Ayhan BİLGEN

Ayhan BİLGEN
Ayhan BİLGEN
Tüm Yazıları
ARENADAKİ KÖLELERİN SAVAŞI
20.01.2014
1613

 Kavganın taraflarını doğru tarif edemezsek muhtemel seyri doğru öngöremeyeceğimiz gibi nerede tavır almamız gerektiğini de kestirmekte zorlanırız.

Arenada savaşmaya mahkum edilmiş kölelerin yaşamak için öldürmekten başka  şansları olmaz. Kavgayı seyretmeye karar verip yerini alan efendiler oyunun kurallarını böyle koyarlar. Yaşamak isteyen köle bir sonraki kavgaya kadar hayatta kalmak için önüne çıkan rakibi tasfiye etmek, imha etmek zorundadır. Bu benzetmede efendileri  ister somut uluslararası aktörler olarak yorumlayın isterse kölelerin içine yerleşen iktidar hırsı olarak.

Başbakan’ın son ABD ziyaretinin başladığı gibi bitmediği çok açık. Obama’nın taleplerinin ne kadarı haklı taleplerdi , yada hangileri kabul edilemez nitelikteydi ? Şimdilik bu soruyu bir tarafa bırakalım. Sonuç itibarı ile Türkiye siyasetinde vuruşan iki aktörün de bağımsızlığından söz etmek mümkün değil. Sadece taraflardan biri esaretinin farkında ve bunu saklama ihtiyacı hissetmeden rolünü oynuyor, ancak buna uygun davrandığında hayatta kalabileceğini gayet iyi biliyor.

Diğer taraf ise bir yandan bağımsızlığı koruma hamaseti yapıyor ama göbeğinden bağlandığını bile ya fark etmiyor yada kabullenmek istemiyor.

Türkiye-Suriye sınırında yaşananlar hepimizin malumu ve bu konuda hızlı manevra yapma imkanı sanıldığı kadar kolay değil. Bugün Irak topraklarında patlayan bombaların adresinin Türkiye olma ihtimali hiç de uzak değil.

Mülteci kamplarının nerede ve nasıl kurulması gerektiğine dair BM kurallarını bile bile bu tercihi yapan siyasal iktidar bunun sonuçlarına katlanmayı da göze almış olmalı.

Tıpkı yargıda yapılan düzenlemelerin AB hukukunda neye tekabül ettiğini bile bile hem kendini hem bütün kamuoyunu kandırmaya çalışmak gibi.

Demokratik anayasa yapmayı hedeflemek yerine iktidarını güçlendirerek ayakta kalmayı öngörmek de bir tercih ve bu tercihin bizi karşı karşıya bıraktığı kaosla karşı karşıyayız.  Sakın diğer muhatapları çok mu demokrasi istiyordu diye sormayın.

Siyasette karşınızdakinin yanlışları üzerine kendinize haklılık pozisyonu kurmaya çalıştığınızda varabileceğiniz son nokta burasıdır.

Şimdi çok daha geri dönüşü olmayan bir noktaya gelip dayanmış bulunmaktayız. Birlikte yiyip içen ama faturayı ödemek istemeyen  taraf sadece masayı devirmekle kalmayıp, masayı arkadaşının kafasında kırmak için elinden geleni yapacak.

Bu kavgada araya girmek ayırmaya çalışmak zorunda olanlar var elbette. Onların siyasi geleceği kavganın nerede duracağı ile doğrudan ilgili. Daha fazla geç kalırlarsa ortada yönetecek bir mekanizma kalmayacak. Ama şimdi kavgayı ayırmak için arenaya çıkarlarsa arada kim vurduya gitme ihtimali de söz konusu.

Bir de bu kavganın tamamen dışında durup, topluma bu kavganın gerçek yüzünü anlatması ve yangından kurtarır gibi geniş toplum kesimlerini bu kafa karışıklığından kurtarması gerekenler var.

Geleceğin siyasetinde iktidardan pay kapmak yerine siyasetin kurallarını değiştirmek bugün çok daha mümkün gözüküyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar