Aydın ENGİN
Geçen çarşamba günü Meclis’te bütçe görüşmeleri sırasında HDP milletvekili ve sözcüsü Osman Baydemir konuşmasında “Ben Kürt halkının bir evladı olarak, Kürdistan’dan gelen bir temsilci olarak…” diye başlayan bir cümle kurdu.
Meclis’in o günkü oturumunu dostları ile, çevresi ile, sofrası ile, giyimiyle, kuşamıyla, yaşam tarzıyla beyaz Türklerin içinden çıkıp, AKP saflarına katılıp Meclis Başkanvekilliği gibi etkisiz ama fiyakalı bir görevle ödüllendirilen bir kadın siyasetçi yönetiyordu.
Baydemir’in içinde Kürdistan terimi geçen cümlesinin üstüne atladı ve güya sordu:
-Türkiye’de Kürdistan diye coğrafi ve siyasi bir tanımlama yoktur. Siz nereyi kastettiniz?
Meclis Başkanvekilesi herhalde partisinin Reis’ini mutlu etti ama aynı zamanda istemeden verdiği pasla Baydemir’in golü atmasına da engel olamadı.
Baydemir elini kalbinin üstüne koydu ve “Kürdistan neresidir” sorusunu yanıtladı:
-İşte Kürdistan burası…
Sonrasını biliyorsunuz. AKP ve koltuk değneği MHP milletvekillerinin oylarıyla Baydemir iki oturum uzaklaştırma cezası aldı.
Cezanın gerekçesi pek kısa: Kürdistan sözcüğünü kullanmak…
***
Bu korku, bu paranoya sınırındaki korku niye?
Meclis, Baydemir’e verilmesi önerilen cezayı oylarken benim gözümün önünde AKP Reis’i Tayyip Erdoğan’ın 2013 Kasımı’nda Diyarbakır’da Irak Kürdistanı lideri Barzani’yi bağrına basıp, Kürt türkücü Şiwan Perwer’i bir yanına, bir başka Kürt türkücü İbrahim Tatlıses’i öbür yanına alıp “Irak Kürdistan’ı” dediği gün geldi.
Şimdi ise bırakın Reis’lerini, milletvekillerinde, başkan vekilelerinde bile Kürdistan sözcüğünden ölümüne bir ürküntü, derin bir korku kol geziyor.
Salt AKP ve doğal olarak MHP takımında değil. Baydemir’e ceza verilmesini engellemek için HDP ile birlikte oylamaya katılmayan CHP’de de aynı korku egemen. Nitekim Grup Başkanvekili Özgür Özel, “HDP ile birlikte hareket ettiler, Kürtleri desteklediler” gibi suçlamanın önünü kesmek için sıcağı sıcağına açıklama yaptı ve “Erdoğan’ın söylediği bağlamda da, Baydemir’in kullandığı anlamda da bu ifadeye karşıyız” buyurdu…
Yani kürsü dokunulmazlığı gereği savunuyorlar ancak özünde Kürdistan teriminin kullanılmasına karşılar… Sonra da kalkıp “Biz Cumhuriyet’in kurucu partisiyiz” diye kostaklanıyorlar.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, o Cumhuriyet’in kuruluşuna giden Kurtuluş Savaşı’nı zafere taşıyan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Lazistan mebusları, Dersim mebusları, Kürdistan mebusları da yer alıyor ve böyle çağrılıyor, böyle niteleniyor, böyle adlandırılıyorlardı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ve CHP’nin kurucu başkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1920’de 1. Büyük Millet Meclisi’nde eşyayı adıyla çağırıyor ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden “Kürdistan” diye söz ediyordu.
Bitmedi. Ölümünden iki yıl önce, 1936’da da Güneydoğu Anadolu’dan Kürdistan diye söz ediyordu.
Bu korku niye öyleyse?
Kürdistan sözcüğünün kullanılması yasaklanınca Diyarbakır’da, Ağrı’da, Şırnak’ta, Suruç’ta, Hakkâri’de, Yüksekova’da, Lice’de (sayın sayabildiğinizce) yaşayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları Kürt olmaktan, o bölgeler de Kürt illeri olmaktan çıkacaklar mı?
Haydi AKP elebaşılarının hastalıklı ve bezirgânca oy hesaplarına dayanan korkusunu anladık. Peki, sosyal demokrat ideolojiyi benimsediğini parti programına yazmış, milliyetçiliği kesin bir dille reddeden, Sosyalist Enternasyonal’e üye olmuş CHP, bu tavrını, tutumunu, korkusunu nasıl açıklayacak?
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021