Aydın Ünal
Ankara’da her hafta bir grup üniversite öğrencisiyle toplanıp “Harita Okuma” dersleri yapıyoruz. Her hafta bir ülke seçip ayrıntısıyla tanımaya çalışıyoruz. Bazen de, Türkiye’de okuyan yabancı öğrencileri misafir ediyor, ülkelerini onlardan dinliyoruz.
Önceki hafta misafirimiz Quhakimonesia Adaları’ndan ülkemize yüksek lisans yapmak için gelmiş 25 yaşındaki Kikirati Ke Tai Te idi.
“Quhakimonesia Adaları da neresiymiş” diye sorduğunuzu duyuyorum. Biz de ilk kez duyduk. Kikirati Ke Tai Te’ye (kısaca Tai) hepimiz ardı ardına sorular sormaya başladık. Tai belli ki bu meraklı sorularla sürekli karşılaşıyordu. Gülümsedi, “sakin olun, bütün sorularınızı cevaplandıracağım, size Quhakimonesia’yı enine boyuna anlatacağım” dedi.
Quhakimonesia Adaları Pasifik Okyanusu’nda, 27 adacık ve 1 büyük adadan oluşan takım adalar devletiymiş. Nüfusu 6,5 milyon. Başkenti Quhakilili. Ülke halkının hemen tamamı Pasifik ada yerlilerinden oluşuyormuş. Hani Cennet gibi derler ya, öyle bir ülkeymiş. Adalarda nehirler, şelaleler, ormanlar… Denizleri berrak ve bereketli. Latin Amerika ile Asya ve Afrika arasında işlek bir ticaret merkeziymiş.
Quhakimonesia 1910 yılında Fransızlar tarafından işgal edilmiş. Bağımsızlığına düşkün Quhakimonesia halkı silahlanmış, örgütlenmiş ve 1932 yılında Fransızlardan bağımsızlıklarını ilan etmişler.
Ne var ki, Fransa askerlerini çekmiş ama, bu stratejik ülkeyi kendi kaderine, kendi zenginliğine terk etmemiş. Sömürgeci ülkelerin uyguladıkları taktiklerin hepsini Quhakimonesia’ya da uygulamaya başlamışlar. Ajanlarıyla, içerden satın aldıkları taşeronlarıyla, iç ve dış müdahalelerle ülkeyi hep istikrarsızlık içinde tutmuş ve bundan da azami fayda sağlamışlar.
Tai, “siz Türkçe’de diyorsunuz ya, ‘ne öldürdüler, ne de ondurdular’” şeklinde tarif ediyor durumu.
Bütün zenginliğine rağmen, çalışkan, fedakar, cesur insanlarına rağmen, Quhakimonesia bir türlü istikrara kavuşamamış, bir türlü kendi ayakları üzerinde doğrulamamış.
Derken, 1995 yılında ülkede genç bir lider, Yositove Silva Yap Chok seçimle iş başına gelmiş.
Bundan sonrasını anlatırken Tai’nin gözleri parlıyor. Yositove akıllıymış, çalışkanmış, cesurmuş. Öyle Fransa’da okuyup gelmiş, kendi ülkesine yabancılaşmış eski siyasetçilere hiç benzemiyor, halkla aynı dili konuşuyor, aynı duyguları taşıyormuş. Hemen kolları sıvamış, israfa son vermiş, kaynakları doğru kullanmış, adaleti tesis etmiş. Kısa sürede Quhakimonesia ekonomisi şaha kalkmış. Adanın içine yollar yapmış, küçük adalara köprüler kurmuş. Eğitimi her adaya kadar götürmüş. Sağlığa erişimi kolaylaştırmış. Yeni limanlar inşa etmiş, ticaret kat kat artmış. Refah seviyesi yükselmiş.
Yositove’nin Quhakimonesia’yı böyle hızla kalkındırması Pasifikteki yüzlerce adada yaşayan yerliler arasında da duyulmuş. Hepsine özgüven gelmiş. Yositove sadece Quhakimonesia’da değil, bütün Pasifik’te efsane olmuş.
Quhakimonesia’nın böyle büyümesi, ayakları üzerinde doğrulması, hele hele Pasifik yerlilerine özgüven kazandırması elbette bölgedeki istikrarsızlıktan beslenen başta Fransa olmak üzere güçlü devletleri rahatsız etmiş.
Yositove’ye karşı çokça operasyon tertip etmişler. Hep yaptıkları gibi ona da “Diktatör” demişler. Darbeler tasarlamışlar.
Yositove bütün bu saldırıları püskürtmüş. Arkasına halkının desteğini alarak ülkesinde yabancıların operasyon yapmalarını engellemiş.
“Quhakimonesia halkı Yositove’yi çok sevdi” diye anlatıyoru Tai… “Hatta Quhakimonesia halkı değil sadece, bütün Pasifik yerlileri Yositove’yi çok sevdi.”
Bunları söyledikten sonra Tai sustu, başını öne eğdi.
Hepimiz merak ettik. “Sonra?” dedik, “sonra ne oldu Tai?”
Tai başını kaldırdı. Gözlerindeki o heyecan, o pırıltı gitmişti. Mahzunlaştı. “Sonra” dedi, “Enişte” devreye girdi.
“Hele anlat Tai” dedik, o da anlattı…
“Yositove’nin 3 oğlu 4 de kızı vardı. En büyük kızını Fransa’da okumuş bir gençle, Palikira ile evlendirdi. Halk ona ‘Chikia’, yani Türkçesi ‘Enişte’ diyordu. Enişte hızla ülkenin yönetiminde söz sahibi olmaya başladı. İşler de hızla kötüye gitti.”
Bir genç arkadaşımız atıldı hemen: “Ne var ki bunda? Palikira, Yositove’nin damadı diye, siyasete girmeyecek mi, yönetimde yer almayacak mı? Bundan daha doğal ne olabilir? Yositove damadından daha sadık kimi bulabilir?”
Tai biraz da gönülsüzce anlatmaya devam etti…
“Pek öyle olmadı… Enişte çok tecrübeli değildi. Ülkeyi pek tanımıyordu. Buna rağmen bütün yetkileri elinde toplamaya başladı. Tecrübesizliğini istismar eden kabileler Enişte’yi avuçlarının içine aldılar. Quhakimonesia’da ne kadar yeteneksiz, beceriksiz, hırslı insan varsa Enişte’nin etrafında toplanmaya başladı. Enişte, kendisine itaat etmeyen kim varsa, ne kadar yetenekli, hatta ne kadar sadık olursa olsun, yönetimden uzaklaştırmaya başladı. Öyle olunca ülkede rahatsızlık arttı. İşler bozuldu. Ticaret geriledi. Ülke yeniden yoksullaşmaya başladı.”
Bir başka genç arkadaş Tai’nin sözünü kesti: “Yositove bu işe ne dedi? İşler Enişte yüzünden kötüye gidiyorsa, alsaydı Enişte’yi kenara…”
Tai başını iki yana salladı… “Yositove yapamadı, damadını kenara alamadı” dedi ve sustu…
“Peki Palikira kendisi de mi çekilmedi? İşlerin bu kadar kötüye gittiğini göre göre, nedenin de kendisi olduğunu bile bile, orada oturmaya devam mı etti?” diye sordu bir arkadaş.
“Palikira gerçek dünyadan, gerçek Quhakimonesia’dan habersizdi. Etrafına topladığı kalabalıklar ona her şeyin çok iyi gittiğini, mükemmel olduğunu, kendisinin çok yetenekli, çok becerikli olduğunu, kendisini kıskananların bu tezviratı yaptıklarını, Yositove’ye saldıramayanların Palikira’ya saldırdıklarını söylediler. Ülke günden güne erirken, Palikira bir kez olsun aynaya bakmadı, halkın sesine kulak vermedi, hep başkalarını suçladı…”
Dinleyenler olarak biz da Tai gibi hüzünlenmiştik. Uzakta, adını ilk kez duyduğumuz bir ülkenin yaşadığı dram bizim bile canımızı sıkmıştı.
Tai anlatmaya devam etti…
“2015 yılında yapılan seçimlerde Yositove’nin partisi Fransızların desteklediği muhalefet karşısında kaybetti. Yositove ve damadı ağır bir yenilgi aldılar. 20 yıllık başarılarla, zaferlerle dolu bir iktidar süreci böylece sona erdi. Sadece iktidar değil, Quhakimonesia’nın geleceğini ilgilendiren çok önemli projeler de rafa kalktı. Hikaye yarım kaldı. Ancak Yositove’nin yerine geçmek, lider olmak isteyen Enişte de hırsına kavuştu. Partinin başına geçti. Ne var ki parti artık yüzde 1 oy bile alamıyor. Arkasında bıraktığı enkaz ve hayal kırıklığından dolayı da kimse Enişte’yi hayırla yadetmiyor. Halk Yositove’yi çok sevdi, ona vefa gösteriyor ama Enişteyi ülkenin başına dert ettiği için O’na karşı da bir gönül kırıklığı yaşıyor.”
“Quhakimonesia şimdi nasıl, ne durumda?” diye sorduk Tai’ye…
“Siz Türkler nasıl diyorsunuz? ‘Eski hamam, eski tas’… 1995 öncesinin o kötü, o karanlık yılları geri geldi” diyor.
Adını ilk kez duyduğumuz Quhakimonesia’nın merakı ve öğrenme hevesiyle başladığımız dersi hüzünle sonlandırdık.
Tai kalktı, ayrılırken, “En çok da Pasifik yerlileri hayal kırıklığı yaşadı” dedi. “Umutları Enişte yüzünden darmadağın oldu.”
Tai ile vedalaşırken, “Şimdi ben çıkınca Quhakimonesia’yı internetten arayacaksınız. Boşuna uğraşmayın. İnternette böyle bir ülke bulamazsınız. Ülkemiz tamamen dünyaya kapalı artık” dedi; sonra gitti.
Tai’nin arkasından bakarken, hepimiz, “Neyse ki bizim ülkemizde böyle şeyler yaşanmıyor” diyerek halimize şükrettik.
Bir de gerçekten internetten Quhakimonesia’yı aradık ama Tai’nin dediği gibi hiç iz bulamadık.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2024
16.04.2024
6.01.2020
10.12.2019
21.01.2019
10.01.2019
3.02.2019
31.12.2018
27.12.2018