Atilla Aytemur
Devlet Bahçeli’nin konuyu ortaya atmasından bugüne, yönetim sistemleri (parlamenter, yarı-başkanlık ve başkanlık) hakkında hem ülke hem dünya bilgilerini ilgimize sunan, yadsınamaz bilimsel veri ve kriterlerle bunları analiz eden değerlendirmeler yapabildik mi; bu soruya olumlu cevap verebilmek her halde pek mümkün değil.
AK Parti ve MHP’nin değişiklik taslağını hazırlama biçimleri; gürültü patırtı içinde Meclis Anayasa Komisyonu’ndan ve Genel Kurul’dan hızlandırılmış kurs misali geçirilmesi; medya platformlarında maç havasında süren, derinlikten yoksun, kutuplaştırıcı tartışmalar... Zaten böyle bir zihniyetin pek olmadığını veya böyle ele alınmasının pek de istenmediğini yeterince gösteriyordu.
Nitekim mikrofonlar vatandaşa tutulduğunda alınan yanıtlar da, “iradesine başvurulacak milletimiz”in referanduma götürülenin ne olduğu, kendisinin “Evet” ya da “Hayır” demesi halinde başına nelerin geleceğini yeterince bilemediğine işaret ediyordu.
Emre Bağce’yi Adalet Zemini’nde dinlerken…
Geçtiğimiz hafta sonu, mensubu olduğum Adalet Zemini isimli sivil toplum girişiminin “Dünyadaki parlamenter, yarı başkanlık ve başkanlık sistemlerinin karşılaştırmalı durumu”nu ele alan, son derece bilgilendirici bir toplantısına katıldım.
İki konuşmacıdan biri Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. H.Emre Bağce’ydi. Onun verdiği bilgileri dinleyince, yukarıda ifade ettiğim düşüncem iyice pekişti.
Prof. Bağce uzun bir emek sonucu dünyada mevcut ve BM kapsamında tam üye olarak kabul görmüş 193 ülkeyi, bilim çevrelerinde kabul gören, uluslararası nitelikteki kaynaklar ve endeksler üzerinden karşılaştırmalı olarak incelemiş.
Yine uluslararası bilim ve siyaset çevrelerinde kabul gören kavram ve ölçekler itibariyle yoksulluk, gelir dağılımı eşitsizliği, ekonomik gelişmişlik, demokrasi, hukuk, insan hakları, eğitim, sağlık hizmetleri, basın özgürlüğü, insani gelişmişlik, yaşam standartları, siyasi haklar ve özgürlükler, istikrar, vb. 20 kavram ve kriter üzerinden bu 193 ülkeyi kıyaslayarak çıkardığı sonuçları Parlamenter Sistem mi, Başkanlık mı? isimli kitapta (Gonca Yayınları, İstanbul, 2016) yayınlamış.
Beklenebileceği gibi kitap, siyaset dünyamızın sığ ve tamamen iç tüketime yönelik, kamplaştırıcı tartışmalarına itibar etmeyip, ülkelerin bizzat kendilerinden edinilen somut ve teyitli veri ve bilgilerden hareketle ortaya çıkan sonuçları, üç yönetim sisteminin karşılaştırılması bakımından değerlendiriyor.
Prof. Bağce, aynı konuyu bazı bilimsel makalelerinde de sınırlı ama birbirini tamamlayacak şekilde inceliyor (örneğin bkz “Parlamenter ve Başkanlık Sistemiyle Yönetilen Ülkelerde Gelir Dağılım Eşitsizliği ve Yoksulluk,” İnsan ve İnsan, Yıl 4, Sayı 11, Kış 2017, www. İnsanveinsan.org).
Demokraside bütün hükümet sistemleri olabilir ama…
Emre Bağce’yi dinlemeden evvel de, başkanlık sistemine -- esas olarak aşırı merkezi siyasi mirasımız, geniş yelpazeli toplumsal yapımız, demokrasi ve çoğulculuk üzerinde yükselen bir rejime olan acil ihtiyacımız nedeniyle -- pek sıcak bakmazdım.
Ülkelerin bugünkü yönetim sistemlerini büyük ölçüde kendi tarihsel şekillenmeleriyle bağlantılı görür ve yeni bir sisteme karar vermek için asıl hareket edilmesi gereken temel noktanın bu olduğunu düşünürdüm.
Bu yaklaşımlardan hareketle de, demokratik rejim zemininde her üç hükümet sisteminin de pekâlâ mümkün, meşru ve doğru olabileceğini; tercihi belirlerken hesaba katılması gerekenin tarihi miras, toplumsal yelpaze ve içinde bulunduğumuz siyasal şartlar olduğunu düşünürdüm.
Fakat Emre Bağce’nin yaptığı araştırmanın sonuçlarını tablo ve grafikler bağlamında dinleyince, meseleye “demokrasilerde her üç rejim de mümkündür, iyi işledikten sonra ve istikrar sağladıktan sonra hangisi olursa olsun çok önemli değildir” gibi aşırı soğukkanlı ve basitleştirici bir şekilde yaklaşmanın hiç de sanıldığı kadar doğru olmadığının farkına vardım.
Önümüzdeki iki ay boyunca bu konuları çok tartışacağımız için, kimi ülkelerin hangi sistem kümesi içine yerleştirileceği biraz tartışmalı olsa da, Prof. Bağçe’nin ilgili kaynaklardan hareketle oluşturduğu ülke listelerini ve yaptığı değerlendirmeleri, onun desteği ve teşvikiyle ve tabii epey de doğrudan alıntıyla, naçizane kendi kalemimden sizin dikkatinize sunmak istiyorum.
Parlamenter sistemle yönetilen ülkeler
Almanya, Andorra, Antigua ve Barbuda, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Bahamalar, Bahreyn, Bangladeş, Barbados, Belçika, Belize, Birleşik Arap Emirliği, Bosna, Botsvana, Bulgaristan, Butan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Dominika, Estonya, Etiyopya, Fas, Fiji, Finlandiya, Grenada, Guyana, Güney Afrika, Hersek, Hırvatistan, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Jamaika, Japonya, Kanada, Karadağ, Kırgızistan, Kiribati, Kosova, Kuveyt, Lesotho, Letonya-Liechtenstein, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malezya, Moldova, Monako, Nauro, Nepal, Norveç, Pakistan, Papua Yeni Gine, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Kamboçya, Samoa, San Marino, Singapur, Slovakya, Slovenya, Solomon Adaları, Tayland, Tonga, Trinidad ve Tobago, Tuvalu, Türkiye, Ürdün, Vanuatu, Yeni Zelanda, Yunanistan.
Yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler
Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çin, Demokratik Kongo, Doğu Timor, Ermenistan, Filistin, Fransa, Gabon, Gine Bissau, Gürcistan, Haiti, Hong Kong, İran, Kamerun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Madagaskar, Mali, Mısır, Moğolistan, Moritanya, Namibya, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Peru, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sao Tome ve Principe, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Suriye, Tanzanya, Tayvan, Togo, Tunus, Ukrayna, Yeşil Burun.
Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler
Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri, Angola, Arjantin, Azerbaycan, Belarus, Benin, Bolivya, Brezilya, Burundi, Çad, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Endonezya, Fildişi Sahili, Filipinler, Gambiya, Gana, Gine, Guatemala, Güney Kore, Güney Sudan, Honduras, Kazakistan, Kenya, Kıbrıs Cumhuriyeti, Kolombiya, Komor, Kosta Rika, Liberya, Malavi, Maldivler, Meksika, Mikronezya, Mozambik, Myanmar (Burma), Nijerya, Nikaragua, Özbekistan, Palau, Panama, Paraguay, Porto Riko, Ruanda, Seyşeller, Sierra Leone, Sudan, Surinam, Şili, Tacikistan, Türkmenistan, Uganda, Uruguay, Venezuela, Zambiya, Zimbabve.
Araştırma nasıl yapılmış?
Konunun genişliğini dikkate alarak, yalnızca söz konusu yönetim sistemleri ile gelir dağılımı eşitsizliği ve yoksulluk ilişkisini ele aldığı, yukarıda adını verdiğim makalesinde yer alan bilgilerden kimi özetleri, teknik bilgilerden ve grafiklerden olabildiğince arındırarak aktarmak istiyorum.
Prof. Bağce “gelir dağılımı eşitsizliği”ni Dünya Bankası’nın 2015 Gini endeksinden yararlanarak inceliyor. Yoksulluk ile yönetim sistemleri ilişkisini ise Oxford Yoksulluk ve İnsani Gelişme Girişimi ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu’nca hazırlanan Çok Boyutlu Küresel Yoksulluk Endeksi’ni kullanarak değerlendiriyor. Bu tür bir değerlendirmede bu endekslerin kullanılmış olmasına bilimsel zeminden hareketle bir itirazın gelebileceğini sanmıyorum.
Üç sistemi bu endeksler üzerinden analiz ettikten sonra, ilaveten, her sistemden kademeli olarak seçtiği 25’er ülkenin (toplam 75 ülkenin) verileri üzerine ikinci bir analiz daha yapıyor.
Böyle yapmasının amacı da bell. Kitabi tasniflerden kaçınmak istiyor; hamasete alan bırakmıyor ve incelemesini ideolojik tartışmaların girdabına sokmaktan uzak tutmaya çalışıyor. Böylelikle “yönetim sistemlerinin yapısı, işleyişi ve niteliğine dair” gündelik politikanın harcıâlem söylemine kapılmadan, hükümet sistemleri hakkında daha sağlıklı değerlendirme yapmamıza fırsat veriyor.
Parlamenter sistemden başkanlığa koşan tek ülke Türkiye!
Yukarıdaki listelerde de görüldüğü gibi, incelemeye konu olan ülkelerden 86’sı parlamenter sistemle, 59’u başkanlık sistemiyle ve 41’i yarı-başkanlıkla yönetiliyor. Emre Bağce bu tasnifi de BM ve benzer statüde bulunan Parlamentolar Arası Birlik gibi kurumların verileri üzerinde yaptığı incelemeler sonucu ortaya çıkarıyor.
İlk listeye göz atınca, Avrupa ülkelerinin çoğunun parlamenter sistemle yönetildiği görülüyor. Yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler arasında Fransa, Portekiz ve geçmişte bunların sömürgesi olan ülkeler epey ağırlıklı. Bir zamanlar yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen Polonya da nihai tercihini parlamenter sistemden yana yapmış.
Yine SSCB dağıldıktan sonra yarı-başkanlıkla yönetilen Kırgızistan da, cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlayarak parlamenter sisteme yönelmiş. Benzeri bir süreç Moğolistan’da da yaşanıyor. Henüz Türkiye gibi parlamenter sistemi bırakıp doludizgin başkanlık sistemine yol alan bir ülke yok.
Gelir dağılımı eşitliğinde hükümet sistemleri ne diyor?
Gelir Dağılımı Eşitliği bakımından Prof. Bağce, 161 ülkenin durumunu yukarıda adı geçen Gini endeksine göre inceliyor. Bu ülkelerin 64’ü parlamenter sistemle, 38’i yarı-başkanlıkla, 54’ü ise başkanlıkla yönetiliyor.
Gelir Dağılımı Eşitliği’nde dünya ortalaması 39.32. Bunun daha küçüğü “iyi” (azalan eşitsizlik anlamına geliyor) ve daha büyüğü “kötü” (artan eşitsizlik anlamına geliyor). İnceleme sonunda parlamenter sistemle yönetilenler 35.73, yarı-başkanlık sistemiyle yönetilenler 39 çıkıyor, yani dünya ortalamasından daha iyi konumda yer alıyor. Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler ise gelir dağılımı eşirsizliği bakımından 43.63 ile oldukça daha kötü bir noktada kalıyor.
Bir başka yaklaşımla, parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin yüzde 75’i, yarı-başkanlıkla yönetilenlerin yüzde 55’i ve başkanlıkla yönetilenlerin yüzde 26’sı gelir dağılımı eşitliği bakımından dünya ortalamasının üstüne çıkabiliyor.
Gelir dağılımında başkanlık sisteminin durumu vahim!
Özetle, gelir dağılımı eşitliği bakımından dünya ortalamasının üstündeki (daha iyi durumdaki) ülkelerin yüzde 56’sı parlamenter, yüzde 16’sı ise başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Gelir dağılımı eşitsizliğinin en yoğun yaşandığı ülkelerin yüzde 53’ünü başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler oluşturuyor. Parlamenter sistemle yönetilen ülkeler ise bu bakımdan yüzde 21’le en küçük paya sahip. Başkanlık sistemiyle yönetilen 54 ülkenin büyük bölümü (40 ülke) gelir dağılımında eşitsizliğin dip veya en dip nokralarında bulunuyor.
Bir tür çapraz doğrulama rolü oynayan, kademeli olarak seçilmiş 75 ülke analizinde de, Gini endeksine göre benzer sonuçlar çıkıyor. Buna göre, gelir dağılımı eşitliğinde ortalamanın üstündeki ülkeler arasında parlamenter sisteme dahil olanlar yüzde 61, yarı-başkanlıkla yönetilenler yüzde 27 ve başkanlıkla yönetilenler yüzde 12. Ortalamanın altındakilerin yüzde 59’unu başkanlık sistemiyle yönetilenler oluşturuyor.
Türkiye’de gelir dağılımı eşitliği endeksi ise 40.2. Bu, gerek dünya ortalamasının ve gerekse parlamenter ve yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin altında, başkanlıkla yönetilen çoğu ülkenin ise üzerinde yer alıyor.
Yoksulluk ile hükümet sistemleri arasında ilişki var mı?
Prof. Dr. Emre Bağce hükümet sistemleri ile yoksulluk arasındaki ilişkiyi de yine uluslararası bilimsel geçerliliği olan Çok Boyutlu Küresel Yoksulluk Endeksi (MPI), Oxford Yoksulluk ve İnsani Gelişme Girişimi (OPHI) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu ölçüm ve kriterleri çerçevesinde değerlendiriyor.
Yoksulluk üç mecrada takip ediliyor. Eğitim, sağlık ve hayat standardı. Eğitimde öğretim yılı ve okula devam; sağlıkta çocuk ölümleri ve beslenme; hayat standardında ise elektrik kullanımı, içme suyu, barınma, kullanılan yakıt türü ve sahip olunan araç gereç gibi unsurlar esas alınıyor.
2015 endeksinde, dünya ölçeğinde 101 ülkenin en yoksul durumda bulunduğu belirlenmiş. Buna göre parlamenter ülkelerden 60’ı, başkanlık ülkelerinden 19’u ve yarı-başkanlık ülkelerinden de 12’si yoksul sayılmıyor. Buna karşılık parlamenter ülkelerin 26’sı (yüzde 30.2); başkanlık ülkelerinin 40’ı (yüzde 67.8) ve yarı-başkanlık ülkelerinin 29’u (yüzde 70.7) en yoksul 101 ülke arasında görülüyor. Yani, parlamenter ülkelerin üçte birinden azı en yoksul sayılırken, başkanlık ülkelerinin üçte ikisinden fazlası en yoksul ülkelere dahil bulunuyor.
Parlamenter sistem yoksullukta fark atıyor
Söz konusu endeksler bu 101 ülkeye, yoksulların nüfus içindeki oranları ve yoksullar arasında mahrumiyet yoğunluğu gibi kriterler de dikkate alınarak uygulandığında, ortaya daha da enteresan sonuçlar çıkıyor. Bunlara göre, parlamenter ülkelerin ortalaması dünya yoksulluk ortalamasının üzerinde kalırken, yani parlamenter ülkeler en düşük yoksulluk ortalamasına sahip ülkelerken, başkanlık ve yarı-başkanlıkla yönetilen ülkeler dünya yoksulluk ortalamasının bir hayli altında kalıyor.
Bu anlamda, başkanlık ve yarı-başkanlıkla yönetilen ülkelerde yoksulluk yaygın olarak görülen bir durum. Hattâ parlamenter ülkelerin en yoksulları bile hem dünya yoksulluk ortalamasının, hem de başkanlık ve yarı-başkanlıkla yönetilen ülkelerin yoksulluk seviyelerinin çok üzerinde bulunuyor. Somut olarak, parlamenter ülkelerin yüzde 77’si, başkanlıkla yönetilenlerin yüzde 50’si ve yarı-başkanlıkla yönetilenlerin yüzde 48’i yoksulluk dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor.
Başka bir ifadeyle, dünya yoksulluk ortalamasının altında yer alan ülkeler içinde başkanlıkla yönetilen ülkelerin payı yüzde 45 iken, parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin payı ancak yüzde 14’ü buluyor. Bunlar bize dünyadaki yoksulluğun büyük bölümünün başkanlık ve yarı-başkanlıkla yönetilen ülkelerde yaşandığını gösteriyor.
Meğer sistemlerin durumu bambaşka imiş!
Prof. Bağce, tıpkı gelir eşitsizliği konusunda olduğu gibi yoksulluk konusunda da, üç sistemden kademeli olarak seçilen en yoksul 75 ülkenin durumunu, çapraz doğrulama amacıyla ele alıyor. Bu 75 ülkenin 38’i yoksulluk dünya ortalamasının üstünde kalıyor ve bunlardan 20’si parlamenter sistemle yönetiliyor. Geriye kalanlardan 11’i yarı-başkanlıkla yönetilirken, başkanlıkla yönetilenler ancak 7’yi buluyor.
Bu bağlamda, söz konusu 75 ülke içindeki parlamenter ülkelerin yüzde 80’i, yarı-başkanlık ülkelerinin yüzde 44’ü ve başkanlık ülkelerinin yüzde 28’i, dünya yoksulluk ortalamasının üzerinde kendilerine yer bulabiliyor.
Gene başka bir ifadeyle, en yoksul 75 ülke içinde, dünya ortalamasının üzerinde kalanlar arasında parlamenter ülkeler yüzde 53, yarı-başkanlık ülkeleri yüzde 29 ve başkanlık ülkeleri yüzde 18’dir. Tersten ele alındığında ise dünya yoksulluk ortalamasının altında kalan ülkeler içinde parlamenter olanlar yüzde 13 iken, yarı-başkanlık ülkeleri yüzde 38 ve başkanlık ülkeleri yüzde 49’la büyük bölümü oluşturuyor.
İşte nihai sonuçlar
Yönetim sistemlerinin gelir eşitsizliği ve yoksulluk bakımında durumunu Prof. Bağce’nin ortaya çıkardığı sonuçlar üzerinden özetleyecek olursam, tablo şöyle:
* Parlamenter ülkeler en az gelir dağılımı eşitsizliği ortalamasına sahip.
*Yarı-başkanlık sistemleri de gelir dağılımı eşitsizliği dünya ortalamasına yakın bir noktada bulunuyor.
* Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler ise dünya ortalamasının altında kalıyor.
* Parlamenter ülkelerim yüzde 25’i az, yüzde 50’si orta, yüzde 6’sı çok yüksek gelir dağılımı eşitsizliği seviyesine sahip.
* Başkanlık ülkelerinin yüzde 6’sı az, yüzde 74’ü yüksek ve çok yüksek gelir dağılım eşitsizliği yaşıyor. Bu haliyle en yoğun gelir dağılımı eşitsizliği bu ülkelerde görülüyor.
* Yarı-başkanlık ülkelerinde ise gelir dağılımı eşitsizliği yüksek olmakla beraber, başkanlık sistemiyle yönetilenlerden kısmen daha iyi durumda.
* Parlamenter ülkelerin 1/3’ünden azı yoksul grupta yer alıyor.
* Başkanlık ve yarı-başkanlık ülkelerinin 2/3’ünden fazlası yoksulluk içinde bulunuyor.
* Başkanlık ve yarı-başkanlık ülkeleri, gelir dağılımı eşitsizliğinde olduğu gibi yoksullukta da, parlamenter sistemle yönetilen ülkelerden epey farklı bir durum gösteriyor.
* Gelir dağılımının görece adaletli olduğu ve refahın topluma az çok dengeli bir şekilde dağıtıldığı ülkeler, ağırlıklı olarak parlamenter sistemle yönetiliyor.
Bu veriler, siyaset zeminin uçuşan şaşaalı sözler, iddialar, itinayla körüklenen ideolojik saflaşmalar karşısında ayaklarımızın suya ermesine hizmet eder diye düşünüyorum.
Başkanlık referandumunun ciddi bir tartışma süreciyle önümüze gelmediği muhakkak. Alâkalı alâkasız gönlümüzden geçen her konuyu ve afaki söylemleri de ciddi bir tartışmanın yerine ikame ederek geleceğin kan davasını kendi ellerimizle yaratıyoruz.
Galiba en iyisi, insanlara hangi sistemde yaşamak istediklerinden çok önce, nasıl bir ülkede yaşamak istediklerini sormaktı!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları



























































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022