Aydın ENGİN
Önce “her şeyi bilen, her konuya egemen adam” Tayyip Erdoğan buyurdu: “Kimse bizden ateist nesiller yetiştirmemizi beklemesin. Dindar nesiller yetiştireceğiz !”
Tepkiler karşısında geri adım –tabii- atmadı ve “Ne yani dindar olmayıp da tinerci mi olsunlar” deyip demagojinin (=Halk dalkavukluğu) kolay erişilemeyecek bir örneğini verdi.
Söyleyen Şebinkarahisar merkez camii vaizi değil, bu ülkenin Başbakanı. Böyle düşünüyorsa bunu yapabilir. Çünkü yapabilecek güçlerin, eğitim politikasının, onun içeriğini belirleyecek kurulların, uygulayacak kurumların dizginlerini elinde tutuyor. Yani yapar mı yapar!
Başbakanları yeşil ışık yakınca AKP kanadından ardarda açıklamalar gelmeye başladı. Örneğin AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar da buyurdu: “Dindar bir nesilden kime zarar gelir? Vatana, memlekete, dinine, kendisine, ailesine faydası olur. Ateist, dinsiz bir gençten hiç kimseye fayda gelmez...”
Laik bir devletin ödevinin, o devlette iktidar muhafazakar bir partide de olsa, dindar ya da ateist nesiller yetiştirmek olamayacağı gibi temel bir demokrasi ilkesini hatırlatmak çok anlamlı değil. Ülke yönetimini demokratik ilkeler temelinde yürütmek sindirilmiş ve derinleştirilmiş bir demokrasi kültürü gerektirir. Yoksa yapacak bir şey de yoktur.
O yüzden tartışmayı tam da bu kravatlı mollaların belirlemeye çalıştıkları düzlemde yürütelim.
* * *
Başbakanın da, onun sözlerini pekiştirerek yineleyen Zonguldak milletvekili zatın da söylemek istedikleri “Dini bütün nesiller yetiştirirsek, ahlâklı, yalana dolana, hileye hurdaya, yolsuzluğa, hırsızlığa, haksızlığa başvurmayan nesiller elde ederiz. Bu da ülke için iyidir, hayırlıdır” diye özetlenebilir.
Öyle midir?
Dindar nesiller mutlaka ve sahiden temiz ahlâklı, yalana dolana başvurmayan, haksızlığa, hırsızlığa karşı çıkan nesiller midir?
Dindarlık bu olumlu niteliklerin, soylu tutumların güvencesi (=garantisi) midir?
Ve...
Ve ateistlik her türlü ahlâk bozukluğuna kapı aralayan, yol açan bir felsefi tercih midir?
Başbakana ve onun sözlerini pekiştirerek yineleyenlere göre son iki sorunun cevabı “Evet, elhaaak, elbette, şüphesiz” olsa gerek. Sözlerinden, demeçlerinden başka bir anlam çıkarmak mümkün değil...
O zaman başta Başbakan olmak üzere AKP’nin tepelerinin ve tepesinin hemen altındakilerin yanıtlama gereken bir soru daha var:
- Erbakan’ın çocukları, damadı dindar yetişmiş nesillerden değil midir?
O Erbakan ki Tayyip Erdoğan başta bütün AKP kadrosunun eğitildiği siyaset okulunun başöğretmeniydi. Yolları siyaseten ayrıldığında AKP önder kadrosu “Bu Erbakan Hoca ve yakın çevresi bir dindara yakışmayacak tutumlar içindeler. Parti paralarını iç ediyorlar, servete sağmana boğuldular. Kazanmadıkları paralarla lüks içinde düğünler, nişanlar yapıyor; ceketler, kravatlar, gömlekler, ayakkabılar, türbanlar taşıyorlar”demediler. Erbakan’a itirazları asla bu noktadadeğildi. Sadece siyaset yapma konusunda farklı düşünüyorlardı ve o yüzden Erbakan’ın partisinden kopup kendi partilerini kurdular...
Niyetim ne Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan gibi bir genç kadının özel yaşamını dilime dolamak, ne “Filancayla birlikteymiş, kocasını öldürtmek istemiş” gibi rezil dedikodulara kulak asmak...
Ama Erbakan’ın oğlu, kızları ve damadı arasında patlak veren kavganın “Dindarlık dürüst ve ahlâklı olmanın, haramdan kaçınmanın güvencesidir” önkabulüyle uyuşması mümkün mü?
Erbakan’ın sadık ekibinden Oğuzhan Asiltürk’ün “Damadı ve oğlu partinin cihat paralarını zimmetlerine geçirdiler” sözü hala cevapsız ve yalanlamasız önümüzde.
Kızı Zeynep Erbakan’ın öteki kardeşi ve onun kocası hakkında açtığı miras davasının dosyası da yargının önünde.
Yakın dönem siyasal islami hareketin en önemli figürlerinden, AKP önder kadrosunun öğretmeni Necmettin Erbakan’ın çocuklarını dindar yetiştirmediği söylenebilir mi?
Peki öyleyse gözümüzün önünde patlak veren miras kavgası, zimmete geçirilen parti paraları kavgasının ilerledikçe seks sosuna da bandırılarak sergilendiği “Erbakan’ın çocukları” olgusu nasıl açıklanacak?
Kıdemli bir ateist olarak olup bitene midem bulansa da şaşırmıyorum.
Peki başta Tayyip Erdoğan olmak üzere koskoca AKP yönetim ekibi ne diyor?
Merak ediyorum. Ama merakım ne diyecekleri değil, mızrağı çavula tıkıştırmayı nasıl becereceklerinden ibaret...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021