Aydın ENGİN
TBMM yine şanlı günlerinden birini yaşadı. AKP’nin dört mümtaz evladına yönelen iftiraları boşa çıkardı; bakanlarını akladı, pakladı, düşmanlarından sakladı, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, kara para, yeşil dolar, nüfuz ticareti, rant cambazlığı iddialarını atlattı.
Sanırım kimse de sonuca şaşırmadı.
Ancak AKP elebaşılarının bu başarısını gölgeleyen bir güzellik kusur var. 40 dolayında AKP milletvekili dört bakanı aklamadı, paklamadı, “Yüce Divan” yolunu gösterdi.
AKP cephesi “Olabilir. Muhalefet 276’yı bulamadı ya siz ona bakın” pişkinliğine sığınıyor ya da “Onlar tüzük gereği yeniden milletvekili olamayacakları için karnı ağrıyan arkadaşlar” avuntusuyla idare etmeyi yeğliyorlar...
Buna şaşıramayız. AKP tayfası kuyruğu dik tutmak için elbette bahaneler, mazeretler, avuntular arayacaklardır.
İyi hoş da AKP’den kurtulmak gibi doğru bir siyasi özlem içinde olanlara ne demeli?
Dün sabahtan beri bir sevinç, bir sevinç.
Neymiş?
AKP’de nihayet çatlak ortaya çıktı. 40 milletvekili az buz bir çatlak değildir. Tayyip Erdoğan ve takımının iktidar günleri sayılı(ymış)...
Sahiden öyle mi acaba?
“Allah’a bin şükürler olsun, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Müslümanlar iktidara geldi”diye el çırpıp yürek serinletenlerin; İstanbul’a yeni havalimanı, Boğaz’a üçüncü köprü gibi dev ihalelerden dereleri beton prangalarla boğacak HES ihalelerine, oradan bilmem ne köyünün çeşme yenilemesi, köprü onarımı, okul kenefi inşaatı gibi küçük çaplı ihalelere kadar devletin sağladığı rantlara doymayan ve doymayacak olanların Meclis’teki oylamadan sonra siyasal tercihlerini değiştireceklerini ummak, buna bel bağlamak aymazlık değilse nedir?
Siyasette “armut piş ağzıma düş” tembelliği sökmüyor.
***
Erdoğan ve takımını sandıkta da yenmek gerekiyor ve bu AKP içinde patlak verecek çatlaklarla mümkün olmayacak.
Seçime beş buçuk ay var. Yani hazırlanmak, çalışmak, yurttaş sorumluluğu, seçmen çalışkanlığı ile kolları sıvamak için yeterli süre var.
Sosyal demokratlar kendi iç çekişmelerinden sıyrılıp, siyaseti Erdoğan - Davutoğlu - Arınç gibilere laf yetiştirmek ve laf yarıştırmakla sınırlamaktan kurtulup “Biz bu ülkeyi daha iyi yönetir, daha adil bir ülkeye dönüştürebiliriz ve bunu şöyle şöyle yapacağız”deyip güven veren bir programla karşımıza çıkmak zorundalar.
Bunu başaracaklar mı?
Bilmiyorum. Ama başaramazlarsa yüzde 30 oy oranına yaklaşmayı başarı saymaya devam ederler. Bu da parlamento aritmetiğinde ciddiye alınacak bir değişikliğe yol açmaz.
Bugün bir “fikir jimnastiği”ne yol açması umuduyla kestirme bir soru soracağım:
Seçimlere parti olarak katılacağını açıklayan ve bundan geri adım atmayacağını vurgulayan HDP söz konusu Meclis aritmetiğini değiştirebilir mi?
Bence “evet” ve “hayır”...
Güvendiğim ve istatistik konusunda sahiden uzman akademisyen dostlarım var. Onlarla defalarca konuştuk, tartıştık. Söyledikleri pek net:
Bir: Eğer HDP yüzde 10 barajını aşabilirse en düşük 56 en çok 69 milletvekili çıkarır. Hatta 70’in üstüne bile çıkabilir.
İki: Eğer HDP barajın altında kalırsa AKP anayasayı tek başına değiştirebilecek (mesela başkanlık sistemini getirebilecek) bir Meclis çoğunluğu elde edebilir.
Bunun anlamı da pek açık: 2015 Haziranı’ndaki seçimlerde bugüne kadar Kürt siyasal hareketine oy vermemiş Kürt seçmenler, hele hele Kürt siyasal hareketine çok uzak duran Türkler, oy kullanmadan önce bir seçme ile karşılaşabilirler:
“AKP’nin anayasayı tek başına değiştirebileceği bir oy tercihim mi olsun, yoksa AKP’nin tek başına hükümet bile kuramayacağı bir Meclis aritmetiğini mi tercih etsem?”
Karışık bir cümle mi oldu?
Peki sadeleştireyim: HDP’ye oy verip AKP’yi koalisyonlara zorlayacak bir sonuçtan mı yana olmalı, yoksa Kürtleri ve Türk bileşenlerini Meclis dışında bırakacak bir sonuçtan mı?
Zor soru değil mi?
Ama kabul edin ki bir fikir jimnastiği için çok doğru bir soru.
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/192829/Ne_Yani__AKP_de_Catlaga_mi_Bel_Baglayacagiz_.html
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021