Aydın ENGİN
Epey ertelenmiş bir Tırmık okuyacaksınız. Ne zaman niyetlensem savcının karşısına çıkmadan, ama sözcük jonklörlüğü de yapmadan, kendi kendini sansürlemenin tatsızlıklarına kapılmadan, eskilerin deyimiyle “eşyayı adıyla çağırarak” yazmakta zorlandım. Var olan Terörle Mücadele Yasası’nın (TMK) sayısız maddesinden tutun da Türk Ceza Yasası’na (TCK) sinsice yerleştirilmiş pek çok maddeyi çiğnemeden “eşyayı adıyla çağırmak” kolay değil.
Galiba en iyisi gözünü yumup “inceldiği yerden kopsun” deyip yazmak
Buyrun.
* * *
Yazının başlığındaki Türk sözcüğünün “Kürt olmayan” diye anlaşılacağını varsayıyorum.
Şimdi...
Sanırım “Kürt sorunu Türkiye’nin en yakıcı, en güncel, en baskın sorunudur” cümlesine itiraz eden olmaz.
Nitekim irili ufaklı tüm siyasal partilerden, devletin üniformalı ve üniformasız bürokrasisine, gazete yazarlarından araştırmacılara, hukukçulardan siyaset bilimcilerine, “kanaat önderi” diye adlandırılan aydınlardan sokaktaki adam ve kadınlara kadar çok, ama çok geniş bir toplum kesimi neredeyse Kürt sorunuyla yatıyor, Kürt sorunuyla kalkıyor.
Soruna ırkçı, faşist, ulusalcı, milliyetçi görüşlerle yaklaşanları ciddiye alacak halim yok. Sözüm Kürt sorunu üstünde içtenlikle duranlara, kanın durmasını içtenlikle isteyenlere, mağdur bir halkı görmezden gelecek kadar düşünsel sefilliğe kapılmayanlara.
Yazanlar, çizenler, toplantılarda konuşanlar kendi meşreplerince, ideolojik tercih ve yetkinliklerince fikir üretiyor, öneri geliştiriyor, formül öne sürüyor, öğüt veriyor, akıl dağıtıyor, övüyor, yeriyor, sırt sıvazlıyor, parmak sallıyor...
Ancak hepsinin ortak noktası soruna Türkiye için, Türkiye’de bir çözüm aramak.
BM verilerine göre Türkiye’de (Zazalar hariç) 12 milyon Kürt yaşıyor. Hepsi deTürkiye Cumhuriyeti yurttaşı. Önerilenler, yazılıp çizilenler bu Kürtlerin bu ülkede eşit haklı yurttaş olarak, yaşamın tüm alanlarında mağdur edilmeksizin nasıl yaşayacakları, devletin bu konudaki görevlerine, ödevlerine ve atması gerekli adımlara değiniyor.
Keza kimileri Kürt siyasal hareketi, kimileri KCK (Koma Ciwaken Kürdistan - Kürdistan Topluluklar Birliği) , kimileri BDP (Barış ve Demokrasi Partisi, kimileri DTK (Demokratik Toplum Kongresi) bağlamında Kürtlerin ne yapması ya da ne yapmaması üstüne görüş açıklıyor.
Ama ortak nokta değişmiyor: Türkiye’nin Kürt sorununa çözüm bulmak!
Bu Türklerin (=Kürt olmayanların) bakışı.
Peki Kürtler için de bu böyle mi? Böyle olmak zorunda mı ? Kürtler (Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Kürtler de) çözüm arayışlarını ya da siyasal hedeflerini “Türkiye’nin Kürt sorununa çözüm bulmak”la sınırlamak mı zorundalar?
Türklerin (=Kürt olmayanların) büyük çoğunluğunun soruna böyle bakıp bu sınırlar içinde tartışması eleştirilse bile anlaşılabilir bir tutum. Pek çok yazıda altını çizdim; pek çok konuşmada farkettim; pek çok sohbette sorarak üstüne gittim. Gördüğüm şu: Türkler (=Kürt olmayanlar) konuşurken sohbet ederken, yazarken, çizerken Kürt deyince Türkiye Kürtlerini anlıyor; niyetleri bu olmasa; gerçeğin bundan ibaret olmadığını bilseler bile sonuç değişmiyor; dört ülkeye yayılmış Kürtlerin Suriye, İran, Irak kanatları (kesimleri) Kürt sorununun içine dahil değilmiş, başka bir sorunmuş gibi bakıyor, davranıyor, tartışıyor.
Peki Kürtler de böyle bakıp böyle mi tartışmak zorundalar?
Hatırlatalım: Kürt halkı dört ülkede yaşıyor. Tamam, en büyük parça (12.000.000) Türkiye’de; ama yine BM verilerine itibar edersek Suriye’de 1.500.000, İran’da 4.200.000, İrak’ta 4.500.000 Kürt var. Üstelik bu ülkelerde (Türkiye dahil) yapılan nüfus sayımlarında Kürt nüfusu düşük göstermek (mümkün olsa yok göstermek) resmi devlet politikası halinde. Yani yukarıdaki sayısal verileri “en az” parantezine alarak okumak gerek. Yani en az 22 milyonluk bir halktan söz ediyoruz. (Danimarka 5 milyon, Yunanistan 11 milyon, Lüksemburg 490 bin, Ermenistan 3 milyon, Gürcistan 4.300.000. Daha saymayayım değil mi?)
Şimdi can alıcı soruyu yineleyelim:
Kürtler (Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Kürtler de) çözüm arayışlarını ya da siyasal hedeflerini “Türkiye’nin Kürt sorununa çözüm bulmak”la sınırlamak mı zorundalar?
* * *
Bu yazının bir günde bitmeyeceğini başlarken biliyordum. En azından ben o kadar kısasını beceremem. Ama madem Kürt sorunu bu ülkenin en yakıcı sorunu ne kadar üstünde durulsa yeridir, hakkıdır.
Bu Tırmık’ı bir “giriş” olarak kabul edin.
Yarın kaldığımız yerden...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021