Aydın ENGİN
Bu yazı 3 Mayıs günü yazılıyor. Yani Dünya Basın ÖzgürlüğüGünü’nde.
Yazının başlığını burada bir kez daha tekrarlayacağım: Meslek ahlakım “yaz” dedi. Yazıyorum...
Öküz altında buzağı arayacak bir savcı da, intikam duygularının tutsağı olmuş bazı okurlar da umurumda değil. “Hah işte, çaktırmadan FETÖ propagandası yapıyor” diyecekler ise zaten hiç umurumda olmaz.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklu gazetecilerden söz edeceğim. Google’a filan başvurmadan aklımda kalanları sıralayacağım. Atladıklarım, unuttuklarım kendileri için de yazdığımı varsaysınlar.
Şimdi:
Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Murat Aksoy, Lale Sarıibrahimoğlu, Mümtaz’er Türköne, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç...
Bu kadarı yetsin. Sanırım çoğunu tanıyorsunuz; en azından adlarını duydunuz; yazdıklarını okudunuz ya da okumadınız.
Hepsi de Fethullah Gülen Cemaati diye anılan, Türk milliyetçiliği ile siyasal İslamı harman etmeye çalışan, çalışırken harman yerine yürekler acısı bir bulamaç çıkaran örgütlenmeye ait gazetelerde yazan, oralarda yazmasalar bile o örgütlenmeye ait olduğu bilinen TV’lerde ekrana çıkan gazeteciler.
Kimileri arkadaşım, kimileriyle tanışıklığım var. Kimileri ile karşılaşıp iki kelime bile etmemişim. Ama bunun bugünkü Tırmık bağlamında hiçbir önemi yok.
Hiçbiri ile ideolojik bağlamda tam bir uyum içinde olmadığım da açık. Yazdıklarına katıldıklarım da oldu. Kesinlikle karşı çıktıklarım da.
Bu yazıyı okuyanlar arasında bu meslektaşların yazdıklarına şiddetle karşı çıkanlar, kimilerinin karşı çıkmanın ötesinde nefret ettiklerini de tahmin edebiliyorum. Meslekte yapıp ettiklerine, yazıp çizdiklerine bakıp en ufak bir itibarı bile hak etmediklerini düşünenler de mutlaka vardır. Yine yapıp ettiklerinin, yazıp çizdiklerinin demokrasiye, özgürlüklere, hukuka, adalete hizmet etmediğini özellikle vurgulayanlar da var.
Üstelik böyle düşünenlerin haklı olduğu birçok olay da var. Bir örnek, sadece örneklerden bir örnek: Ahmet Şık arkadaşım hakkında geçmiş yıllarda yazılıp çizilenleri hatırlayın...
***
Şimdi...
Şimdi, hepsi de tutuklu, hem de aylardır tutuklu olan bu meslektaşların tutuklanmayı, haklarında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmalarının istenmesini gerektiren suçlar işledikleri kanısında mısınız?
Haklarında yazılan iddianameleri okudum. Zaten son dönemde biz gazeteci tayfasının bir ek işi de iddianame okumak oldu.
İddianamelerde bu gazetecilerin 15 Temmuz darbe girişimine fiilen katıldıklarına ilişkin, katılmadılarsa bile desteklediklerine ilişkin bir suçlama yok.
FETO’luktan FETÖ’lüğe “terfi” eden örgütlenmenin 15 Temmuz’da demokrasinin simgelendiği TBMM’yi bombalayacak kadar gözü dönmüş bir iktidar hırsı ile en ağır cezayı hak eden bir darbeye kalkıştığına kendi adıma herhangi bir kuşkum yok.
Ama bu meslektaşların darbeye karıştıklarına ya da desteklediklerine ilişkin de herhangi bir kuşku taşımıyorum.
Tutuklanıp haklarında ağır cezalar istenmesine yol açan suçları Cemaat gazetelerinde yazı yazmak ya da Cemaat TV’lerinde ekrana çıkmaktan ibaret. Yazıp çizdiklerinde, ekranlarda dillendirdiklerinde darbe övgüsü ya da kışkırtmasına ilişkin bir ima da bulunmuyor.
Peki, sadece Cemaat medyasında yer almış olmak tutuklanmayı, hapis cezası istenmesini gerektiren, haklı kılan bir suç olabilir mi?
Onların görüşlerine zerre kadar katılmayabiliriz. Yaptıkları gazetecilikten nefret de edebiliriz. Ama bu tutuklanmalarını, cezalandırılmalarını gerektiren bir suç mudur?
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bu soruları sormak benim meslek ahlakımın kaçınılmaz, ertelenmez bir gereği idi.
İşte yazdım...
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021