Ayhan BİLGEN
Kaza, istenmeyen sonuçlar doğuran olaylar için kullandığımız, anlamını yitirmiş bir kelimedir. Olur olmaz her vakayı kaza olarak tanımlamak işin içinden sıyrılmanın en kolay yolu haline gelmiştir. Trafikten, iş güvenliğine hayatın bir çok alanında yaşadığımız üzücü olayları “kaza” olarak tarif ettiğimizde, taktiri ilahi karşısında yapılacak hiçbir şey olmadığı algısı ile rahatlatılırız.
Afyon’da sabotaj olup olmadığını bilme imkanımız olmayacak ama bu olaya “kaza” denilemeyeceğini bilmek için uzman olmak gerekmiyor. İnsanın bu kadar değersiz olduğu bir düzen içinde, cephane tasnifi ile ilgili kural ve deneyimlerin de çok büyük bir önemi olmaz.
Vali’nin olaydan hemen sonra, ölüm iddialarını net bir dille yalanlaması nasıl izah edilebilir. Bu ölçekte bir patlamada insan kaybının olmadığından bu kadar emin bir kamu yöneticisini görevi başında tutmak, hangi yönetim anlayışının eseridir. Olay yerine Afyonlu olduğu için Orman Bakanı’nı gönderip, onun otuz yıl önceki askerlik deneyimleri doğrultusunda açıklama yapmasını normal karşılamak ne ölçüde kabul edilebilir ?
Sabahın ilk saatlerinden itibaren Belediye Başkanı’nın adeta uzman gibi sabotaj olmadığına dair açıklamalar yapması, Bakan’ın bir adım daha ileri giderek tahminlerini canlı yayında kamu oyu ile paylaşması sıradan bir vaka olarak önümüzde durmaktadır. Türkiye’de zaten hep böyle olur, dedirten gelişmeler, insan aklını zorlayacak boyutta da olsa çok şey değişmez.
Kayıp yakınlarından birisinin aktarımına göre iş yetiştirmek için gece çalışma yapıldığı ve aydınlatma sorununun Türk usulü çözümlerle halledilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Hadise bundan ibaretse bile buna kaza yada taktiri ilahi demek vicdansızlıktır. Yediğimiz her haltı ilahi taktirle destekleme hastalığımız, hiçbir uyarıya kulak asmayan alışkanlıklarımızın da referansını oluşturuyor.
Eğer olayda bir ilahi boyut varsa ancak “ilahi uyarı” kelimesinde aramak gerekir. Henüz cephanesini saymayı beceremeyen bir ülkenin Ortadoğu’da başka maceralara heveslenmesi karşısında yapılan beşeri uyarıların işe yaramadığı açıktır. Bu acı ve utanç tablosunun bir “ilahi uyarı” olarak görülmesi elbette ne gidenleri geri getirir ne de sorumluların suçunu hafifletir.
Asker sayısı ile övünmeyi, stratejik güce dayalı dış politika yapmak sanan siyasetçiler için 25 kişinin eksilmesi elbette çok abartılacak bir durum değildir. Dünyanın her yerinde böyle kazalar(!) olabilir. Bu felaket bile bizim nükleer hesaplarımızdan vazgeçmemizi gerektirmez.
Güney sınırlarımıza silah sevkiyatı konusunda gösterdiğimiz çaba ne bayram dinliyor ne mesai. Gece gündüz demeyip içerisine sokulduğumuz askeri hazırlık sırasında elbette kimi yol kazaları yaşayacağız. Muhtemelen Afyon’da yaşanan da sonuncusu olmayacak.
İnsanın bu kadar ucuz, devletin de bu kadar kutsal olduğu bir ortamda, bırakın nasihatı, musibetler bile bir anlam ifade etmez ne yazık ki.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015