Aydın ENGİN
“Benim akla ihtiyacım yok” diyebilir.
“Sen aklını kendine sakla” diyebilir.
“Ben senden akıllıyım” diyebilir.
Yanılır…
Akla ihtiyacı var. Hem de şiddetle ve acilen…
Kürt tutuklu ve hükümlülerin sürdürdükleri açlık grevinde gün sayılırken gittiği Bali’deki resmi, Brunei’deki turistik geziden döndü. Ayağının tozuyla Diyarbakır’a uğrayıp Trabzon’a geçti ve orada açlık grevleri üstüne konuştu. Aynen aktarıyorum:
“Bu açlık grevleriydi, ölüm oruçlarıydı bunlar şantajdır, bunlar blöftür, bunlar şovdur”.
Akla ihtiyacı var derken yanılmış mıyım?
Şu cümledeki sefalete bakın: Şantaj, blöf, şov…
Acaba hangisi?
Çünkü üçü birden olamaz…
Şantaj ise sahiden açlık grevi yapıyorlar ve “Şu şu taleplerimizi yerine getirmezseniz ölene kadar grevdeyiz” diyorlardır.
Blöf ise aslında açlık grevi filan yapmıyorlar, yapıyor numarasına yatıyorlar demektir.
Şov ise bundan açlık grevi yapıyorlar ama bunu bir siyasal gösteriye dönüştürüyorlar anlaşılır.
Hangisi?
Diyelim ki anlamlarını tam da sindiremeden kullanılmış yabancı sözcükler yüzünden çorbaya dönmüş bir cümle için akıl takviyesi olsa da olur, olmasa da…
Kabul…
Pekiiii, şantaj ve şov ise, kimileri için çoktan aşılmış kritik eşiğin ardından hapishanelerden tabutlar çıkacağını anlamayanların şiddetle ve acilen “akla ihtiyaçları” yok mudur sizce?
Kangren olmuş ve son dönemdeki tırmanışla barut fıçısına dönmüş Kürt sorununda cezaevinden çıkacak tek (evet tek) bir tabutun bile bu ülkeyi geri dönüşsüz bir çatışma ortamına sürükleyeceğini, terör dalgasının bütün ülkeyi saracağını görmemek akıl yetmezliğinden öte neyle açıklanabilir ki?
Üstelik bu kadar efelenmeye, kostaklanmaya gerek de yok.
Atılacak adımlar aslında atıldı.
Anadilde savunma hakkını sağlayacak yasa teklifi –bildiğim kadarıyla- bütün bakanlarca imzalandı. Bugün meclise inse kabul edilip yasalaşsa bir adım tamam olacak.
Öcalan’ın “teröristlerle kucaklaşmayanlar” ile ve KCK sanığı yapılmamış avukatlarca görüşebileceği söylendi. Tamam, Diyarbakır Baro Başkanı, saygın hukukçu Mehmet Emin Aktar kimseyle kucaklaşmadı ve KCK sanığı da yapıl(a)madı. Kosterin kaptanına söyleyin, motoru çalıştırıp ısıtsın, Mehmet Emin Aktar’ı alıp İmralı’ya gitsin. Koster olmayacaksa ben Marmara Adasından herhangi bir balıkçı teknesine haber salarım, anında Mudanya’da biter, kısa süre sonra da fırtına bile olsa İmralı iskelesine halat bağlar…
Vereceğim akıl bu kadar ve bu kadarı yeter de artar…
Ama yazıyı noktalamadan bir çift söz de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’e…
Kiminiz kameraların karşısına geçerek, kiminiz “temas heyeti” üyeleri ile görüşken, kiminiz sorunu çözmek için kendileri öne çıkmadan çaba gösteren Türk ve Kürt aydınlarla yaptığınız telefon görüşmelerinde “Çözüme az kaldı. Çözüyoruz” mesajları iletiyorsunuz.
İçten olduğunuza, gerçekten de tabutsuz bir çözüm istediğinize inanıyorum. Ancak sizin her “umut dağıtan” mesajınız Başkanınızın nobran diline çarpıp paramparça oluyor. Sizi ciddiye alanlar arasıda “Bunlar aslında iyi polis-kötü polis oyunuyla bizi oyalamaktalar mı” sorusu gitgide daha sık sorulur oldu.
Haberiniz olsun.
Hepimizin gözleri önünde yapmanız şart değil, ama Başbakanınıza “Efendi, aklını başına topla” demenizin zamanı geldi de geçiyor bile…
Bundan da haberiniz olsun…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021