Alper GÖRMÜŞ
Yukarıda okuduğunuz başlık, Taraf gazetesinde kaleme aldığım ilk yazılardan birinin de başlığıydı (“Türk gazetecisi: Savaşa meyyali vallahi sevmekten”, 16 Kasım 2007): Onur Ünlü’nünPolis filmindeki ünlü repliğe (“şiddete meyyalim vallahi dertten”) nazireyle atılmıştı...
Türkiye’nin, düşürülen bir uçağı nedeniyle Suriye’yle savaşın eşiğine gelmesini izleyen ilk gün (pazar) gazetelerin birinci sayfalarına baktım, baktım, baktım ve bu yazıya da aynı başlığı koymaya karar verdim. Gelin birlikte de bakalım:
Gazetelerin hepsi (Taraf dâhil) birinci sayfalarının tepesine birer savaş uçağı fotoğrafı yerleştirmiş. Bence bu tercih müstehcen. Çünkü “haberin fotoğrafı” değil bunlar ve bu hâlleriyle tecavüze uğramış kadın haberine eşlik eden “temsili fotoğraf” işlevi görüyorlar, kışkırtıcı bir atmosfer yaratıyorlar.
İsterseniz, bütün gazetelerin birinci sayfalarını hep birlikte görme imkânı sağlayan T24 sitesine girin ve abartmadığımı görün. (Savaşı “sevmediklerini” bildiğimiz, dolayısıyla başlıktaki ithamı hak etmeyen gazetecilerin hazırladığı gazetelerin birinci sayfalarının da benzer bir tarzda düzenlenmesinin izahı beni aşıyor. Burada, Taraf okuru, psikiyatr Halûk Sunat’ı yardıma çağırıyorum.)
Fakat birincilik açık farkla Milliyet’in... Bir kere onun uçağı diğerlerinin düz ve “ruhsuz” uçaklarına benzemiyor. Burnu manşete doğru pike yapan gösterişli uçağın sol kanadı sürmanşete doğru uzanırken, sağ kanadı da Milliyet logosunun üstünden aşıp manşeti “vuruyor...” Gazetenin tasarımına bir harita ve harita üzerindeki bir uçak çizimi de eşlik ediyor... “Uyarmadan vurdular” şeklindeki sürmanşet cümlesi, bir tür deprem duygusu yaratacak biçimde, orasından burasından darbe yemiş harflerden oluşuyor. Sürmanşet alanının tümünü kapsayan mavi fonun fonunda ise ancak dikkatlice bakacakların görebileceği, “ürün yerleştirme” yöntemiyle monte edilmiş yüzü maskeli bir F-16 pilotu var.
Silah dergisi gibi birinci sayfalar
Bu tabii sadece “giriş” bölümü... Maazallah, savaş ihtimali iyice ciddiye binerse olacakları düşünmek bile istemezsiniz... Fakat ben yine de ordunun “sınır ötesi”ne geçme ihtimalinin güçlenmesi durumunda gazetelerimizin birinci sayfalarının ne hâle geleceğini yaşanmış bir örnek üzerinden size hatırlatmak, böylece önümüzdeki günlerde karşılaşabileceğiniz gazetecilikler konusunda bir ölçü vermek istiyorum...
Örneğimiz, Ekim 2007’deki Dağlıca baskınından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı birliklerin Irak’ın Kürt bölgesine girme ihtimaline dair...
Bu ihtimalin daha lafı edildiğinde coşmuştu Türk basını. Ben, bu yazıya da ilham veren aynı başlıklı ilk yazıda, 14 Kasım 2007 tarihli gazetelerin birinci sayfaları arasında dolaşarak bir döküm yapmışım. Şöyleymiş vaziyet:
Sabah: Sürmanşette yaklaşık beş sütuna yayılan bir bombardıman uçağı, hemen altında, Kuzey Irak haritasının üzerinde gezinmekte olan (biri sınırdan giriyor) toplam beş Kobra helikopteri ve uçaklar.
Milliyet: Sürmanşette bir helikopter, ayrıca harita üzerinde iki helikopter. Devam sayfasında iki helikopterli haritanın daha büyük bir versiyonu.
Vatan: Birinci sayfada uçak ve helikopter yok, o açığı tam teçhizatlı bir komandonun fotoğrafı süslüyor. Altındaki yazıdan, onun aynı gün çatışmada hayatını kaybeden Onbaşı Özkan Kılıç olduğunu anlıyoruz. Vatan, bombardıman uçağı ve harita üstü helikopter kontenjanını haberin devam sayfasında kullanmayı tercih etmiş.
Yeni Şafak: Sürmanşette, yaklaşık altı sütuna yayılan bir savaş uçağı... Devamda dağdan aşağı pike yapan bir F-16.
Star: Sürmanşette yaklaşık dört sütuna yayılan bir savaş uçağı, yanda, ayrı bir fotoğrafta iki helikopter. Devamda biri altı, biri beş sütuna helikopter fotoğrafları.
Hürriyet: Sürmanşette, sütun bilgisi veremeyeceğimiz bir savaş uçağı (çünkü Hürriyet’in uçağı öbür gazetelerin uçaklarının tersine yatay değil dik duruyor).
Akşam: Sürmanşette yaklaşık altı sütuna yayılan bir jet, onun yanında dürbünüyle uzaklara bakan bir mavi bereli asker.
Zaman: On beşinci sayfada, Hürriyet’inkinin tarzında, sayfadan çıkıp gitmekte olan bir jet...
“Başkalarının savaşı”nda da aynı öfori...
Sanmayın ki Türk basını sadece “kendi savaşı” sözkonusu olduğunda coşar. Şimdi sizi biraz daha geriye götürerek bunun böyle olmadığını göstermeye çalışacağım.
ABD’nin Afganistan’a askerî müdahalesi döneminde Ümit Kıvanç ve Kürşat Bumin’leMedyakronik’i; ABD’nin Irak’a müdahalesi sırasında ise Kürşat Bumin’le birlikte Yeni Şafak’takiKronik Medya sayfasını hazırlıyorduk. O dönemlerde anladım ki Türk gazetecilerinin büyük çoğunluğu, savaş ihtimallerinden ve savaşlardan, belki kendilerine bile açıklayamayacakları tarifsiz bir haz duyuyorlardı. Savaşın “bizim” savaşımız olması gerekmiyordu, “başkalarının” savaşları da benzer bir “öfori”ye yol açıyordu.
Bu “duygu”nun bazı tezahürleri karşısında dehşete düşmemek imkânsızdı. Bunlardan, benim üzerimde en fazla iz bırakan birini sizin de dikkatinize sunmak istiyorum...
İkiz Kuleler’e karşı saldırı (11 Eylül 2001) gerçekleştiğinde Star gazetesinin başında Fatih Çekirgevardı. İki gün sonra (13 Eylül 2001) gazetenin birinci sayfasında “TÜRKSAT 1C uydumuzdan”alınmış, Ortadoğu’yu gösteren dev bir fotoğraf yer alıyordu. Fotoğraf, “ABD’nin en seçkin iki fikir adamı Henry Kissinger ve William Safire”ın “kanıt beklemeden hemen vurun” şeklindeki“tarihi tavsiye”si kuvveden fiile geçtiğinde olacakları anlatmak için oraya konulmuştu.
Star’daki bu dev fotoğraf, “Balyoz havada” manşetine eşlik ediyordu... Gazete, “Pearl Harbor”baskınında 2 bin 500 askerini kaybeden ABD’nin acısını 250 bin Japon’u atom bombasıyla ortadan kaldırmakla ancak dindirebildiğini hatırlatarak, intikamının bu kez kaç şiddetinde olacağını bize hesap ettirmeye çalışıyordu.
O günlerde tahmin edilen ölü sayısı, sonraki gerçek sayının çok üzerindeydi: Tam 50 bin! Pearl Harbor’da 2 bin 500 askerini kaybeden ABD acısını 250 bin kişiyi öldürerek dindirebildiğine göre, 50 bin vatandaşının kaybını tam beş milyon “düşman”ı öbür dünyaya göndererek dindirebilirdi!
Star, orantı hesabı yapmak isteyeceklere yardımcı olmak üzere, bölgenin “vurulması muhtemel”başkentlerinin nüfuslarını da “TÜRKSAT 1C uydumuzdan” alınan fotoğraf üzerinde işaretlemişti:“Filistin nüfusu 2,6 milyon”, “İran Tahran’ın nüfusu 6,5 milyon”, “Sudan Hartum’un nüfusu bir milyon”, “Suriye Şam’ın nüfusu 1,5 milyon”, “Afganistan Kabil’in nüfusu iki milyon”...
Kürşat Bumin, bu zalim gazeteciliğe ancak kara mizahla cevap verileceğini düşünmüş, bu rakamları aktardıktan sonra, kaleme aldığı yazıyı, “İyi iyi! Bakın beş milyonu kolaylıkla bulduk bile!”diye bitirmişti.
Türkiye’nin gazetecileri böyle işte.
Kemerlerinizi takın, Türk basını Suriye’ye giriyor!
Ali Bayramoğlu, ‘Akit’ ve 2015 süreci...
Akit gazetesinin internet sitesi habervaktim.com’un Ali Bayramoğlu hakkında başlattığı kampanya, yalnız çok kıymetli bir entelektüel olan Bayramoğlu için değil ülke için de ürkütücü yeni bir dönemin yeni bir işaret fişeği olabilir.
Ben, daha önce birkaç kez, 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2015’teki genel seçimlerin, 1915 felaketinin 100. yılının ortaya çıkartacağı politik atmosferde yapılacak olması üzerinde düşünmemiz gerektiğini yazmıştım. Sebebi açık: Çünkü bu tarihsel tesadüf, devletçi-vesayetçi (gerektiğinde darbeci) bir siyasi anlayış ve pratik olan Ergenekonculuk için bulunmaz bir fırsat teşkil ediyor.
Bu ihtimal çerçevesindeki endişelerimi önce 21 ocakta Taraf’ta kaleme aldığım “Sevag’ın ölümü bir Ergenekon eylemi olabilir mi?” başlıklı yazıda, sonra da 2 mart tarihli “Hrant, Sevag, Taksim”başlıklı yazılarda ifade etmiş, “‘Türkiye’deki iktidarın gerçek yüzünü, gözleri kör olmuş Batılılara göstermek için’ her dönemde yeni ve etkili bir tema keşfeden Ergenekon zihniyeti, yeni dönemde neyi araçsallaştırmayı düşünebilir” diye sormuştum.
O yazılarda bu soruya “2015’e doğru Batı kamuoylarında giderek büyüyecek Ermeni hassasiyeti” cevabını vermiş, Ergenekonculuğun zihniyet yapısını ve eylem stratejisini gözönüne aldığımızda, önümüzdeki dönemde, bu sonucu devşirmek üzere bizi ciddi bir “Ermeni ürkütme”kampanyasının bekliyor olabileceği uyarısında bulunmuştum.
Bence, Ali Bayramoğlu’nun Ermeni olduğu fakat bunun gizlendiği “haber”i ve onu izleyen, gerek Bayramoğlu’na gerek Ermeni kimliğine yönelik kampanya, “2015 süreci”nin yeni bir aşamasına işaret ediyor.
Akit şunu iyi bilmeli: Ali Bayramoğlu yalnız değildir... Biz, onu boğmak için yaratmak istediğiniz karanlığın hangi amaçlarla oluşturulduğunu gayet iyi biliyoruz ve siz bu yöndeki her karanlık girişiminizde bizi karşınızda bulacaksınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025