Aydın ENGİN
Dün Kürtlere sormuştuk. Bu gün sıra Türkler'de.
Tabii Kürt’tü, Türk’tü derken benden, senden, ondan bundan değil; siyasetle uğraşan, sözünün ağırlığı, soruya verdiği cevabın bir kıymeti harbiyesi olanlardan söz ediyorum.
Dünkü Tırmık’ta dilimin döndüğü, aklımın erdiği kadarıyla özetlemeye çalıştım. Kürt siyasal hareketinin talepleri pek yalın.
Türklerle bir arada ancak eşit, ama sahiden eşit haklı yurttaş olarak yaşamayı tercih ediyorlar. Bunu söylerken Anayasa’da “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diye yazılan ve buram buram ırkçılık kokan yurttaşlık tanımından başlayarak yerel yönetimlerde Ankara’nın ezici ve belirleyici ağırlığına kadar pek çok alanda değişim gereğinden, hatta zorunluluğundan, yurttaşın yönetime katılmasında ifadesini bulan bir “eşit haklı yurttaşlık”tan söz ediyorlar. Yerel yönetimlerin “su, kanalizasyon, yol” ile sınırlanmadığı, pek çok konuda kararları Ankara’nın değil yerel yönetimlerin aldığı bir model öngörüyorlar ve bunu da “demokratik özerklik” diye adlandırıyorlar.
Bunun yanı sıra öteki üç ülkedeki (Irak, Suriye, İran) Kürtlerle engelsiz, kısıtsız ilişkiler içinde olabilecekleri “demokratik konfederasyon” diye tanımladıkları bir örgütlenme modelini taleplerinin içine ekliyorlar.
Kürt siyasal hareketinin “İmralı-Kandil-BDP” ile sınırlı kesiminin savaşı bitirecek, barışı getirecek önerileri kabaca bu. (Eksiği, gediği, ayrıntıda bazı yanlışları varsa kusur bendedir).
* * *
Haydi eksik kalmasın, Kürt siyasal hareketinde “İmralı-Kandil-BDP” üçgeninin dışında kalan bir başka ve görece daha cılız bir akım daha var. Büyük ölçüde Barzani’nin KDP’sinin (Kürdistan Demokratik Partisi’nin) çizgisinden esinlenen bu Kürtler, “Federasyon tezi”ni öne çıkarıyorlar. (Yanlış bilmiyorsam) Diyarbakır merkezli bir Kürt Federe Devleti kurulmasını öneriyorlar. Bu ister istemez Türkiye Cumhuriyetinin de bir “federal devlete” dönüşmesi demek. Mesela Federal Almanya gibi. Federal parlamentonun yanı sıra kendi parlamentoları, federal bayrağın yanı sıra kendi bayrakları olan (Hessen, Bayern, Baden Württemberg, Saarland, Kuzey Ren Westfalya gibi) federe devletler ve hepsinin üstünde Türkiye Federal Cumhuriyeti...
* * *
Dikkat ettiyseniz Kürt siyasi hareket(ler)inin talepleri, öngördükleri modeller açık seçik...
Bunları akla uygun ve kabul edilebilir bulabilirsiniz. Ya da tam tersi “Tartışmaya bile değmez” deyip toptan reddedebilirsiniz. Nitekim şu ana kadar Türk siyasi hareket(ler)inin yaptıkları üç aşağı beş yukarı bundan ibaret.
Ama bu topu taca atmak ya da siyasal kısırlık, çözüm üretme yetisinin yokluğu anlamına gelir. Kürtlerin yalın ve kolay anlaşılır önerilerinin, taleplerinin karşısına, o önerileri kabul ya da reddetmekten öte sizin kendi önerilerinizi, kendi modellerinizi ortaya koyabilmeniz gerekmez mi?
Bu konuda MHP’ye “Kürtlerinki böyle, peki senin ki ne” sormak pek anlamlı değil. Alpaslan Türkeş’in “Ne mozaiği ulan, beton, beton” cevabı MHP için hiç değişmeksizin sürüp gitmekte. Yani onu geçelim.
CHP uzun süre “Bu ülkenin modeli, rejimi, sistemi, düzeni 1923’de belirlendi. Bu değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez” tezine yaslandı. Ama 30 yılını doldurmakta olan savaşın neden bitmediğini, her yıl “Bu sonbahar tamam, olmadı kışın, bilemedin ilkbahar, o da olmazsa yazın PKK’nın işi bitecek” yavelerinin anlamsızlığını, “Ben Türk değil Kürt’üm kardeşim” diyene o mantık fukarası “Yav Anayasa’da Türk deniyorsa, bu bir ırkı işaret etmiyor. Türk, yani hepimiz” formülü ile karşı çıkmanın artık mümkün olmadığını görünce, ki görmemek için kör olmak gerek, bu kez de “Güneydoğu Anadolu ekonomik olarak kalkınır, herkes işe, aşa kavuşursa sorun kendiliğinden çözülür” gibi ekonomik indirgemeci bir teze sarıldı. Doğal olarak tutmadı. Şimdi, Kılıçdaroğlu ile birlikte daha gerçekçi bir arayışın içinde oldukları anlaşılıyor.
Ama soru yine de ortada duruyor:
Soralım: Kürtlerin savaşı bitirmeye yönelik önerileri, talepleri, koşulları belli. Peki CHP’nin somut önerisi, öngördüğü model nedir?
Soru bu. CHP’nin bir cevabı varsa ben bilmiyorum.
Ne kaldı?
Cumhuriyet tarihinin en büyük kitle ve seçmen desteğine sahip olan AKP.
“Öyleyse AKP’ye gelelim” diyeceğim ama demesem daha doğru olacak.
Sadece son üç günde Tayyip Erdoğan, Bekir Atalay, Bülent Arınç, Bekir Bozdağ’ın Kürt sorunu üstüne birbirlerinin dediklerini yalanlayan, birinin dediğinden ötekinin haberinin olmadığı bir siyasal kargaşaya bakmak bile yeterli.
O yüzen soru en çok onlara yöneliyor.
Soralım: Ey AKP, Kürtlerin önerileri, talepleri belli. Peki sizin somut öneriniz, öngördüğünüz model, savaşı bitirecek, akan kanı durduracak çözüm formülünüz nedir?
* * *
Sorduğum soruyu pek yalın, pek net ve pek anlamlı buluyorum.
Herkes somut, anlaşılabilir, laf kalabalığına boğulmamış, duygulara değil akla seslenmeyi amaçlamış önerisini ortaya koysun. Biz sıradan yurttaşlar da bakıp “Hımmmm, en doğrusu, en uygunu şu öneri” diyelim, o çözümü desteklemeye çalışalım.
Yoksa olan ülkeye oluyor.
Olan dipsiz kuyuya taş atar gibi silaha, mayına, savaş helikopterine milyarlar akıtan ülke ekonomisine oluyor.
Olan uygarca tartışmanın değil düşmanca atışmanın iyiden iyiye gerdiği ülke siyasetine oluyor.
Olan gencecik oğlunun tabutuna sarılan, kimileri o olanağı bile bulamayan analara oluyor...
Olan ille de bu ülkenin gencecik evlatlarına oluyor.
Bu vebaldir...
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021