A.Turan ALKAN
İfşâ ediyorum: Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, daha Derin Devlet Gladyo’ya evrilmezden (Ergenekon, paralel vs.) önce ben de bir “Derin Devlet”lik yapmıştım; hem de tek başıma! Aradan 15 yıl geçtiği, en azından kişi hakları açısından mürûr-ı zamana girdiği için dayanamayıp açıklıyor ve o eyleme ilişkin raporu -yazıyı- tekrar ilginize sunuyorum (noktasına bile dokunmadan).
Gerçi kendimi birazcık Çetin Altan gibi hissetmiyor değilim hani; henüz 25 yıllık yazılarımı yinelemeye başlamadım ama...
Neyse, güzel yurdumda seneler yazıları hiç eskitmiyor ki...
*
Nisan 19.. seçimlerinden önce sürpriz bir hükümet kurulmuştu. O hükümete de bir Milli Eğitim bakanı atanmıştı. Sayın Bakan haftanın yarısını hükümet ve bakanlık işlerinde, diğer zamanları ise seçim bölgesinde köy köy, sokak sokak incelemelerde bulunarak geçiriyordu.
Partisi. Hükûmet ortağı olmasına rağmen küçük bir parti idi. Bakanımız da konjonktür gereği kabinede bir koltuk elde etmişti. Henüz İmralı kuzucuğu Apo yakalanmamış, bakanımızın partisi oy patlaması yapmamıştı. O yüzden seçilme garantisi yoktu sayın bakanımızın. Sonraki seçimde de mansıbı elde tutmak için adam adama markaj ve sıkı çalışmak gerekiyordu.
Bendeniz de bir kamu emekçisi olarak bu mühim devlet görevinde zat-ı devletlerine servis yapmaktaydım; müsteşarı, genel müdürleri gibi.
Vatandaşların bu taze nâzıra pek ilgi gösterdiği yoktu. Partilileri iştahsız, heyecansızdı. Bakan ise her mekânda yemin billah partisinin birinci çıkacağını, seçimden sonra da yine aynı bakanlığa geleceğini; hemşehrilerine neler neler edeceğini tekrarlayıp duruyordu. Doğrusu bu hal onda psikolojik takıntı haline gelmişti. Bakan bey, kendisine böyle boş gözlerle bakan, hiçbir derdini açmayan ilgisiz seçmenlerinin, kendisine acıyarak şöyle düşündüklerine inanıyordu;
-Peh... sen üç günlük piyango bakanısın, seçimden sonra belki milletvekili bile olamayacaksın, gez şuralarda bak keyfine git.”
Bu kanaati bakanı çok asabileştirmiş, çekilmez hale getirmişti. Her akşam yüzlerce partili ve seçmen kitlesinin de katıldığı resmi ödemeli otel yemeklerinde içilen rakılar bile teselli vermiyordu ona.
*
Ramazan Bayramı’nın birinci günüydü; bakanın refakat görevlileri olarak yorgun argın otele geldik. Protokol, mutad olduğu üzere (U) düzenindeki masaya mevzilendi. Salon lebâleb dolu. Ankarasahnelerinin eşsiz ses sanatçısı Elmas Hanım sahne almak üzere. Yalnız bu hanımın küçük bir nâkısesi var; şarkılarını ekâbire değil de, orasına burasına para sıkıştıran bizim gibi gariban takımına hitâben okumayı alışkanlık edinmişti. Devlete karşı gösterilecek bu mühim ayıbı vaktinde gidermek ve bakanın kafasındaki zaafı ince bir fikirle deşerek yorucu mesaimize biraz neş’e katmak gibi mütevazı amaçlarla, garsonu yanıma çağırdım ve dedim ki,
- Şu teyzeye söyle, sayın bakanın ve sayın eşlerinin önünde icrayı sanat eylesin, ayrıca onun çok sevdiği ‘Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç/bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç’ şarkısını okusun!
Bayan, garsonun kulağına fısıldadığı talimat icabınca huzurda eğildi ve şarkıya girdi. Doğrusu güftede Yahya Kemal ve bestede Münir Nureddin gibi devlerin imzalarını taşıyan bu güzel şarkı, tüm davetlilerce coşkuyla dinleniyor, hatta ekâbirden bazıları kendilerini zaptedemeyip eşlik bile ediyorlardı, lâkin bakan bey huzursuzdu. Ben daha iyi görebileceğim bir yere çekilerek gelişmeleri izliyordum.
Bakan şarkının mesajını almış, öfkeyle ellerini, dişlerini sıkıyordu; nihayet dayanamadı bir ara bayana:
-Git kardeşim, diye gürledi, “biraz da komploculara oku, seni örgütleyenlere söyle, seçimden sonra da bakanım ben!”
Gürültü ortamında kimsenin birşey duyduğu yoktu ama. Bayan da bu bağırışları sanki iltifatmış zannederek yanlış algılıyor, şarkıyı uzattıkça uzatıyordu. Bakan bey kıpkızıl kesilmişti; tam dengesini kaybetmek üzereydi ki bu defa, bedavadan yiyip tıkınmaktan fırsat bulan bir foto muhabiri devreye girdi. Şarkıcı bayana yaklaştı ve bakanla eşinin arasına girmesini, şarkının bir kuplesini de birlikte söylemelerini öğütleyerek karşıda mevzi aldı.
Belli ki şarkıcıya eşlik eden bir bakan görüntüsü alacak, kendince güzel bir haber fotoğrafı yakalayacaktı, lâkin bakan beyin vites kutusu karışmış, kafasının tası atmıştı. Karısıyla elele tutuştular, aralarına girmek isteyen bayana doğru hiddetle ‘Şıllık, vs’ diye saldırıp, adeta dövercesine, kaba ve zorbaca kovdular.
Sonra da bakan bey bir nutuk attı oracıkta;
-Egemenler şunu iyi bilsinler ki bütün karanlık eylem ve tertiplerine rağmen biz halkın gücüyle bu gibi tertiplerin üstelerinden geleceğiz. vs...
Sayın Bakan, her Türk vatandaşı gibi ânında durumu kavrayarak, derin devletin kendisine komplo kurduğu kanaatine ulaşmıştı!
Evet, uyanık-ayık bir basın mensubu olsaydı belki bakan beyin pozisyonunu bozabilecek boyutlara kadar gelmişti mesele. Küçük bir latifeden tâ nereye varılmıştı. Benim maksat ve gücümün çok ötesine hatta niyetimin de dışına çıkılmıştı.
Üstelik bu komplo olayı, ebediyen faili meçhul kaldı!
*
O gün anladım ki toplum mühendisliği, derin devlet, egemenler vs. diye tarif edilen çevreler galiba böyle bir şeydi; herşeyi kuşatıcı, en küçük ayrıntıları hesaplayan şaşmaz güçler filân değil. Arada –benim gibi- kaybedecek fazla şeyi olmayan, bazı şanslı gelişmeleri yedeğe alan güçlerin varlığını de hesaba katmak gerek.
Sayın Bakanla beraberliğimden bana böyle bir kanaat ile, büyüklerimle paylaşılmış tebessümle hatırlayacağım değerli hâtıralar kâr kaldı.
*
Not: Bu yazıya konu teşkil eden bakanımız, azimle çalışarak yeniden milletvekili seçilmeyi başardı. Sonraki hükûmette de aynı görevi aldı ve üçbuçuk yıl daha aynı koltuğunda oturmayı başardı. Şimdi bir başka kamu kurumunda, artık vekil olmasa da kıdemine münasip bir görevde hizmete devam ediyor.
İkinci ve daha önemli not: Bu yazı bana ait değil. Cihet-i Mülkiye’den, ehl-i kalem bir dostum tarafından kaleme alındı. Hadisenin tarafları halen görevlerine devam ettikleri için isim, olayla ilgili isim, yer ve tarih bilgilerini vermemeyi nezakete uygun buldum. /ATA
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016