A.Turan ALKAN
Müzeyyen Senar vefat ettiğinde Kültür editörümüz Ali Çolak bir mesaj yolladı ve rahmetlinin ardından bir değerlendirme yazısı kaleme almamı rica etti; ben de cevaben, vakit darlığı ve program yoğunluğunun da tesiriyle bu arzusunu yerine getiremeyeceğimi belirttim ama asıl gerekçem başkaydı: Müzeyyen Senar benim şarkıcılarımdan biri değildi.
Ölümünün hemen ardından ‘Nekroloji’ türüne giren ve illâ ki merhumu övücü noktaları öne çıkaran türden bir şeyler yazmanın samimi olmayacağını düşündüm. Bir kere olsun, “Şu şarkıyı bir de Müzeyyen Hanım’ın yorumuyla dinleyeyim” arzusu duymadığım birinin ardından, illâ ki güzel şeyler söylenmesi gereken bir şey yazmak bana biraz samimiyetsizlik gibi geldi; ayrıca Kültür sayfasında yayımlanacağı için bir mânâda gazetenin görüşünü aksettirecek bir şey yazmak uygun olmayacaktı.
Böylesi daha iyi ve samimi; aradan biraz zaman geçti. Kendi adıma Müzeyyen Hanım ve onun yorumu hakkında şahsi fikirlerimi sizlerle paylaşabilirim; katılıp katılmamakta tamamen serbestsiniz.
BİR KLASİK TAVIR VARDI; ŞİMDİ?
Müzeyyen Hanım, musikimizde ‘klasik icrâ tarzı’nın henüz kaybolmadığı bir devirde, otuzlu yıllarda sanata başlamış ve eskilerin ‘fem-i muhsîn’ dedikleri güzel ve temiz ağızlardan doğru sesler, doğru yorum ve doğru tarzı aksettiren bir edâyı kulak hafızasında nakşetmişti; bu hüküm devrin bütün sanatkârları için geçerlidir. Bir karşılaştırma unsuru olsun diye belirtmeliyiz ki günümüz sanatçıları için bu imkân artık yok gibi. Klasik bir eserin klasik tarzda icrâsını merak edenlerin ulaşabileceği kayıtlar son derece az. Rahmetli Kâni Karaca ve Bekir Sıdkı Erdoğan’ın kayıtlarında, sözünü etmeye çalıştığım bu eski âlemin son seslerini bir nebze işitmek mümkündür; kaldı ki yeni kuşak sanatçılara bu edâ biraz ağır, ritmi düşük, goygoylu ve yeknesak gelir; o dahi başka bir hicrân konusu...
Müzeyyen Hanım’ın gençlik zamanlarına rast gelen icrâları bu cümleden dinlenebilir, hatta yer yer güzel yorumlardı. Musikimizin konservatuardan, radyodan ve devlet alâkasından dışlanmasıyla gazino köşelerine çekilmeye zorlanmasıyla ‘gelenek’ önemli bir aşınmaya mâruz kaldı. Erbâbının daha iyi anlatabileceği sebeplerle ‘Gazino okuyuşu’ denilen bir tarz, ses sanatçıları arasında revaç buldu. Klasik çizgi ve edâyı temsil eden müessese çapındaki isimler ya köşelerine çekilerek nisyânı yaşamak veya gazinolarda refakat sazı olarak gündelik rızıklarının peşinde yürümek zorunda kaldılar.
MÜZEYYEN HANIM EDASI DİYE BİR ŞEY VARDIR
Müzeyyen Hanım’ın kendine mahsus bir edâsı vardır ve bu edâ bana göre, şarkı icrâsında musikimizin ruhuyla pek az kesişiyor. Müzeyyen Hanım, şüphesiz çok güzel tınılar taşıyan sesine erkeksi, külhânî ve galiba biraz da dehre meydan okuyan bir çeşni ilâve etmişti; bu çeşnide feleğin sillesini yedikten sonra dünya görüşü değişip çelebileşmiş, feleğe sitemkâr ve bu sitemin acılaştırdığı bir boşvermişlik rengi vardı.
Kadın sesinde bu çığırı Müzeyyen Hanım açtı ve ‘yenilik’, o devrin gazino ve plâk endüstrisinde hemen karşılığını buldu. Hemen hemen aynı dönemlerde yıldızı parlayan Hamiyet Yüceses’in güçlü sesinde de aynı erkeksi edâ vardır bana göre. Şimdiki neslin pek bilmediği Nesrin Sipahi, güçlü kadın sesiyle icrânın bir dönem en bilinen ve sevilen sesiydi. Sesindeki metalik tınılar şüphesiz icrasına kendine mahsus bir hava veriyordu ama bu tarz okuyuşta sanki erkeklere mahsus bir sporda bir kadının başarıya kilitlenmiş irâde gösterisinin yansıması bulmuşumdur. Nesrin Hanım’ı dinlerken bir yanda takdir edilmesi gereken ses parlaklığına mukabil öte yanda, “keşke kendi naturasının imkânları içinde kalabilerek sanatının müntehâsını bulsaydı” cinsinden bir temenni geçmiştir içimden. Kezâ rahmetli Şükran Ay’ın okuyuşunu da aynı çığıra mensup sayabiliriz.
‘ERKEK GİBİ KADIN; HELÂL OLSUN!’
“Erkek gibi kadın” imajı 60’lı yıllarda toplumun hoşuna giden bir tip olmalı ki Yeşilçam sinemasında “Erkek Fatma”, “Şoför Nebahat” gibi unutulmaz kadın karakterler öne çıktı. Bir mânâda kadın-erkek eşitliği dâvâsının öncü ve popüler isimleri olarak Neriman Köksal, Fatma Girik, Sezer Sezin unutulmaz karakterler çizdiler.
Yıllar sonra Bülent Ersoy bu çığırda yeniden yürüyerek popüler hâle getirdi. Ersoy’un icrâsı ta başından beri aslî kimliğinin erkek tarafına bir isyan haykırışı gibi gelmiştir bana. Zeki Müren, icrâsını kadınsı bir yumuşaklık üzerine bina ederken Bülent Ersoy, yeni kimliğini Müzeyyen Senar’ın yorumundaki haydarâne seslenişin izinden giderek aynı bedende iki kimliğin çatışmasına ilginç bir yorum kazandırmayı başardı.
Yakın yıllarda eski şarkıları yeniden seslendirerek bir hayran kitlesine hitab eden Muazzez Ersoy’u da aynı mektebin talebesi saymak doğru olur; seslendirdiği eserler, benim kuşağımın en popüler ve sevilen şarkıları olmasına rağmen Muazzez Ersoy’un yorumunda beni uzak durmaya sevk eden bir taraf bulurum.
Muazzez Abacı’nın sanatındaki renk ve takib ettiği yol bana hep Müzeyyen Hanım’ı hatırlatıyor. Radyo disiplininde geçen gençlik yılların dinlenebilir icrâlarının ardından altın çağlarını yaşamaya başlayan gazino âlemiyle ilk temas... ve sonra Abacı’nın yorumunda da Müzeyyen Hanım’dan tevarüs edildiğini zannettiğim bir külhani edâ yerleşip kaldı âdetâ.
Bu örnekleri kınamak veya eleştirmek kasdıyla zikretmiyorum ve bahsettiğim isimler –benim fikrime ihtiyaç bırakmayacak derecede- sanatta ehliyetlerini isbat etmiş kişilerdir. Sadece şu kadarı: kadın sesiyle yapılan icrâlardaki kadınsı, daha doğrusu hanımefendice tavrı ben daha çok beğenirim. Hemen hatırlatayım, burada tamamen şahsî bir algıdan bahsediyorum, yani zevkle ilgili bir husus. Sizlerden bu indî değerlendirmeye katılmanızı beklemem haksızlık olur.
BİR İÇ VE DIŞ MUKAYESESİ
Müzeyyen Senar, gazino sahnesinde mikrofonlara, milyonlara hitab ederken meselâ Sabite Tur Gülerman, Perihan Altındağ, Muallâ Mukadder, Behiye Aksoy gibi zevkime daha ziyade eden sanatkârlar, evlerinin derûnunda, iç bahçelerde sanki kimselere sezdirmeden bir iç kanaması geçirir gibi duygularını kendi yalnızlıklarıyla bölüşür gibi söylerler veya bana öyle gelir. Resim diliyle ifadeye çalışırsam Müzeyyen Hanım ve onun izini takib edenler ev dışında sanat varlıklarını arayıp bulmuş farklı bir mektebi teşkil ederler; buna mukabil ikinci grupta kalan sanatkârlar “evin içi”ne dairdir. İlk grupta yüksek dağların, sert rüzgârların, dalgaların ve fırtınaların terennümü vardır; ikincilerde evin iç huzuru, sofaların sükûneti, zamanı sâkince terennüm eden duvar saatlerinin ve bahçe çeşmelerinin âhengi hissedilir.
Müzeyyen Hanım, kadın sesiyle Türk musikisi icrâsında, yukarıda tasvire çalıştığım edâsıyla bir çığır açtı, bir mektep (ekol) oldu, ardından aynı izi takib eden nice isme yol açtı. Allah rahmet etsin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016