Aydın ENGİN
Duymayan, görmeyen kalmamıştır. Şili’de binlerce ve binlerce cesur kadın bir araya geldi, dans edip türkü çığırarak kanlı diktatör, darbeci general Pinochet ve cellatlarının pekiştirip miras bıraktığı "zorba devlet geleneği"ne açıkça karşı çıktılar. "Tecavüzcü sensin, katil sensin… Polissin, yargıçsın, başkansın, devletsin, sensin…" diye haykırdılar…
Pek buluşluydular, pek yürekliydiler ve pek güzeldiler…
Yürekli kadınlar salt Şili’de yok. Nitekim kestirmeden "Las Tesis" denen bilişli, buluşlu, türkülü, danslı ve kesinlikle şiddetten uzak eylem aldı başını gidiyor. Bütün dünyada yayılmaya başladı.
Pek çok ülkede polisin, devletin herhangi bir müdahalesi olmadan sürdürülen Las Tesis eylemine bazı ülkelerde ise polis şiddeti ile, devletin zorba gücü ile müdahale ediliyor, eylem engelleniyor.
İşte o ülkelerden birinde (hangisi olduğunu not etmemiştim; o yüzden bilmiyorum) polis Las Tesis eylemine saldırmış, barışçıl bir protesto eylemi yapan kadınlardan bazılarını gözaltına almış. Kelepçeleyip polis merkezine götürmüş. Kadınlar orada sorguya alınmış.
- Siz, demiş polis şefi, devlete, polise, yargıçlara, devlete katil dediniz. Bunun suç olduğunu bilmiyor musunuz?
Sorguda kadınlardan biri itiraz etmiş:
- Ama komiser bey, bu söylediklerimiz Şili’li kadınların sözleri. O sözler Şili için söylenmiş…
Komiserin tepesi atmış. Masaya yumruğunu indirip kükremiş:
- Benimle dalga mı geçiyorsun sen hanım. Ben hangi devlete, yargıca, polise katil deneceğini bilmiyor muyum sanki?
* * *
Las Tesis bizim parlamentoya da yayıldı. TBMM’de İçişleri Bakanlığı bütçesi konuşulurken CHP’li kadınlar binlerce ve günlerce alkışlanmayı hak eden bir Las Tesis eylemi kotardılar.
(Ankaralı meslektaşlar "CHP’li kadın milletvekilleri" diye haber geçtiler. Meclis’te öteki partilerde de kadınlar var. Onlar Meclis’teydiler de eyleme katılmadılar mı? Yoksa Meclis’e gelmeye gerek mi duymamışlardı? Yoksa CHP’li kadınlar onlara haber mi vermemişlerdi?
Bu soruların cevabını bilmiyorum. Ama doğrusu dehşetli merak da ediyorum.)
Eylemin videosunu izledikten sonra keyifle arkama yaslanıp gıyaplarında bütün CHP’li milletvekili kadınlara sarıldım ve ardından da homurdandım:
- Ulan dedim, bu kadınlara bu kadar da yüklenmek biz erkekler için utanç kaynağı be. Baksana, onca yüklerinin arasında sahici muhalefet yapma dersi vermeyi de, CHP’yi kurtarma görevini de kadınlar üstlendi.Yuf olsun biz bıyıklılara…
* * *
Meclis’te CHP’li kadın milletvekillerinin yürekli eyleminin hemen ardından, bakanlığının bütçesi konuşulurken mecburen Meclis'te bulunan atanmış bakan Süleyman Soylu konuştu. "Aydın Engin bu sözleri yorumlarken bakanın sözlerini çarpıtmış" denmemesi için Soylu’nun düşük cümlelerden oluşan sözlerinin ilgili bölümünü aynen aktarıyorum:
" …Eğer bunları söyleyerek, bu mesele çözülecekse, Meclis de duysun, eğer Meclis bunları söylemeye devam etsinler derse, kanuna, Anayasa'ya rağmen en geniş yetkimi kullanacağım. Tecavüzcü, öldüren sensin, polisler, hakimler, devlet ve başkan. Biz dans etmeye veya bir meseleyi gündeme getirmek için sivil toplum örgütlerinin kadın meselesi, cinayetler konusunda biz ne söyleyebiliriz? Türkiye'nin şu andaki yasaları Avrupa Birliği yasaları standardı veya biraz üzerindedir."
Bu alıntıdaki laf salatası ile oyalanmayın, siyah dizerek altını çizdiğim cümlelere bakın. Bakan açıkça "Meclis’e, kanuna, Anayasaya rağmen ben bildiğimi okur polislerimi göstericilerin üstüne salarım" diyor.
Anayasa'yı ve yasaları uygulamakla görevli ve yükümlü bir bakan Anayasa’ya, yasalara rağmen bildiğini okuyacağını alenen ilan ediyor.
"Bundan böyle bu ülkede gücü yetenin raconu, yani orman kanunu geçerliymiş" diyeceğim ama diyemiyorum. Böyle dersem polis yakalar, savcı soruşturma açar, yargıçlar mahkum eder, yurdum hapishanelerinden birinde volta atmak zorunda kalırım…
O yüzden ilan ediyorum:
Bakmayın siz Bakan Soylu’nun sözlerine, ülkemizde orman kanunu filan geçerli değildir.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021