Aydın ENGİN
Aşağıdaki isim listesine bir göz atın. Hatta gerek duyuyorsanız not edin.
Özlem Dalkıran, İdil Eser, İlknur Üstün, Peter Frank Steudtner, Ali Ghravi,Nalan Erkem, Taner Kılıç, Veli Acu, Günal Kurşun, Nejat Taştan, ŞeyhmusÖzbekli.
Bunlar Uluslararası Af Örgütü, Yurttaşlık Derneği, Mazlum-Der gibi uluslararası ölçekte tanınmış, itibarı çok yüksek insan hakları savunucusu örgütlerin temsilcileri, yöneticileri, üyeleri, aktivistleridir.
5 Temmuz 2017’de İstanbul Büyükada’da bir otel salonunda deney ve bilgi alışverişi yapmak, etkinliklerinde eşgüdüm sağlamak üzere bir “Atelyeçalışması” düzenlediler. Yanılmıyorsam çevirmen olarak aralarına girmiş birinin ihbarı ile oteldeki toplantı salonu polis tarafından basıldı. Polisler salona “Eller yukarı” diye naralar atarak daldılar ve hepsini gözaltına aldılar.
Gözaltını alışıldığı üzere bu işlerle görevli bir sulh ceza mahkemesi yargıcının kararı ile tutuklama izledi.
Ardından AKP medyasında haber kılıfı altında utanç verici iddialar birbirini izledi. Casusluk da vardı, darbe hazırlığı da vardı, Türkiye’yi bölmek isteyen yabancı servislerin ajanlığı da vardı.
Üç ay geçti. Sonunda İstanbul Başsavcılığı’nın terör ve örgütlü suçlara bakan bölümünden bir savcı iddianamesini yazdı.
Böylece son dönemin tarihe geçecek ve hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak iddianamelerine bir yenisi daha eklendi.
Bu iddianame henüz pek yeni. Tamamı elimde yok. Elime geçince gülerek ve hukuk adına utanarak okuyacağım. Şimdilik medyada bazı bölümleri yayımlandı. Oradan aktarıyorum:
“Şüphelilerin ‘Adalet’ ismiyle isimlendirilen yürüyüşün Gezi Parkı olaylarıbenzeri şiddet içeren ve toplumda kaos oluşturacak olaylara dönüştürülmesinin amaçlandığı açıkça anlaşılmıştır.”
Breh breh breh!..
Savcının “açıkça anlaşılmıştır” dediği iddianın neresinden tutalım?
Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ve sürdürdüğü Adalet Yürüyüşü 15 Haziran’da başladı ve 8 Temmuz’da bitti. Ertesi gün de Maltepe mitingi yapıldı...
Yani bu acemi aktivistler çok geç kalmışlar. 5 Temmuz’da toplanmışlar, Adalet Yürüyüşü’nü ülkede kaos yaratacak bir eyleme dönüştereceklermiş. O sırada yürüyüşün son aşamasına gelinmişti. Yani bizimkiler toplanıp, plan yapıp, karar verip harekete geçtiklerinde ne çare ki yürüyüş bitmiş olacaktı.
Acemilik işte.
***
Yukarıdaki kara mizahı bir yana bırakalım. Kimilerinin adını duyduğum, kimileriyle tanışıklığım olan, içlerinden Özlem Dalkıran’la ise çok, ama çok yakın bir dostluğu olan bir gazeteciyim.
Yaşamı boyunca şiddeti, şiddet içeren mücadele yöntemlerini kesinlikle ve kararlılıkla reddeden, bunu bir yaşam biçimine dönüştüren bir kadından söz ediliyor. Biri bana “Özlem Dalkıran ülkeyi kaosa ve şiddet ortamına sürüklemek üzere planlama yapılan bir toplantı düzenlemiş ve katılmış” derse benden alacağı cevap buraya yazamayacağım kadar okkalı bir küfürdür.
Ağzımı bozmadan söyleyebileceğim ise şu:
Bu gözaltı, tutuklama ve iddianameyle yargılama aşamasına gelen süreç Türkiye’yi dünyaya bir kez daha rezil etmek üzere atılmış bir adımdır.
Bu adımı atanların ceza görmek bir yana sırtlarının sıvanacağını da çok iyi biliyorum.
Hem komik, hem trajik olana gelince...
Özlem Dalkıran da, arkadaşları da yatacakları kadar yatarlar; çıktıktan sonra yine kolları sıvarlar ve Türkiye’yi bu rezilliklerden kurtarmak, onu insan haklarına, hukuka ve adalete saygılı bir ülke haline getirmek üzere çalışmaya kaldıkları yerden devam ederler.
Atacakları ilk adımları saptamak üzere Büyükada’da bir otel salonunda bir “atelye çalışması” düzenlerlerse şaşmayın.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021