Aydın ENGİN
Yörük atası yıllar öncesinden öğütlemiş: Asla oturak olmayasın, demiş.
Ben ana tarafından epey karışık, ama baba tarafından safkan yörük’üm.
Baba tarafı atamın öğüdünü ömrüm boyunca tuttum. Şu koca dünyada ayak basmadığım hiçbir anakara kalmadı; her anakara’da, ayak basmadığım ülke de pek az kaldı. Yani asla oturak olmadım.
Oysa epeydir oturak vaziyette olayıp puflamaktayım.
Yani…
Yani “Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz…”
Ortadoğu’ya gitmeyeyim. Orada yeteri kadar gazeteci yığınağı yapıldı. Üstelik Ortadoğu artık genç işi. Oraları Hasan Cemal gibi genç meslektaşlara bırakıyorum…
Balkan toprağı oldum bittim beni etkilemiştir. Ama ne zaman gittiysem benim payıma topraktan etkilenmek ne söz, tepeden inen bombalardan sakınmak, Sırp keskin nişancıların hedefine düşmemek, mayınlanmış yollar yüzünden üç gün kalacağın yerde 23 gün kalmak düştü.
Kuşatılmış Saraybosna; NATO uçaklarının tepeden bomba yağdırdığı Belgrad; bütün dönemeçleri Sırp keskin nişancıların tuttuğu Priştine, Prizren; ırzına geçilip çocuk doğurmaya zorlanmış Boşnak kadınların yerleşmeye zorunlu kılındığı Sancak eyaletinin köyleri, kasabaları; faşizan Hırvat paramiliterlerin kol gezdiği Tuzla; yolu mayınlandığı için Priştine’den çıkıp bir türlü ulaşılamayan Üsküp…
Kısacası, payıma düşen bir zamanlar kendini “halkların ortak sofrası” diye tanımlayan Yugoslavya’nın milliyetçilik, ırkçılık bataklığına gömülüp kanlar içinde parçalanışına istemeden tanıklık etmek oldu…
Oysa savaş gazeteciliği değil “Balkan Topraklarında Osmanlının izinde” gibi yapması da, yazması da, belki okurlar için okuması da keyif veren dizi röportajlar yapmayı düşlemiştim.
Olmadı…
Öyle keyifli ve iddialı ve ister istemez pahalı bir dizi röportaj yapma olanağı en azından şimdilik yok. T24’ün yazanına çizenine o olanakları sağlaması için biraz daha bekleyeceğiz…
O yüzden birkaç günlük bir kaçamakla yetineceğim.
Siz bu satırları okurken ben arabanın burnunu Bulgaristan yönüne çevirip direksiyon sallar olacağım. İlk durak Filibe. Bir zamanlar zaman darlığından içinden koşar adım geçtiğim, aslına uygun hale getirilmiş, Osmanlı yüksek bürokrasisinin oturduğu mahalleyi gezeceğim. O sokakta haşmetli bir Osmanlı kadısı gibi, yastıklarla desteklenmiş peykelere kurulup okkalı fincanda Türk kahvesi ve küçük kadehlerde Slivoviç (erik rakısı) yudumlamak niyetindeyim…
İkinci durak duvar yıkıldıktan, sosyalist sistem dağıldıktan sonra bir daha göremediğim Sofya…
Neyse…Dedim a, yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!..
Eğer internet oyun bozanlık etmezse yerinde yazılmış gezi notlarıyla T24’de birlikte oluruz. Arada bir aksarsa da hoşgörürsünüz…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021