktada kendi geçici kanaatimi şöyle özetleyebilirim: O gün orada derin devlet ve Kontrgerilla vardı, bir tertip hazırlamıştı ve bu tertibi hem kolay hem garantili bir yol üzerinden; sol içine sızdırdığı ajanları marifetiyle gerçekleştirdi. (Sol gruplar arasındaki gerilimin yoğunluğunu dikkate alırsak, belki buna bile gerek kalmadan olup bitti her şey. Belki paniğe yol açan ilk ateşin sahipleri “ajan solcu”lar değildi de “samimi ve iyi niyetli solcular”dı; fakat bence bunun fazla bir önemi yok.)
Berktay: “Bir devlet tertibi olmuşsa esas böyle olmuştur”
Halil Berktay, 16 mayıs tarihli yazısını bu ihtimali tartışmaya ayırmıştı:
“(...) Pekâlâ olmuş olabilir; hattâ bir devlet tertibi olmuşsa esas böyle olmuştur diyor ve son tartışmada da, başından beri bunu söylüyorum.”
Berktay böyle diyor ama bence gerek onun önceki yazılarında gerekse de Taraf’ın yayınlarında bu gayet silik işlenmiş bir tema olarak kaldı. Esas vurgu hep “sol” üzerinden gitti ve bu da yukarıdan beri sözünü ettiğim algıya yol açtı.
6 mayıs tarihli Taraf’ta İpek Çalışlar ve Güldal Kızıldemir’in 1986’da Nokta dergisi için hazırladıkları 1 Mayıs 1977 dosyası yayımlandı. Çalışlar, o dosya için “26 yıl önce o efsaneleri ortaya çıkarmıştık, o gün kimse umursamadı” demişti.
Bence bu önemli... O gün umursanmayanın bugün bu kadar gürültü koparmasında hiç kuşkusuz “Tarafgıcıklığı”nın bir payı var. Fakat o dosyanın dili de çok şey söylüyor. Bence, kuşkulu ve toplumsal hassasiyet içeren konularda haber dilinin ne olması gerektiği hususunda ondan öğrenecek çok şey var.
Bitirirken memnuniyetle ifade edeyim: Taraf’ın tartışmayı son günlerdeki götürüş biçimi, ilk günlerdeki yanlıştan dersler çıkarıldığı izlenimini veriyor.
Şunu da söyleyeyim: Bana, “Hangisini tercih ederdiniz: tartışmanın hiç açılmamış ve bu yanlışların hiç yapılmamış olmasını mı, yoksa her şeye rağmen tartışmanın açılmış olmasını mı” diye sorarsanız, cevabım “Her şeye rağmen tartışmanın açılmış olmasını”şeklinde olacaktır.
***
Murat Yetkin’in açıklaması
Gazeteci Murat Yetkin bana bir açıklama gönderdi, aynen yayımlıyorum:
“‘Özden Örnek günlükleri’ olduğu iddianamelerde de yer alan metinlerde benim adımın geçtiği iki bölüm var. Bunlardan bir tanesi ve dönemin Genelkurmay Başkanı Sayın Hilmi Özkök ile yaptığım öne sürülen bir konuşmanın aktarımıyla ilgili.
Hakkımda yıllardır karalama kampanyalarına malzeme yapılan bu iddiayla ilgili ilk kez 6 Temmuz 2008 tarihli Radikal gazetesinde yazdığım kategorik yalanlamayı size iletmek istiyorum.
Bu metinde yazdığım ve daha sonra defalarca söylediğim gibi bu bölüm benim bakımımdan yok hükmündedir. Bu, benim otuz yıllık meslek geçmişime, mesleğe bakışıma, üslubuma, lisanıma tamamen aykırı bir durumdur. Sayın Özkök ile aramda böyle bir konu geçmemiştir; kendisine sorulabilir. Bu, ya bir başkası tarafından o metinlere eklenmiş bir bölümdür, ya da bir başkası ile geçen bir görüşmede isim karışıklığı olmuştur diye düşünüyorum. Yani öyle bir konu benim açımdan olmamıştır, bir başkasıyla olmuşsa da benim bir ilgim ve bilgim yoktur.
Bunu her düzeltişimde, konu iddianamede yer alıyor olsa da kaynak olarak siz gösteriliyorsunuz. Bu nedenle sizin dikkatinize getirmek istedim.”
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları

































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025