Aydın ENGİN
Saray’daki zat Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğundan bu yana “Cumhurbaşkanına hakaret” savcıları en çok meşgul eden suç oldu. Hatta kimi savcılar için bu adeta bir “meslek hobisi”ne dönüştü.
Yalnız savcılar mı? Pek çok sulh ceza hâkimliğinde görevli yargıç da aynı hobiye kapılmış gibiler. Twitter’da, Facebook’ta, cep telefonunda silinmesi unutulmuş kısa mesajlarda, WhatsApp üstünden yürüyen geyik muhabbetlerinde bir cümle, hatta bazan bir kelime 13 yaşından 83 yaşına kadar bütün yurttaşların “Vay senCumhurbaşkanı’na hakaret ettin” suçlamasıyla önce polis merkezine alınıp ardından kodese tıkılması için yeterli sebep gibi.
Danışmanlardan, avukatlardan, savcılardan bir koca ordu “Cumhurbaşkanı’nahakaret” avcılığından başka iş yapmaya vakit bulamaz durumda. Keza pek çok sulh ceza ya da asliye ceza mahkemesi “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davalarına bakmaktan elindeki öteki dosyalara vakit ayıramaz halde...
Cumhurbaşkanı’na hakaretten onlarca tutuklu var; aynı suçu işlediği iddiasıyla çalışkan savcıların hakkında soruşturma açtığı yüzlerce kişi var; binlerce de suç duyurusu...
Kendi adıma, çocukluktan çıktıktan sonra yedi cumhurbaşkanı tanıdım. Hiçbiri hakkında bu kadar çok hakaret suçlaması yapılmadı; dava açılmadı.
Peki, bu Cumhurbaşkanı’nda nasıl bir özellik var ki kendisi hakkında bu kadar hakaret davası açılıyor?
Bu sorunun cevabını öncelikle o Zat’ın vermesi gerekir gibi geliyor bana? Kendi kendine “Yav acaba bende nasıl bir özellik ya da kusur ya da eksiklik ya da fazlalık var ki bu kadar kişi bana hakaret ediyor ya da ben söylediklerini hakaret sayıyorum” diye sorması gerekmez mi?
***
Yani Cumhurbaşkanı’na hakaret sayılacak ya da onun hakaret sayacağı sözler söyleyemezsiniz. Ayrıca bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına hakaret de edilmemelidir.
Ancak bu durumun bir de tersi var.
Bir ülkenin seçilmiş de olsa cumhurbaşkanı da kimseye hakaret etme hakkını ve yetkisini kendinde görmemelidir.
Oysa...
Oysa o istediklerine, istediği kadar hakaret ediyor ve oturduğu makamın koruyucu zırhı yüzünden ona karşı ceza davası açılamıyor.
İstediği kişi ya da grup ya da kurumlar hakkında ağzına geleni söylemekte kendini bütünüyle özgür hissediyor. Sövüyor, sayıyor, hakaretin daniskasını savuruyor ve yasa gereği ceza-i ehliyeti yok...
Buyrun size sadece akademisyenler bildirisi üstüne savurduğu hakaretlerden bir demet:
“Ey aydın müsveddeleri! ... Siz karanlıksınız karanlık! Aydın falan değilsiniz! Sizler karanlıksınız ve cahilsiniz! ... Kendilerine ‘akademisyen’ diyen güruh...”
Şimdi siz tutup “Cumhurbaşkanı müsveddesi... Sen karanlıksın karanlık... Cahilsin cahil...” filan diyebilir misiniz?
Ayrıca edepli biriyseniz dememeniz gerekir... Ama edep medep umurunuzda değilse bile yine dememelisiniz, yoksa bazı savcılar pusuya yatmış sizin gibileri bekliyorlar...
***
Ya peki Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararı için“Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum” deyişine ne demeli?
Şimdi ben tutup, “Uysan ne yazar, uymasan ne yazar? Anayasadaki hukuk devletiilkesini silemediğin sürece söylediklerin rüzgâra üfürülmüş yaveler, buza yazılmış yazılardan öte değer taşımaz” desem savcılar “şey” yaparlar mı acep?
En iyisi demeyeyim. Neme gerek...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Eyüphan Kaya
Merhaba Serdar Bey, Yazıyı daha dikkatli okusaydınız, Suryani, Yezidi, Aleviyle bir sorunum yok, hatta inançlarııyla yaşamaları için temenni de bulnmuşum. Ancak Kürt politikacılarının inanc sıralamasında İslami kanadı en son sıralamada, iş icabı dile getirmeleri doğru değildir. Bir başkasına göre doğru olabilir ama insanın fıtratında var, doğru olduğuna inandığını başkasıyla paylaşmaktan keyif alır,ben de bana göre doğru olanını arz ettim saygılarımla. Bu kadar içten arz edilmiş bir yazıya beddu ile yorum yapmak ne derce doğru sizce...benim yazımda beddua andıracak bir cümle var mı? İşte fark burada ey İnsan...
Serdar Baran
Eyüphan Bey, iyi niyetinizden ve inanç konusundaki samimiyetinizden şüphem yok. Kürt birliği konusundaki görüşlerinde güzel ve olumlu. Mezopotamya Üniversitesi konusundaki dileklerinize de aynan katılıyorum. Ancak Allah aşkına şu alevi, Süryani, Yezidi fobiniz neyin nesi. Ben medresede babasından (alim Seyda) eğitim almış biriyim. Siz ve sizn gibi bu konuda radikal düşünen ve zenginliğimiz sayılan, hoşgörümüzün temsilcileri kalmadı beyefendi. Kalmadılari tükendiler. Kaln 3-5 kişiyi sindiremiyorsanız eh Allah siszi bildiği gibi yapsın.
Eyüphan Kaya
Merhaba Serdar Bey, Yazıyı daha dikkatli okusaydınız, Suryani, Yezidi, Aleviyle bir sorunum yok, hatta inançlarııyla yaşamaları için temenni de bulnmuşum. Ancak Kürt politikacılarının inanc sıralamasında İslami kanadı en son sıralamada, iş icabı dile getirmeleri doğru değildir. Bir başkasına göre doğru olabilir ama insanın fıtratında var, doğru olduğuna inandığını başkasıyla paylaşmaktan keyif alır,ben de bana göre doğru olanını arz ettim saygılarımla. Bu kadar içten arz edilmiş bir yazıya beddu ile yorum yapmak ne derce doğru sizce...benim yazımda beddua andıracak bir cümle var mı? İşte fark burada ey İnsan...