Aydın ENGİN
Başlık malum, Nazım Hikmet'ten esintili, "Henüz vakit varken gülüm / Paris yanıp yıkılmadan" dizelerinden. O şiir tadını taşımasa da öyle seslenmek istiyorum:"Henüz vakit varken; bu ülkede Türklerle Kürtlerin bir arada yaşaması imkansız hale gelmeden; Türk'ün Kürt'e, Kürt'ün Türk'e (askerin PKK'liyi, PKK'linin askeri değil) yaşam hakkı tanımayacağı bir eşiğe gelinmeden…"
Kurbağa öyküsünü bilirsiniz, kaynar suya atarsanız can havliyle sıçrar kurtulur; ama soğuk suya atıp suyu ağır ağır ısıtırsanız alışır, haşlanır ve ölür.
30 yıldır süren savaşa alıştık mı ne? Son günlerde mermilerin, bombaların, mayınların yok ettiği genç yurttaşların (Türk ve Kürt, asker ve PKK'li yurttaşları kastediyorum) sayısındaki yürek burkan artış bile Türk ve Kürt kamuoyunu sarsmıyor, silkelemiyor, tersine düşmanlıkları daha da kabartıyor, birarada yaşama umutlarını daha da solduruyor…
Taraf'ta Yıldıray Oğur 21 Ağustos'ta "Gerillayla bayramlaşma kaçıncı gün" başlığıyla yazdı.Aysel Tuğluk o yazıya geçen Perşembe "Duygudaşlık Bitti, Bölünüyoruz Biz..." başlığıyla cevap verdi. Yıldıray Oğur'un cevaba cevabı önceki günyayınlandı: "Ortada Konuşulmayan Tek Büyük Şey Var Aysel Hanım...".
Bir kaç güne Aysel Tuğluk'un "cevaba cevabın cevabını" okur muyuz bilemem. Bildiğim, önemli yazılardı; sıradan olmayan, iki farklı, hatta zıt bakış açısını yansıtıyorlardı. (Kaçırdıysanız sizi o yazılara ulaştıracak linkleri veriyorum. Tıklayıverin:
Yıldıray Oğur: Gerillayla bayramlaşma kaçıncı gün
Aysel Tuğluk: Duygudaşlık bitti, gittikçe bölünüyoruz
Yıldıray Oğur: Ortada konuşulmayan tek büyük şey var Aysel Hanım...
Peki kim haklı? Tuğluk mu, Oğur mu?
Ah, bu hakemlik olur ve ben hakem filan değilim. Haddim de değil, olmaya niyetim de yok.
Zaten sorun "Kim haklı" sorusunu anlamsız kılacak bir aşamaya ve boyuta ulaştı.
Sosyalist harekete katıldığım ilk günlerden beri silahlı mücadelenin bir siyasal yöntem olarak benimsenmesine karşı oldum. Bunu sosyalist hareketteki öğretmenlerimin sağ (aslında sol) duyusuna borçluyum.
Ancak Kürt sorununun bu gün ulaştığı aşama ve boyut benim kişisel tercih ve yönelimlerimin enlatkileyebileceği eşiği de çoktan aştı.
O yüzden "kim haklı" sorusunu ve bu düzlemde sürecek tartışmaları anlamsız buluyorum.
Eğer cevabını aramak için geceyi gündüze katacak, saatler ve saatler boyu tartışacak bir soru varsa kanımca o "Bu kan nasıl durur, bu ölümlernasıl biter" olsa gerek.
Soru yeni değil, benim de değil.
Soruya ayrıntılı cevaplar verildi. Ayrıntılı cevaplara ayrıntılı analizler eşlik etti. Ama ben uzun analizler eşliğinde yapılması gerekenleri, alınması gereken önlemleri ardarda sıralayan birçözüm paketi aramıyorum. Öyleleri var ve çok.
Ben hemen şimdi, yarını beklemeden atılacak bir önadım'dan, belirleyici sonuçlar doğurabilecek, kanı durdurabilecek, silahlı çatışmayı siyasal tartışma düzlemine aktarabilecek bir önadım'dan söz ediyorum.
Kısa ve yalın: Öcalan'a konan tecridi kaldırın!
Onun Kürt siyasal hareketinin temsilcileri ile olabildiğince sık görüşmesine olanak tanıyın. Yasal kılıf gerekilyorsa, vereyim: Aysel Tuğluk, Öcalan'ın avukatlarından biridir ve Aysel Tuğluk güvenilir bir kadındır. On görüşmelerini katkısız, çarpıtmasız Kürtlere (ve Türklere) iletecektir. Aysel Tuğluk'un "koster arızası"na uğramaksızın Öcalan ile düzenli görüşmesini sağlayın…
Biliyorum, kimileriniz öfkelendi, kimileriniz "Bu da öneri mi yani şimdi" deyip burun kıvırdı.
Ama ben önerimde ısrar ediyorum. Öcalan, yani şu silahlı mücadeleyi başlatan, bir anlamda akan kanın, sürüp giden ölümlerin sorumlularından biri olan Öcalan; savunmasında, önerilerinde,analizlerinde Stalinist bir damarın sık sık gözlendiği Öcalan; anne emeğinde "artı değer sömürüsü" arayacak kadar çocuksu tezlerin sahibi Öcalan bugün kanın durmasına gidecek adımların atılmasında kilit kişidir.
Sevin sevmeyin, nefret edin, lanetleyin, ayılın; bayılın, ama somut gerçek bu.
Okurken içinize baygınlık verecek kadar uzun, ayrıntılı, sistematikten yoksun tezlerini, savunmasını sabırla okuyanlar bana hak verecektir: Öcalan ister 30 yıllık savaşın anlamsızlığını, çıkmaz sokak olduğunu gördüğünden, ister can kaygısına düştüğünden, 1999'dan bu yana ürettiği, aktardığı ve geliştirdiği önerileriyle kanı durdurmanının kapısını aralayabilir.
Henüz vakit varken dediğim tam da bu.
Üstelik çok da vakit yok. Aysel Tuğluk'un yazısının gerçeği buram buram yansıtan başlığını bir daha okuyun:
"Duygudaşlık Bitti, Bölünüyoruz Biz..."
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021