Ayhan BİLGEN
Kavganın taraflarını doğru tarif edemezsek muhtemel seyri doğru öngöremeyeceğimiz gibi nerede tavır almamız gerektiğini de kestirmekte zorlanırız.
Arenada savaşmaya mahkum edilmiş kölelerin yaşamak için öldürmekten başka şansları olmaz. Kavgayı seyretmeye karar verip yerini alan efendiler oyunun kurallarını böyle koyarlar. Yaşamak isteyen köle bir sonraki kavgaya kadar hayatta kalmak için önüne çıkan rakibi tasfiye etmek, imha etmek zorundadır. Bu benzetmede efendileri ister somut uluslararası aktörler olarak yorumlayın isterse kölelerin içine yerleşen iktidar hırsı olarak.
Başbakan’ın son ABD ziyaretinin başladığı gibi bitmediği çok açık. Obama’nın taleplerinin ne kadarı haklı taleplerdi , yada hangileri kabul edilemez nitelikteydi ? Şimdilik bu soruyu bir tarafa bırakalım. Sonuç itibarı ile Türkiye siyasetinde vuruşan iki aktörün de bağımsızlığından söz etmek mümkün değil. Sadece taraflardan biri esaretinin farkında ve bunu saklama ihtiyacı hissetmeden rolünü oynuyor, ancak buna uygun davrandığında hayatta kalabileceğini gayet iyi biliyor.
Diğer taraf ise bir yandan bağımsızlığı koruma hamaseti yapıyor ama göbeğinden bağlandığını bile ya fark etmiyor yada kabullenmek istemiyor.
Türkiye-Suriye sınırında yaşananlar hepimizin malumu ve bu konuda hızlı manevra yapma imkanı sanıldığı kadar kolay değil. Bugün Irak topraklarında patlayan bombaların adresinin Türkiye olma ihtimali hiç de uzak değil.
Mülteci kamplarının nerede ve nasıl kurulması gerektiğine dair BM kurallarını bile bile bu tercihi yapan siyasal iktidar bunun sonuçlarına katlanmayı da göze almış olmalı.
Tıpkı yargıda yapılan düzenlemelerin AB hukukunda neye tekabül ettiğini bile bile hem kendini hem bütün kamuoyunu kandırmaya çalışmak gibi.
Demokratik anayasa yapmayı hedeflemek yerine iktidarını güçlendirerek ayakta kalmayı öngörmek de bir tercih ve bu tercihin bizi karşı karşıya bıraktığı kaosla karşı karşıyayız. Sakın diğer muhatapları çok mu demokrasi istiyordu diye sormayın.
Siyasette karşınızdakinin yanlışları üzerine kendinize haklılık pozisyonu kurmaya çalıştığınızda varabileceğiniz son nokta burasıdır.
Şimdi çok daha geri dönüşü olmayan bir noktaya gelip dayanmış bulunmaktayız. Birlikte yiyip içen ama faturayı ödemek istemeyen taraf sadece masayı devirmekle kalmayıp, masayı arkadaşının kafasında kırmak için elinden geleni yapacak.
Bu kavgada araya girmek ayırmaya çalışmak zorunda olanlar var elbette. Onların siyasi geleceği kavganın nerede duracağı ile doğrudan ilgili. Daha fazla geç kalırlarsa ortada yönetecek bir mekanizma kalmayacak. Ama şimdi kavgayı ayırmak için arenaya çıkarlarsa arada kim vurduya gitme ihtimali de söz konusu.
Bir de bu kavganın tamamen dışında durup, topluma bu kavganın gerçek yüzünü anlatması ve yangından kurtarır gibi geniş toplum kesimlerini bu kafa karışıklığından kurtarması gerekenler var.
Geleceğin siyasetinde iktidardan pay kapmak yerine siyasetin kurallarını değiştirmek bugün çok daha mümkün gözüküyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015