Atilla Aytemur
Uzun zamandır cezaevinde olup henüz mahkeme yüzü görmeyen HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile kaç kere içeri girip çıktığını sayamaz olduğumuz eski basın sözcüsü Ayhan Bilgen, farklı zamanlarda yaptıkları açıklamalarla, partilerinin yakın dönem siyasetlerine dönük düşüncelerini ifade ettiler. Bunlar eleştirel bir hava taşıyor.
Söz konusu eleştirel ifadelerin iki yıllık bir zaman dilimi içerisinde Kürt sorunu adına ülkede yaşananları konu alması, atlanmadan üzerinde durulmalarını gerektiriyor.
HDP’nin kurumsal kimliği adına kamuoyuna sunulan kapsamlı bir değerlendirmenin henüz ortada olmadığı bir dönemde, bu iki yöneticinin kişiselliği aşan değerlendirmeleri hiç şüphesiz önem taşıyor.
Barış ve çözüm ortaklarının yolları ayrılırken
Malum, “Barış ve Çözüm Süreci” çökeli hayli zaman oldu.
Daha sürecin teklemeye başladığı, umutların giderek tükendiği ve “ortak”larının artık birbirini en sert biçimde hedef almaya yöneldikleri dönemde, yapılan 7 Haziran 2015 genel seçiminde HDP’nin aldığı yüzde 13,2 oy, AK Parti’yi tek başına iktidardan ederken muhalefet çevrelerinde bambaşka duygu ve düşüncelere yol açmıştı.
Ne AK Parti tek başına hükümet olabilmişti, ne de onsuz bir koalisyon kurulabiliyordu; bunun mümkün olmadığı görülmüştü.
AK Parti ile HDP’nin koalisyonu konuşmalarının şartları ise, Gezi Olayları döneminin kısmen “ihtiyatlı” HDP’sinin “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganını devreye sokmasından ve iktidarı tamamen karşısına alarak girdiği cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasından itibaren, zaten kesin olarak ortadan kalkmıştı.
1 Kasım 2015’de yenilenen seçimlerde ise HDP ve MHP ciddi oy kaybına uğradı. Bu durum AK Parti’ye bir kez daha tek başına iktidar kapısını araladı.
Bu iki seçim arasında ve sonrasında yaşananlar Türkiye’nin yeni bir politik hatta girdiğini daha net gösterdi.
Suriye faktörü
Türkiye’de işin bu noktaya gelmesinde birçok faktör elbette önemli rol oynadı. Ama Suriye’de yaşananlar, özellikle de PYD’nin ABD ve kısmen Rusya desteğinde sürdürdüğü faaliyet, bu faktörler arasında asıl belirleyici olandı. PYD’nin güttüğü amaç Türkiye tarafından kendi toprak bütünlüğü ve bekasına yönelik bir tehdit olarak görüldü. Güney sınırı boyunca, tarihsel ve sosyolojik bakımdan kendisiyle bağı tartışmalı bir alanı kontrolü altına alıp, zincirleme kantonlardan oluşan devletimsi bir yapı oluşturmaya çalışması, Türkiye’nin sert tepkisini çekti.
PKK’nın da bununla zamandaş ve paralel bir şekilde, DBP’nin yönettiği çok sayıda belediyenin bulunduğu ilçelerde “özyönetim” ilan etmesi ve “Barış ve Çözüm Süreci”nin çökmesini gerekçe gösterip ülkenin batısına da yaymayı amaçladığı “Devrimci Halk Savaşı”nı başlatması, iplerin tamamen koptuğunu ortaya koydu. Çatışmaların fitilini ateşleyen ise Ceylanpınar’da iki polisin evlerinde uykudayken öldürülmesiydi.
İktidar bu gelişmelere bölgeye ciddi asker ve polis yığınağı yaparak, çok sayıda zırhlı muharebe aracı sevkederek, söz konusu ilçeleri kuşatarak, çatışma uzmanı özel kuvvetleri ateş hattına sürerek, sokağa çıkma yasağı ilan ederek, beklenmedik şiddet ve ağırlıkta bir cevap verdi.
PKK’nın silahlı güçleri ve onların yönlendirdiği yerel genç milisler, polis ve askerden gelecek müdahaleleri önlemek adına bu ilçelerde cadde ve sokaklara hendekler kazdı. Başlayan çatışmalar nedeniyle halk bu bölgeleri tamamen terk etti. Bu olayların yaşandığı bütün yerleşim alanları, camiler, tarihi binalar ve surlar büyük tahribata uğradı. Bölge ekonomisi ve sosyal yaşam felç oldu. Çok sayıda can kaybı yaşandı. Birçok kişi sakat kaldı.
Politikayı PKK belirledi, faturayı HDP ödedi
“Devrimci Halk Savaşı” ve “özyönetim” ilânı, PKK’nın ve onun hattına yakın duran bütün kurum ve partilerin bölgedeki toplumsal gücü ve etkisinin ciddi ölçüde sarsılmasına yol açtı.
Bu süreç içerisinde çatışmanın kontrolü hep devlette oldu. Çatışmalar bitince geriye harabeye dönmüş tarihî dokusu, evleri, sokakları, mahalleleri ve meydanlarıyla yaşanmaz hale gelen ilçeler kaldı.
Devrimci Halk Savaşı, özyönetim ilanı ve hendek savaşları politikasının başta gelen kaybedeni, sosyal ve siyasal yaşamı altüst olan, ticari hayatı çöken, tarihi dokusu tarumar olan, ağır insan kaybına uğrayan ilçe ve mahalleler oldu.
PKK’nın bu politikasının bedelini siyasal zeminde ödeyen ise, esas olarak HDP idi.
Cumhuriyet tarihi boyunca gördüğü en yüksek toplumsal destek, doğrudan bu partinin kendisi tarafından üretilmeyen politikalar sonucunda büyük ölçüde yitirilmişti. Özellikle Batı’da güçlükle kazanılan sempati ve destek çabuk kaybedilmiş ve iklim tamamen değişmişti.
Eş genel başkanların ve milletvekillerinin, belediye başkanlarının birer birer tutuklanması, belediye yönetimlerine kayyum olarak vali ve kaymakamların atanması, yöneticilerin operasyonlara maruz kalmaları nedeniyle partinin neredeyse faaliyet yapamaz hale gelmesi, konunun önemi ölçeğinde bir toplumsal tepkiye yol açmadı.
HDP yaralarını sarmaya çalışıyor
HDP şimdi kongre sürecinde ve bu şartlarda yaralarını sarmaya çalışıyor.
Doğrusu Suriye konusu bütün sıcaklığıyla varlığını sürdürürken, yani Türkiye ve PKK/PYD/YPG/SDG karşı karşıya çatışmaya devam ederken, HDP’nin yaralarını sarması ve yeni politikalarla siyasal konumunu güçlendirmesi hiç kolay değil.
Buna rağmen, HDP’nin geride bıraktığımız üç yılı özellikle kendi politikaları bakımından değerlendirmesi hem Türkiye, hem kendisi için iyi olacaktır. Bu bakımdan, söylenen her sözün, yapılan her değerlendirmenin altında bir niyet aranmadan hakkının verilmesinin, demokratik ve barışçı siyaset yolunun açık tutulmasının, bu topraklarda bir arada yaşamanın geleceği için bir değeri olacağı açıktır.
Bu minvalde dikkat çeken ilk değerlendirmelerden biri, görevden alınıp yerine kayyum atanan Mardin eski belediye başkanı Ahmet Türk’ten gelmişti. Türk açıklamasında “7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından PKK’nın hendek siyasetine destek vermenin siyasi hata olduğunu” belirtmiş ve barışın zamanı olmayacağını ilave etmişti (26 Şubat 2017, www.haberdelider.com).
Bu bağlamda, Demirtaş’ın ve Bilgen’in son söylediklerini de aktarmak istiyorum.
Demirtaş: Herkesin halka hesap vermesi zorunluluktur
Eş genel başkan Selahattin Demirtaş, cezaevinden gönderdiği ve internet gazetesi GazeteDuvar’da 30 Temmuz 2017’de yayınlanan “Barışı Kurmak” başlıklı açıklamasında şunları söylüyor:
”… Her kavramın başına ‘demokratik’ yazmakla demokrat olunmuyor. Demokrasi bir kültürdür, yaşam tarzıdır. Kendinden başlayarak herkesin ve bütün alanların demokrasi ölçüleri çerçevesinde kendini özeleştiriye tabi tutması ve halka hesap vermesi, mücadelemizin hamlesel çıkışları açısından bir lüks değil, zorunluluktur. Niyet okumalar üzerinden değil, pratiklerimiz üzerinden eleştiri geliştirmek, özeleştirilerimizi de pratikte vermek daha anlamlı olur…”
Bilgen: Cizre-Sur süreci sorgulama ve tartışma nedeni olmuştur
Eski parti basın sözcüsü ve milletvekili Ayhan Bilgen ise, aynı internet sitesi GazeteDuvar’dan Özlem Akarsu Çelik’e verdiği 11 Ekim 2017 tarihli röportajda şunları ifade ediyor:
“…Kürt sorununun niteliğindeki değişiklik, özellikle batıdaki büyük Kürt nüfusunun beklentileri, HDP’nin yeni bir barış stratejisi ve demokratikleşme iradesini inşa etmede güçlü bir rol oynamasını zorunlu kılmaktadır.
“…Kriz dönemlerinde siyasi tutarlılık, ilkeli yaklaşım, ciddi bir toplumsal teveccühü beraberinde getirebilir…
“…Cizre-Sur sürecinde demokratik siyaset kurumlarının sorunu çözmeye güç yetirememiş olması elbette HDP’nin geleneksel tabanında ciddi bir sorgulama ve tartışma nedeni olmuştur…
“…İnsanların demokratik eylemlere katılmaktaki çekincesi elbette ki ağır yargılamalarla da ilişkili olmakla birlikte, belki daha önemlisi demokratik siyasetin çözüm üretebilme kapasitesinin sorgulanıyor olmasıyla bağlantılıdır. Bu da siyaset kurumunun yeniden bir güven tazeleme ihtiyacı duyması ve belki bugün yaşanan krizi bir yeniden yapılanma fırsatına dönüştürmesiyle aşılabilir…
“…HDP, kuruluş döneminin koşullarına sahip değil. Dolayısıyla kurulduğu dönemin atraksiyonlarını aynı söylemle tekrarlayamaz. Bugünkü koşullarda özeleştirinin somut sonucu, kendi değerleriyle tutarlı karar alma süreçlerinin ve görevlendirme sisteminin bir alternatif olarak geliştirilebilmesiyle mümkündür...”
Bu değerlendirmelerin, bölgede ve HDP’nin şahsında yaşananlarla kıyaslandığında yetersiz, ve eksik bulunması mümkündür; hattâ birçok bakımdan haklıdır.
Lâkin, kendi siyasal çizgisini yeniden değerlendirme arayışı içinde olanlara dudak bükmek gibi bir siyasal lükse sahip olduğumuzu hiç mi hiç sanmıyorum.
Halen bütün hayatımızı derinden etkileyen bu sorunun önde gelen yasal temsilcilerinden biri olan HDP’nin kongre sürecinde yakın geçmişe dair olan bitenleri olanca açıklığıyla ele alması, barış içinde ve demokratik koşullarda bir arada yaşama vizyonunu derinleştirmesi hepimizin çıkarınadır.
Onu yok saymak, önemsiz görmek ve etkisiz kılmak, baskı altında tutup nefessiz bırakmaya çalışmak ise ülkenin yararına değildir.
Yeni kitap: Osmanlılardan Cumhuriyete Sekülerleşme (*)
68 kuşağından, bilim tarihi üzerine çalışmalar yapan ve yayınlarda bulunan Osman Bahadır, 2010-2015 yılları arasında muhtelif dergilerde yayınlanan ve Osmanlılarda sekülerleşmeyi konu alan yazılarını geçtiğimiz Eylül ayında bir kitapta topladı.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Giriş bölümü ağırlıkla laiklik, sekülarizm, bilim, özgürlük, eşitlik ve demokrasi gibi kavramların çağlar içindeki oluşum seyrini değerlendiren makaleleri kapsıyor. Söz konu kavramların birbiriyle ilişkileri ve bunların tarihsel değişimlerine, yazarın penceresinden bir bakış getiriyor.
İkinci bölümde Osmanlılarda sekülerleşmenin kaynakları, doğuşu ve gelişimi ele alınıyor. Yazar kendi yaklaşımını destekleyen örneklerle bu bölümde sekülerleşmenin aslında önemli ölçüde Cumhuriyet öncesinde başladığını ifade ediyor. Hattâ bu yönde ilk adım olarak, Osmanlı-Avusturya savaşı sonrası yapılan 1606 Zitvatorok Anlaşması’nı ve bu anlaşmada Osmanlının bir Hıristiyan devletini kendisiyle eş statüde kabul etmesini gösteriyor. Resim, müzik, sinema, mizah, kadınların eğitimi, vb benzeri konuları bu bağlam içerisinde ele alıyor.
Kitabın son bölümü ise Cumhuriyet dönemine ayrılmış.
Kitap, kapağındaki anlatımla, başlığına çıkardığı konuyu şöyle ifade ediyor: “Sekülerleşme süreci, insanlık tarihinin en temel gerçeklerinden biridir. Fakat bu gerçek, birçok nedenle çeşitli fikir akımlarının veya bazı sosyal-ekonomik öğretilerin gölgesinde kalmıştır. Ancak, sekülerleşme süreçlerinin gözden kaçırılması, birçok durumda toplumsal ve tarihsel analizlerin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açmaktadır.”
Özellikle inanç alanına bakış başta olmak üzere, Osman Bahadır’ın ortaya koyduğu kimi konulara farklı yaklaşsam bile, sekülerleşme gibi tarihi derinliği olan son derece kapsamlı bu önemli alanı farklı bir gözle değerlendiren bu kitabın okunmasının ihmal edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
NOTLAR
(*) Osman Bahadır, Osmanlılardan Cumhuriyete Sekülerleşme (Evrim Yayınları, Eylül 2017, İstanbul).
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022