Aydın ENGİN
Dün gece siyasetten, ülkenin kördüğüme dönmüş sorunlarından bir kaçamak yaptım.
Itrî ve döneminin musikisinden derlenmiş bir konsere gittim.
İyi ettim.
İçim yıkandı…
(Özetleyeyim de yazının akışını bozmayayım: UNESCO 2012 yılını ölümünün 300 yılı dolayısıyla Itrî yılı ilan etti. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı –İKSV- ile İstanbul Üniversitesi Osmanlı Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin –OMAR- işbirliği ile dün bir konser ve bugün de bir çalıştay düzenlendi. Konseri Gönül Paçacı hazırladı ve Türk Musikisi İcra Heyeti’ni yönetti. Ardından da üç solist dönemin şarkılarını seslendirdiler).
İçim yıkandı.
Hele, Ahmet Özhan’ın salonu da katılmaya davet ettiği finaldeki Itrî’nin dehasından doğmuş “Segâh Tekbir” ve “Salât- Ümmiye”yi dinlerken…
Daha iyi bir tanım bulamıyorum. Dedim a, içim yıkandı…
* * *
Yedi yıl önce ben yine bu musiki (müzik değil musiki) ile almışa başımı gitmiştim. Aya İrini Kilisesinde İstanbulluların musikisini dinlemiştim.
Meselâ İstanbul Yahudilerinin müziğini bize taşıyan David Sevi Maftirim Korosundan Türkiye sinagoglarının müziğiydi. Bir uşşak ilahi "Meulal-Şem", sonra İzmirli Şikari Efendi'den bir nihavend ilahi:"Sefatay".
Meselâ Vartanentes Kilisesi Korosunu dinlemiştim. İstanbul Ermenilerinin musikisini… Bildik, çok bildik bir musikiydi. Bıraksalar siz de mırıldanırdınız. Segah'tan girip Hüzzam'a uğrayıp, Saba, Uşşak dediler ve Buselik'ten çıktılardı.
Meselâ İstanbul Rumlarının musikisini dinlemiştim., Leonidas Asteris yönetiminde Dersaadet Oda Orkestrası ve Ortodox-Rum Kilisesi'nin göbeğinden, İstanbul'dan dinsel ezgiler. Gene çok bildik, gene çok yakın. Ardından Zacharihas Efendi'nin bestesi "Düşmesin miskin gönüller misk-i anber bûlere"...
Ve en sonunda Ayla İrini’nin apsisinde bir anıt adam belirmişti. Görmeyen gözlerini kilisenin tavanına dikmiş ve yüreklerimizde açıklamakta zorlandığımız bir duygu kabarmasıyla bize Buhurizade Mustafa Itrî efendinin “Segâh Tekbir” ve “Salât- Ümmiye”sini dinletmişti.
İçim yıkanmıştı.
Arınmışlık, yücelmişlik, sıradanı aşmışlık duygularıyla konser bittiği halde çakılıp kalmıştım, çakılıp kalmıştık kilisenin tahta sıralarına…
Yedi yıl sonra dün akşam, yıllar önce yitirdiğimiz Kani Karaca’dan bayrağı devralmış Ahmet Özhan’la birlikte yine Itrî ile buluştuk ve yine “Segâh Tekbir” ve “Salât- Ümmiye”yi mırıldandık ve…
Ve evet aynı cümle: İçim yıkandı…
Ve bir kere daha iman ettim: İstanbul. Kentlerin kenti. Dillerin, dinlerin, halkların ve kültürlerin başkenti.
* * *
Bu yazı mı?
Hiiiiç… Kendime yazdım.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Haziran 1996 da başbakan olan Erbakan ın kendi döneminde olan susurluk olayı nedeniyle sivil toplum tarafından spontane olarak başlatıla "sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" eylemine destek verip karanlığı yırtmaya destek olmak yerine "glu glu dansı yapıyorlar" demesi, Şevket kazan ın "mum söndü oynuyorlar demesi" bu ortamı provakatörlerin kullanımına uygun hale getirmedi mi?Hırsız ın hiç mi suçu yok, yada bunu görmemek daha mı uygun görünüyor size.