Aydın ENGİN
Çoğu uçakta, otomobilde, yolda; birazı da salonda, toplantıda ama asla yatak yüzü görmeden geçen bir geziydi. Urfa’dan Suriye sınırına bir cigara içimi (9 kilometre) uzaklıktaki Suruç’a; oradan Birecik, Nizip üstünden Antep havaalanına bir yolculuk…
Döndüğümden beri de uyuyorum. Ben galiba yaşlanmışım. Bu kadarlık yolu ve toplantıyı daha da kötü şartlarda yapar ardından “Şimdi nereye” diye sorardım. Şimdiyse karşı bakkala gitmeye üşenmekteyim.
Üç günün raporu bundan ibarettir ve böylece “Üç gündür T24’de niye Tırmık yok” sorusunu da başarıyla cevaplamış bulunuyorum.
Şimdi yol notları niyetine bir kaç paragraf…
* * *
Yol arkadaşım İhsan Eliaçık’tı. Hani şu “Mülk Allahındır” diye tutturup AKP’nin de, AKP’ye gönlü kayanların da uykularını kaçıran antikapitalist Müslüman İhsan Eliaçık.
Gidişte de dönüşte de, yol boyu birbirimize bakıp gülüyoruz. Öyle ya o Şubat 1969’da 6. Filoyu protesto etmek için Taksim Meydanında toplanan koskoca kitleye “Ya Allah bismillah” naraları ve taş ve sopa ve bıçaklarla saldırıp iki gencecik devrimciyi öldüren siyasal gelenekten; bense her sakallıyı, her başörtülüyü “Gerici, yobaz” diye damgalayan, namaz kılanları “Laiklik düşmanı” diye sınıflandıran Kemalist ideolojiyle omuzdaşlaşmış, sık sık kolkola girmiş bir siyasal gelenektenim…
Toplantıda doğal olan birbirimize laf sokuşturmamız, birbirimizi -hısım ne söz- hasım olarak görüp sözlerini ağzına tıkmamız gerek. Oysa biz birimizin eksik bıraktığını tamamlamaya, ötekinin söylediğini bir başka örnekle pekiştirmeye çabalıyoruz ve boş kaldıkça da halimize bakıp kıkır kıkır gülüyoruz.
* * *
Urfa’da AKP’ye kul, AKP çizgisine militan olmayı reddetmiş biri hekim, biri mühendis, biri hukukçu üç “mütedeyyin aydın” ile öğle yemeğine oturduk. Yemek bahane. Onlar çok etkilendiklerini sezdiğim İhsan Eliaçık’ı konuşturmaya çabalıyorlar. Oysa çabaya ne hacet, Eliaçık’ı konuşturmak değil, olsa olsa susturmak marifet…
Ama Eliaçık da ağzını açtı mı “Mülk Allahındır”dan başlıyor ve Marks’ın “Mülksüzleştirenleri mülksüzleştirmek” sloganına hısım düşen bu slogan en sıkı ve iyi niyetli “mütedeyyinler”i bile tedirgin ediyor.
Nitekim biri “İyi güzel de hocam, bu ‘Mülk Allahındır’ vurgusu ile durmadan meselenin ekonomik yönüne yüklenmek biraz yanlış olmuyor mu? Bunun felsefi yönü var, siyasi yönü var, kültür yönü, ilmi yönü var ” diyecek oldu. Eliaçık hemen, taa Muaviye döneminden bir kıssa anlattı. Olup biteni eleştiren bir İslam düşünürüne Muaviye “Üstat durmadan bu sözleri tekrarlıyorsun. Biraz değiştir şunları” dediğinde “Değiştiremem. Zira zamanın sözü bu söylediklerimdir” cevabını hatırlattı ve ekledi: “Mülk Allahındır, diyorum çünkü zamanın sözü budur”…
Sofrada kısa ama anlamlı bir sessizlik oldu. Ben de keyifle önümdeki baklava dilimine yumuldum…
* * *
Suruç’ta toplantı öncesinde Öğretmen Evi’nin lokalinde beni bir TV programından gözü ısırıp yaklaşan bir öğretmenler keyifli bir sohbet kaynattık. İçlerinden biri anlattı:
Birkaç gün önce ilköğretim ikinci sınıftan cin gibi bir kız çocuğu o her sabah okutulan “andımız”dan sonra öğretmenin yanına gelip sormuş:
- Öğretmen, bu ‘Türküm doğruyum’, çocukların hepsi Türk olan okullarda söylenmiyor değil mi ?
- O nerden çıktı kızım ?
- E onlar zaten Türk. Niye söylesinler ki ?
Öğretmen gülmekten cevap verememiş.
O cin gibi Kürt kızı o soruyu size sorsa ne cevap verirdiniz ?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021