Atilla Aytemur
Kanlı darbe girişimine karşı gerçekleşen muazzam halk direnişinin üzerinden daha iki ay geçmeden, toptancı, dikkatsiz, herşeyi aynı sepete koyan, hukukiliği ve adaleti sorgulanan, tek vuruşta her sorunu çözebileceğini zanneden, savruk ve tartışmalı uygulamaların olumsuz etkisi toplumu sarmak üzere.
Böyle devam ettiği takdirde, tarihe müthiş bir referans olarak geçen bu 15 Temmuz Direnişi’nin üzeri yanlışlar, ihlaller, mağduriyet, korku, tepki, şüphe ve endişe şalıyla örtülecek. Bunun da başta gelen sorumlusu hiç şüphesiz iktidarın kendisi olacak.
Elbette ki, ülkeyi böyle kanlı bir darbe girişimiyle yüzyüze getirenlerin sızdıkları her yerden, devletten ve diğer kurumlardan temizlenerek gecikmeden yargı önüne çıkarılması, hem siyaseten zorunludur, hem de hükümet edenlerin hakkıyla yapması gereken öncelikli bir görevdir. Bu doğrultuda atılan adımlarla sağduyulu kimsenin sorunu olmaz.
Bu bağlamda, kişisel olarak benim asla tasvip etmediğim bir tercih olmasına rağmen, OHAL uygulamasının anayasada yer alan hükümler çerçevesinde hükümetlere tanınmış bir hak olduğu açık. AK Parti’nin de darbe sonrası hemen ona yönelmiş olmasını geniş bir toplum kesiminin anlayışla karşıladığı görülüyor.
Bununla beraber, özel bir yetki olarak OHAL’in uygulanıyor olması, iktidara ve ona bağlı güvenlik, yargı, üniversite ve diğer alanlardaki bürokrasiye hukuku rafa kaldırma, olmadık operasyonlar ve tutuklamalarla, herşeyi birbirine karıştırıp, işleri iyice içinden çıkılmaz hale getirme hakkı vermez ve vermemeli.
Böyle bir niyetle yola çıkıldı da denemez.
Lâkin gidişat iyi değil
Toptancılık, cadı avı havası, at izinin it izine karışması, kuru yaş demeden herkesin yanması, itirafçı ve ihbarcıların her dediğine itibar edilmesi, şipşak suçlayıp içeri atıvermeler, mahreci şüpheli listelerle binlerce insanı işinden edip kapı önüne koymalar, Fetullah Cemaati’nin “itibarlı” günlerinde onun kıyısından bile geçmişse o insanları suçlu torbasına sokmalar... almış başını gidiyor.
İşin garip tarafı, parlamento içi ve dışındaki muhalefet partilerinin eleştiri ve itirazlarını bir yana bırakırsak, bu konuda dikkat çekici uyarılar ve şikayetler Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve birçok AK Partili yöneticiden de geliyor.
Aynı dönemde, 140 derneğin faaliyetine yeniden izin verilmesi, 51 kurumun yeniden açılacağının ifade edilmesi, muhtelif illerde yapılan itirazlar üzerine kimi kamu personelinin görevine geri dönmesi, gözaltında olan ya da tutuklu bulunan bazı gazeteci, iş adamı, ve diğer bazı meslek mensuplarının serbest bırakılması, Öcalan’ın kardeşi ile görüşmesine izin verilmesi, Diyanet İşleri Başkanı’nın cemaat-siyaset-ticaret ilişkisine dair önemli açıklamalarda bulunması gibi olumlu adımlar ise, genele yayılma temayülü gösteren olumsuz gidişat algısının önüne geçmekte henüz yeterli olmuyor.
Toptancılık çıkmazı
En fazla rahatsızlık yaratan uygulamaların başında, peşin cezalandırma halini alan yersiz ve yaygın gözaltı ve tutuklamalar geliyor. Örneğin Ahmet Altan ve Mehmet Altan yeri yurdu bilinen isimler. İleri sürülen suçlama tuhaf ve anlaşılmaz. Hiçbir işlemin yapılamayacağı dokuz günlük bayram tatilinin de geldiği bilindiği halde, gözaltına alınıyorlar. Bir yerlere kaçacak olsalar çoktan kaçarlardı.
Necmiye Alpay, Aslı Erdoğan, Prof. Betül Yarar, Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan gibi isimler fikirleriyle, mesleki etkinlikleriyle, eserleriyle, bilimsel çalışmalarıyla bilinen insanlar. Onların terör örgütü mensubu, destekçisi, şusu busu olması mümkün mü? Bu uygulamanın neticede farklı düşünenlere, özellikle de aydınlara dönük baskı olarak görülmesi, hükümeti şaşırtmamalı.
Böyle toptancılıkların hangi dönemlerde yapıldığını, hafızalarımızdaki yakın dönem hatıralarımızdan da biliyoruz. O nedenle, bir yandan “OHAL devlete karşı uygulanacak, vatandaşa karşı değil” sözünü verip, diğer yandan neredeyse tam aksini yapmanın veya yapılmasına seyirci kalmanın, AK Parti hükümetinin ne işine yaradığını merak ediyorum!
Rahatsız edici fikirlere ve sahiplerine bir alışsak
Öncelikle şunu belirtmek isterim; böyle aydın insanların iktidara ve onun önde gelen şahsiyetlerine istikrarlı bir şekilde ağır eleştiri yöneltmeleri, her zaman görülen ve demokratik zihniyet icabı tolerans gösterilmesi gereken bir durumdur.
Dâvâya konu olabilecek durumlar ise, ancak ve ancak yasalar çerçevesinde ele alınabilir ve usulünce yargıya taşınabilir. Ama şimdi bunu çok aşarak keyfilik kavramına uyan gelişme ve uygulamalar hakim olmaya başladı. Oldukça uzun süren iktidar yıllarını geride bırakmış, önemli eşiklerden geçmiş olan AK Parti ve hükümetinin bunları çoktan aşmış olması gerekirdi.
Bu durumun giderek yaratmakta olduğu tabloyu kavramak bakımdan, darbe etrafında yaşadığımız bazı şeyleri ve ortaya çıkan sonuçları bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duyuyorum.
Darbeye direniş, insanlığın onur sayfasında yeraldı
15 Temmuz günü yaşadığımız Darbe Girişimi, tankların, bombaların, helikopterlerin, uçakların, savaş gemilerinin, hattâ denizaltıların aynı zaman diliminde devreye sokulduğu, saatler süren çatışmaların yaşandığı, yüzlerce insanın öldüğü ve yaralandığı korkunç bir olaydı. Uzun süre bambaşka bir söylem tutturan ABD ve AB, ayak sürüyerek de olsa bu gerçeği kabullenmek zorunda kaldı.
Baştan sona dişe diş bir direniş sergilenmiş ve başarıyla pürkürtülmüştü. Her yönüyle çok ender görülen büyük bir siyasal hadise olarak, Türkiye ve dünya tarihinde yer aldı. Gerçeklere savaş açmayan, vicdan sahibi herkes bunu görmeye başladı.
Öyle ki, o günlerde can pahasına yaşananlar, evrensel demokratik değerlere sahip çıkma ve onu savunmada önde gelen demokratik direniş modellerinden biri olarak insanlığın onur sayfasında yerini aldı. Bu topraklarda halka güvensizliği teorize etmenin maddi zemini berhava oldu.
Niçin bütün bunları gölgeleyecek adımlar atılıyor ve sonuçları itibariyle, darbecilerin tasfiyesi yerine muarız-muvafık demeden herkesi cezaevlerine dolduracak, asla unutulmayacak mağduriyetler yaratacak, vicdanları kanatacak işler yapılıyor ve/ya yapılmasına göz yumuluyor?
Devam edelim.
Türkiye’nin demokratik geleceğine sahip çıkıldı
Hepimiz tanığıyız; darbe girişiminin bertaraf edilmesinde, başta halk olmak üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, CHP, MHP ve HDP gibi muhalefet partileri ve milletvekilleri, medya, askerin darbeye karşı olan kesimi, MİT, polis ve belediyeler önemli rol oynadı.
Bu yelpazede yer alanların kimi bilinçli bir şekilde, kimi ise farkında olmadan ve bambaşka saiklerle, mevcut demokratik siyasal sisteme, demokratik yollardan seçilmiş meşru cumhurbaşkanına, hükümete ve verdikleri oylarına; özetle, Türkiye’nin demokratik geleceğine muhteşem bir direnişle sahip çıktı. Böylece tankların gölgesinde bir siyasal yaşama geçit vermemiş oldular.
Ama muhteşem direnişi gölgelemek için neler yapmıyoruz ki!
Bu ülkenin insanlarına ve dünya kamuoyuna bütün bunları anlatmamız gerekirken, neden işkence iddialarını, haksız gözaltı ve tutuklamaları, sorgusuz sualsiz binlerce insanı işinden ekmeğinden etmeleri, etnik kökeni üzerinden onbini aşkın öğretmenin kamudan tasfiye edilmesini, hukuksal gerekçeleri tartışmalı yollardan mülkiyet hakkının ortadan kaldırılmasını, yelpazenin her kanadından muhalif aydınların baskı görmesini ve susturulmasını tartışır noktaya geliyoruz?
Kanunsuz suç olmayacağı, suçun şahsiliği prensibi, yasalar önünde eşitlik, kaçma ve delilleri yok etme ihtimali yoksa tutuklama yapılmaması, tutuklamanın en son tedbir olarak uygulanması hususu, ihbarcılığın ve itirafçılığın davaların seyrinde çoğu zaman negatif rol oynadığı gerçeği... şimdiki OHAL döneminde asla ve asla hatırlanmaması gereken şeyler mi?
Direniş siyasal referans oldu ama…
Türlü gizli hesaplarla, iç ve dış karanlık menfaat çevrelerinin emrinde, askerî ve sivil zor kullanılarak iktidara el konmasını, halka rağmen mevcut rejimin demokrasi dışı yollardan değiştirilmesini, Türkiye’nin yurttaşları hep birlikte önledi. Bu unutturulup, özensiz, hukuksuz, keyfi OHAL uygulamalarından mağdurlar ordusu yaratmak hangi akla hizmet ediyor?
Halkın rızasına sırtını dönüp, darbelerle kendi iktidar ve vesayet sistemini kurmak isteyenleri, o işi yaptığına yapacağına pişman ettiren inanılmaz bir mücadele verildi ve darbe heveslilerine bundan böyle işlerinin epey zor olacağı gösterildi. Bu ortak mücadele, muazzam caydırıcı bir referans olarak insanlığın ortak hafızasına kazındı.
İyi de, bu son derece değerli referansı bütün dünyaya keyfini çıkara çıkara göstermek ve anlatmak varken, “Vallahi billahi hukuk ve insan hakları ihlalleri yapılmıyor, herşey usulüne göre yürüyor... Öyle çok fazla kamu çalışanın işine son vermedik... Kürt öğretmenleri milli eğitimden toptan tasfiye etmedik, bu külliyen yalandır... İnanın, muhalif gazetecilere, aydınlara, akademisyenler, yazarlara kötü gözle bakmıyoruz” diye savunmaya geçmek zorunda kalmanın, akılla izanla alakası var mı?
Örnek ve ortak bir mücadelenin altına imza atılmışken, muhbirliğin, mesleki kıskançlık ve ihtirasların, ona buna yaranma düşkünlüğünün, hukuk-adalet-vicdan yoksunluğunun, farklı olanlara yönelik düşmanlığın, pusuya yatmış fırsatçı ve fesatçı oyunlarının, yaşadıklarımızı gölgelemesine neden ve hangi amaçla izin veriliyor?
Bu kez epey farklı bir durum yaşanıyor
Hükümetin ve ona bağlı bürokrasisinin karar ve uygulamalarında somutlaşan tavırlar, tıpkı bir bumerang gibi, darbeye karşı ortaya konulan direnişin yarattığı son derece olumlu iklimi vuruyor.
Söylemek istediğim, hükümetin darbe girişiminden suçlu olanları yargı önüne çıkarmak için aldığı kararlar ve uygulamalarda hukuku, adaleti ve mantığı zorlayan yönler bulunduğu.
Üstelik bu durum yaygınlık gösteriyor.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan da yaptıkları dikkat çekici uyarılarla aslında bu durumu teyit ediyor.
Bir an evvel bir düzeltme hareketine ihtiyaç görünüyor.
Belli ki iş çığrından çıkma noktasına gelmiş
Önce şunu belirteyim: Solun, sosyalistlerin darbeye şöyle ağız dolusu darbe, direnişe direniş diyememesi; olan biten birçok şeye inanmaması ve hırsızı suçlamaktan çok hükümete yüklenmesi, durumu fazla değiştirmez ve gelinen noktanın bahanesi olarak gösterilemez.
O nedenle, o inanılmaz direnişin daha iki ayı bulmadan unutulanlar arasına katılması gibi bir tehlikeden söz edilecekse, hiç şüpheniz olmasın, bu ancak iktidarın ve onun yönetimi altındaki bürokrasinin bizzat kendi hataları ve kayıtsızlığının eseri olabilir.
Eğer durum tersine çevrilmezse, ülkeyi darbecilerden, FETÖ’den ve terör yandaşlarından temizliyoruz derken, bakanlıklar, valilikler, bazı üniversite rektörlükleri, işgüzar yöneticiler, belediyeler, bazı hakim ve savcılar ve emniyet görevlileri... hukuku, adaleti, kanıtı, tanığı bir yana bırakıp, usulüne uygun yasal süreçleri hepten boşlayarak, çok kalmaz Türkiye’yi hak ihlalleri liginde birinciliğe taşırlar.
Düzgün hukuki ve adli çalışmanın yerini…
Öyle ki, olur olmaz her ihbarın peşine polis takılıyor ve operasyon yapılıyor. Halbuki bu tür zihniyet ve uygulamaların yarattığı sonuçlar, bir süre önce Ergenekon ve Balyoz gibi davaların hazin akıbetinde görüldü.
Ciddi soruşturma ve hazırlık yapılmadan, rastgele ihbar ve iddialara fazlaca teveccüh gösterilerek yapılan işlemler, hem ahlaki deformasyonları besliyor, hem yalana dayalı operasyon furyalarına yol açıp hukuk, adalet ve yargı hakkında inandırıcılık erozyonu yaratıyor. Bu durumun neden olduğu mağduriyet ve itibar kaybı ise öyle hesaba kitaba vurulur gibi değil. Hükümete yakın medyada bile bu konunun gündeme getirilmeye başlanması, olayın boyutları hakkında bir fikir veriyor.
Üçten dokuza benden boş ol!
Bir toptancılık, almış başını gidiyor. Başbakanın da söylediği gibi, bakanlıklar kamudan topluca personel atma yarışına girişmişler. İşin kolayı bulunmuş; sayfalar dolusu listelerle bir kalemde sonuç alınmak isteniyor. Binlerce insanın söz konusu suç ve örgütlerle bağını ispatlayan kanıtlar ve tanıklar, hangi ara hazırlandı? Kimin elinden çıkıyor bunlar? Deliller nerede, tanıklar kim ve güvenilirliğinin garantisi ne?
Eski dönemlerde evlilik erkeğin “Üçten dokuza benden boş ol” sözüyle sona erermiş. Şimdi de devlet bürokrasisinin “Aşağıda ismi bulunanların kurumumuzdaki görevlerine son verilmiştir” diye, üç satırlık resmi bildirimde bulunmasıyla, insanlar kendilerini kapının önünde bulmaya başladılar.
Toptancılık süreci toptan çökertir
Bu işte bir yanlışlık var. Böyle davranarak devlet kurumlarını FETÖ mensuplarından temizlemek bir yana, herkesin birbirinden şüphelendiği, birbirinin kuyusunu kazdığı ortamlar yaratılıyor. Bu gözaltına alınan, görevden uzaklaştırılan insanların herbirinin bir ailesi olduğunun dikkate alınması gerekmez mi?
Yarın bu sakilliğin ülkeye çıkaracağı fatura ağır olur. Maddenin doğada kaybolmaması gibi, yapılan hukuksuzluk da toplumların hayatında unutulmaz ve mutlaka bir gün kendini hatırlatır. Buna seyirci kalınmamalı.
“Cadı avı”nın içini kim dolduruyor?
Özetlemem gerekirse, “Cadı avı” veya “kurunun yanında yaş da yanmasın” sözleri belki başlangıçta birer muhalefet söyleminden ibaretti, ama gerçekçi olalım, bunların içi devlet yetkililerinin uygulamalarıyla dolmaya başladı. 15 Temmuz Direnişi’nin görkemi, işte bu tür karar ve uygulamaların gölgesinde kalmak üzere. İlk günlerin havası, hak ve hukuku umursamayan uygulamalar nedeniyle kararıyor.
Örneğin, yıllardır Milli Eğitimde görevli olduğu bilinen 11,285 öğretmen, PKK eylemlerine destek verdikleri iddiası ve suçlamasıyla görevden alındı. Ama her halde 15 Temmuz’dan sonraki gelişmeler nedeniyle bu yapılmış değil. Çünkü okullar tatildeydi. Daha öncesiyle ilgili ise, bazı iddiaların söz konusu olması gerekir. O zaman şu soruyu sormak çok mu tuhaf olacak: PKK eylemlerine destek verdiğini ileri sürdüğünüz bu kadar öğretmen hakkında, neden şimdiye kadar kayda değer hukuksal bir işlem yapmayıp bu günleri beklediniz? OHAL rejimiyle darbeye teşebbüs edenlerin tasfiyesine girişilirken, araya onları da katmanızın anlamı ne? Anlamsız bir denge mi kurmaya çalışıyorsunuz? Bu tasfiyenin hazırlığı ne zaman yapıldı? -- Bu tür sorular bitecek gibi değil. Hükümet “eğitim alanında etnik temizlik yapılıyor” gibi ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalacağının farkında değil mi?
Daha fazla gecikmeden
Hükümet gecikmeden, OHAL bahane edilerek yapılan bütün hukuksuz uygulamaların önüne geçmelidir. Ciddi bir gözden geçirme yapılmalı; itiraz komisyonları, kriz masaları, her ne ise işletilmeli; bu hukuksuz ve usulsüz gidişin önü alınmalıdır.
Adresi belli olan, kaçma ve delil karartma ihtimali bulunmayanların gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına son verilmeli; bu uygulamanın mağduru olanlar, bu bağlamda yalnızca fikirlerini ifade etmiş olan gazeteciler, yazarlar, akademisyenler acilen serbest bırakılmalıdır.
İktidar yetkilileri yaptıklarından çok emin görünseler de, özellikle bazı belediyelere muhtelif gerekçelerle kayyum atanması ve bunların çoğunluğunun vali yardımcısı ve kaymakam olması, tartışmalı birçok yönü bulunan bir uygulama.
Herşey kitabına uygun olsa bile, o yerel birimlerin seçmenlerinin iradesine gösterilmesi gereken saygı ve demokrasi hassasiyeti bakımından oldukça sorun yaratan bir durumdur. Üstelik çoğunun Kürt Sorunu’nun yıllardır ağır bir şekilde yaşandığı yerel birimler olması, durumu daha kritik hale getirmektedir.
Belediye başkanlarına mevcut yasalara göre ciddi suçlamalar yöneltiliyor olsa bile, böyle bir adımın bölge seçmeninde yaratacağı etki az olmayacaktır. Bunun arkasının geleceğine dair hükümetten duyulan sözlerin de işi kolaylaştıran şeyler olmadığını eklemeliyim.
KHK’ların sihri çabuk geçer
Çıkarması kolay olan KHK sayısını artırmak yerine, uygulamaya sokulanlarla ilgili yasa tasarılarını TBMM açılır açılmaz getirip, bütün partilerin ve toplumun demokratik tartışma ve müzakere zeminine dahil olmasının sağlamak, durumu düzeltmenin öncelikli adımı olmalıdır.
Evet, OHAL yoluyla her problemi kısa zamanda ve etkin bir şekilde çözmek hükümetleri memnun edebilir -- ama bu, normal, demokratik bir yol olarak görülemez. Sorunların çözümünde elde edilen başarı kadar, tercih edilen tarzın ve yolun da önemi vardır. Hatta çoğu zaman esas olan gidiş yoludur. Bu da elbette demokratik katılım ve tartışma süreci demektir. Bu nedenle de, OHAL’in uzatılmasına yönelmek yerine, TBBM ve dışındaki partiler ile sivil toplumun katılımına imkan veren bir süreci canlandırmak ve güçlendirmek, dönemin ruhuna daha uygun olacaktır.
Merakla beklenen, AK Parti’nin kendisini
nasıl ele alacağı; bunu da unutmayalım!
Konuyu bağlarken, AK Parti’nin biraz da kendisine bakması ve bunu olabildiğince saydam şekilde topluma göstermesi gerektiğinin altını çizmeliyim.
Evet, Fetullah Gülen’in çok öncelerden başlayarak devlet kurumlarına ve stratejik alanlara sızdığı genel kabul görüyor. Bunda önceki iktidarların da önemli payı var. Ama zirveyi AK Parti ile ortaklık yaptığı yıllarda yakaladı. Bunun AK Parti’ye getirdiği sorumluluk örtülemez ve unutulamaz. FETÖ’nün dahli olan nice vahim olay bu yıllarda yaşandı. Dolayısıyla AK Parti bu konudaki sorumluluğunu “Allaha havale” etmeden gereğini yapmalı, kendi içine yönelik hangi adımları atmakta olduğunu gecikmeden topluma göstermelidir. Bugün bu noktada samimiyet ve saydamlığa şiddetle ihtiyaç var.
Kamuoyunun az çok bildiği, özellikle MİT yöneticilerine yönelik operasyon girişiminden itibaren, bu partinin lideri ve bazı yöneticilerinin Gülencilerin tasfiyesi yönünde ciddi çaba harcadıkları, ama umduklarıi ölçüde netice alamazken, içerden ayak sürüme ve dirençlerle de karşılaştıkları yönündedir. İyi de, gelinen nokta itibariyle bunu bilmek yeterli mi; olan biten karşısında AK Parti’nin payına düşecek olan bu kadar mı?
Cevabı aranan soru: Siyasi iktidarda
dini cemaatlere bundan sonra yer olacak mı?
Kabul edelim ki, Fetullah Gülen Cemaati’yle AK Parti’nin buluşması, yani bir partiyle dini bir cemaatin bir tür iktidar ortaklığı yapması, tam bir siyasal felaketle sonuçlandı. Sadece “Allah bizi affetsin” yaklaşımıyla konuyu bu noktada bırakmamak gerekir.
Bize ciddi acılar ve ağır sorunlar getiren bu örnekten hareketle, dini cemaatler ve itikat gruplarının siyasetle ilişkileri konusunda, gelinen nokta itibariyle söylenecek birşeyler yok mu?
Şimdi biraz da ders çıkarma zamanı
AK Parti’nin bu olaya şimdi nasıl baktığını toplumumuza anlatmak gibi bir borcu olmalı! En azından, yaşanan felaketin siyasal parti-dini cemaat ilişkisi ve ittifakı boyutundan nasıl dersler çıkarıldığını, ya da bu amaçla nasıl fikri hazırlıklar yapıldığını görmeye ihtiyacımız var.
Birçok şeyin yanısıra, siyasal sistemimizin yeniden yapılanmasında en fazla dikkat gösterilmesi gereken yönler bu noktada toplanıyor. Devlet kurumlarında FETÖ’den boşalan yerleri doldurmak hevesiyle harekete geçenler olduğu söylentileri ortalarda dolaşırken, AK Parti bu konuyu atlayamaz.
Bir partinin siyaset alanında saydam olmayan bir cemaatle kurduğu ilişki, az kalsın hem o partiyi, hem ülkeyi felakete sürüklüyordu. Biz bunları yaşarken, Tunus’ta AK Parti’yle epey benzerlikleri bulunan Raşid Gannuşi liderliğindeki parti ve hareketin geçtiğimiz Mayıs ayında yaptıkları kongrede aldığı kararlar, birçok yönüyle Türkiye’yi ve iktidar partisi ilgilendiriyor olmalı.
15 Temmuz’da can pahasına gösterilen demokratik direnişin gölgelenmemesi, her bakımdan samimi, çoğulcu, demokratik, hukuk ve adalete duyarlı, kucaklayıcı, bir tek yurttaşın bile mağdur edilmemesi için azami dikkatin sergilendiği bir devlet işleyişiyle mümkündür. İktidarda aralıksız 14 yıldır AK Parti olduğuna göre, bunları ondan isteme ve beklemenin olağan karşılanması gerektiğini belirtmek isterim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022