Aydın Selcen
Suriye’de güncel durumun tercümesi şu: Trump, Putin’e İran’ı önce İsrail sınırından uzak, sonra hepten Suriye dışında tutarsa, Esat’ın başta kalmasına ve toprak bütünlüğüne egemen olmasına güvence veriyor. Bunun anlamı Türkiye’nin 70 bin silahlı cihatçı ve üç milyon sivilin bulunduğu İdlip’te bir katliama nezaret etmek yahut İdlip’e belirli bir özerklik verilmesi ve TSK’nin çekilmesi arasında tercihe zorlanması.
Milli güreşçilerimizden 1950’li yıllarda dört kez dünya şampiyonu Hüseyin Akbaş’ı (1936-1989) rahmet ve minnetle analım. Akbaş’ın sol bacağı aksaktı. Doğuştan gelen bu engelini, serbest güreşte üstünlüğe döndürmüştü. Sol bacağını sürekli önde, rakibine doğru uzatarak güreşir, aldanıp o bacağa hamle yapan rakiplerini kararında güç, sürat, beceri ve zeka kullanarak alt ederdi. Kariyeri boyunca 52 ve 57 kilolarda güreşen Akbaş’a bu yazı bağlamında “orta sıklet” diyelim. Türkiye’nin orta sıklet bir ülke olması gibi.
Gelelim bugünlere. Dolmabahçe’de başlarıyla onaylayarak, olumlayan bakışlarla “yapısal reformlar, yapısal reformlar, neymiş bu yapısal reformlar” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın sunumunu dinleyen ekonomi mandarinleri, Ankara’da X. Büyükelçiler Konferansı’nda başlarıyla onaylayarak, olumlayan bakışlarla “güçlünün değil, haklının yanında olan” bir politika izleneceğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açılış konuşmasını dinleyen hariciye mandarinleri.
Albayrak’ın “yeni modeli” özünde, iş çevreleriyle karşılıklı güven tazelemeye dayanan bir olumlu iletişim stratejisi. Acaba bu yaklaşımın Londra gibi uluslararası finans merkezlerinde karşılığı olabilir mi? Zira oralarda duymak istedikleri Türkiye’nin jeopolitik öneminin ne olduğunun anımsatılması değil, kıyılarımıza vurmak üzere olan tsunamiye karşı hangi somut iktisadi ve mali önlemlerin alınacağı. Önceki yazımda dikkat çektiğim üzere bakanla, cumhurbaşkanının açıklamaları arasında açılan makas ise sıkıntının bir diğer veya asıl boyutu.
Yine Çavuşoğlu’nun sefirlere hitabına bağlanalım: “Türkiye’nin geleneksel ekseni NATO ve AB üyelik süreciyle tanımlanır. Bu yönde ilerlemeye devam edeceğiz. (…) AB üyelik sürecimizin yeniden canlanmasını arzu ediyoruz. Reform uyum adımlarını atmaya devam edeceğiz.” Ne güzel! O zaman biz de çağrışım yapabileceği düşüncesiyle bazı isimleri rastgele anımsayalım: Kavala, Demirtaş, Yüksekdağ, Güven, Berberoğlu, Altan…
Suriye’de güncel durumun tercümesi ise şu: Trump, Putin’e İran’ı önce İsrail sınırından uzak, sonra hepten Suriye dışında tutarsa, Esat’ın başta kalmasına ve toprak bütünlüğüne egemen olmasına güvence veriyor. Bunun anlamı Türkiye’nin 70 bin silahlı cihatçı ve üç milyon sivilin bulunduğu İdlip’te bir katliama nezaret etmek yahut İdlip’e belirli bir özerklik verilmesi ve TSK’nin çekilmesi arasında tercihe zorlanması. İdlip’e özerklik, Fırat’ın doğusuna da aynı yaklaşım demek.
Başka deyişle, Türkiye Suriye’ye doğrudan müdahalesinin gerekçeleri olan Esat’ı indirmek ve Kürtlerin özerk bölge edinmemesi hedeflerinin tam tersi. Ankara ve Şam açısından “kazanç” ise ABD’nin iki bin kişilik askeri mevcudiyetini sona erdirmek olacak. ABD yaptırımları İran ekonomisini sandığımızdan derin hırpalıyor. İran’ın Şam’ı “Bağdatlaştırması”, Esat yönetimi yerli yerinde durduğuna ve Rusya halen destek verdiğine göre olası değil. Dolayısıyla İran’ın Suriye’deki askeri ayak izini küçültüp, görünmez kılması hem kendi çıkarına, hem zorunlu olabilir.
Ankara, Suriye’de kendi kendini boyadığı köşeden, ABD’siz ve İran’sız ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eylül sonunda ziyaret edeceği Almanya’ya ilaveten Fransa ve Rusya’lı dörtlü zirve önerisiyle çıkmak girişiminde bulunuyor. Bu girişim Astana sürecinin Soçi’deki anayasa taslağı yazımı dışında miadını doldurmakta olduğunun görüldüğünü düşündürüyor. Ancak zirve toplanamadan Putin’in 18 Ağustos’ta Merkel’i ziyareti açıklandı. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ise 13-14 Ağustos 2018 tarihlerinde Ankara’ya geldi.
O arada İdlip’te elense mahiyetinde çatışmalar başladı. Türkiye, sınırı bu defa açmayacağını duyurdu. Sürekli, “galat-ı meşhur” kabilinden, sahada güçlü olanın, masaya güçlü oturacağı anlatıla geliyor. Ancak Nasrettin Hoca’nın “kazan doğurdu deyince inanıyorsun da, kazan öldü deyince neden inanmıyorsun” kıssasında olduğu gibi, saha bir kıvılcımla denetimden çıktığında, masanın hali nice olur yahut ortada oturacak masa kalır mı, işin o tarafını konuşan pek yok.
Güreşle başladık, güreşle bağlayalım. 1980’li yılların önemli ulusal pehlivanlarından Reşit Karabacak (d.1954) da, merhum Akbaş denli olmasa bile, uluslararası başarılar kazanmıştı. Ancak Karabacak 74 kiloda başladığı sıkletini, giderek artırmıştı. 1987 Dünya Şampiyonası’nda Makharbek Khadartsev’in karşısına 90 kiloda çıktığında da varlık gösteremeyip, tuş olmuştu. Demek ki sıkletinin bilincinde olmak ve onu korumak, akıl ve beceri kullanmak denli hayati.
İstem dışı alınan fazla kilolar, doğuştan aksak bir bacağın aksine, avantaja çevrilemiyor. Tıpkı -veya belki- haysiyetin hamasetle, uluslararası ilişkilerin halkla ilişkilerle, iletişimin laf kalabalığıyla, sözün sesle, sıkletin cüsseyle, caydırıcılığın tehditle, etkinliğin işgüzarlıkla karıştırıldığında olduğu gibi, hedeflenenin tam aksi sonuç verebiliyor. Mindere çıkıldığında rahmetli Akbaş’ın yolundan da gitmek mümkün, Karabacak’ın yolundan da. Güreşten farklı olarak, diplomaside minder dışına kaçmak değil ama mindere çıkmamak ise bir diğer seçenek (idi).
*Fransızca bilen okurlara Eric Vuillard’ın 2017 Goncourt ödüllü küçük mücevher “L’Ordre du Jour” kitabını naçizane öneririm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024