Ayşe Böhürler
Suudi Veliaht Prens’in batıya yönelik tanıtım gezisi esnasında kadın haklarının yanı sıra gündeme gelen önemli başlıklardan birisi de Kudüs ve Filistin meselesiydi. Malum Filistin yönetiminin maddi hamisi olan Suudi Arabistan’ın bu konudaki tutumu herkesten çok önem taşıyor.
Kudüs Müslümanların ilk kıblesi. İslam ülkelerinin ulus devletleşme aşamasından önce de İslam dünyası için kıymetliydi. Ceddimiz Kudüs’ü ve o bölgeyi taşıdığı anlama hürmeten uzun süre yönetti, himaye etti. 20. yüzyılda imparatorluklar tarihe gömülürken ulus devletler ile birlikte ortaya çıkan çatışmalarda Kudüs nihayetinde İsrail yönetimine girdi. Bugünden sonra da Kudüs İslam dünyasının kilit meselelerinden birisi oldu. Herhalde şimdiye kadar Fas’tan Arabistan’a, Uzak Doğu’ya İslam dünyasında en fazla slogan Kudüs için atılmış; en çok dua onun için yapılmıştır.
Kudüs batıdan doğuya Müslümanların kalbi ve hasbi meselesidir.
Ancak bu kadar çok ortak duygularla paylaşılmasına rağmen her geçen yıl çözümden daha çok uzaklaşılarak bugünlere gelinmiştir. Kudüs meselesi sürekli mevzi kaybetmenin yanı sıra İslam dünyası için de bir başarısızlığın sembolüdür. Bu konuda tek ortak siyasi tavır, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı BM’de Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan liderliğinde alınan ortak karardır. Gerisi söz ve duyguyla eylem arasındaki uçurumun tarihidir. Kudüs meselesi Müslümanların en çok dertlendiği ama en az çözüm üretebildiği mesele olarak tarihe geçebilir. Müslümanların parlamentolarında da hanelerinde de konuşulur konuşulur konuşulur…
Kudüs meselesi İslam ülkeleri için de bir başka anlam daha taşır. Kendi ülkelerindeki sorunlara ilişkin bir kamuflaj oluşturur, birçok önemli sorunu ikinci plana iter. Neredeyse her cuma Kudüs için yürüyüşler düzenleyip protestolar yapmak, İsrail’e karşı sloganlar artmak Fas gibi birçok ülkede rutin eylemdir. Arap ülkelerinde tek izin verilen gösteri konusu Kudüs’tür... Taa ki 2017 yılında Trump’ın açıklamasına kadar. O açıklamanın devamını ise Filistin yönetiminin ekonomik olarak en büyük destekçisi Suudi Arabistan’ın Veliaht Prens’i Selman getirdi. Prens Suudi Arabistan’da ve Arap dünyasında onlar tarafından desteklenen yayın organlarında Trump’ın kararıyla ilgili yorum ve yayın yasağı getirdi. Londra merkezli El Arabi el Cadeed gazetesi, talimatın ülkede bulunan TV, radyo ve gazete yöneticilerine gönderildiğini iddia etti. Diğer taraftan Suudi Arabistan hem ülke içinde hem de ülke dışında yaşayan vatandaşlarına bu konuya ilişkin protesto gösterilerine katılmama çağrısı yaptı. Suudi Prens’in bir sonraki adımı Abbas’a “sabırlı ol” çağrısıydı. İsrail ve Amerika ortak düşman İran paydasında Suudi Arabistan ile birleşmişti. Kudüs’ün ve Filistinlilerin durumuysa ikinci plana atılmıştı. 1967 Arap-İsrail savaşından sonra İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilme şartı koşan Riyad yönetimi artık bu şartı da gündemden kaldırmış durumdaydı. Nitekim Prens Selman, “İsrail’le paylaştığımız birçok çıkar var. Ve barış olursa, İsrail ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında da çok fazla çıkar olacaktır” açıklamasının ardından “İsrail’in kendi topraklarında yaşama hakkı var” açıklamasıyla Kudüs meselesine başka bir pencere açtı. Bu meseleyi neredeyse radikal İslami gurupların sahiplendiği bir sorun konumuna indirgedi. Anlaşılan O ki Suudi Arabistan ve etki alanındaki ülkelerde Kudüs artık ortak dert paydası oluşturmayacak. Bugünkü satış aslında geçmişin bir devamı, yüzyıl önceki satışın devamı gibi görünüyor.
PARAMIZ VAR HAKLARIMIZ OLMASA DA OLUR
Bu sözü birebir, bir körfez ülkesinde, bir üniversitede rektörlük yapan bir akademisyenden duyunca çok şaşırmıştım. Kadın haklarının Körfez’deki Arap ülkeleri için daha görünür alanlarda giyinip süslenmek ve buna uygun bir yaşam tarzını taşımak dışında bir karşılığı yok. Kadın haklarının körfez Araplarındaki ortak algısı “batılı kadınlar gibi görünmenin” ötesine geçmiyor-du.
Kadın hakları deyince sadece Suudlu güçlü ailelerin kadın temsilcilerinin Meclis’te yer almasını filan da kast etmiyoruz elbette. Merak ettiğim konu şu. Acaba bu “kadınlar araba kullanıyor, motosiklete biniyor, maça gidiyor, spor yapıyor” şovları gerçek bir kadın hakları mücadelesine dönüşebilecek mi? Bu haklar ülkedeki tüm kadınları kapsayacak hale gelebilecek mi? Ülkenin güçlü kadınları sadece kendileri için değil, hemcinsleri için mücadele edebilecekler mi? Mesela kadının boşanma hakkı ne olacak? Çok eşlilik, kadına yönelik şiddet, istismar, tecavüz gibi konularda bir önlem alınacak m? Kadının çalışma hakkı, medeni hukuk, nafaka gibi konularda kadınlar haklarını arayabilecekler mi? Aile mahkemelerinde kadınların hakları korunacak mı? Suudlu ailelerin yanında çalıştırılan vatandaş olmayan kadınların hakları ne olacak? Eziyet gördüklerinde, şiddete, tacize uğradıklarında şikayet edebilecekler mi? Bırakın kadınları ülkede çalışan işçilerin haklarına ilişkin bir gelişme olabilecek mi? Kadınlar arasında da kadın- erkek arasında da fırsat eşitliği sağlanacak mı filan filan...
Bunlar gibi daha birçok soru aklımıza geliyor. Ancak cevabın da “Paramız var elhümdülilllah haklarımız olmasa da olur”un ötesine geçip geçmeyeceğini, kalan ömrüm içinde bunu görüp göremeyeceğimi doğrusu merak ediyorum.
….
Bu arada Suudi Arabistan’da kadın modernleşmesinin (Arap baharının da etkisiyle) siyasal ayağının 2012’de başladığını, Kralın Şura Meclisi’ne 30 kadın üye atadığını, 2015’de yapılan seçimlerde kadınların ilk defa seçme seçilme hakkını aldığını ve oy kullandığını not olarak düşelim. Şimdi de önümüzdeki salı için Suudlu kadınları büyük bir heyecan sarmış durumda! Ülkenin başkenti Riyad’da ilk Arap Moda Haftası düzenlenecekmiş. Dört gün sürecek Moda Haftası’na Gaultier ve Roberto Cavalli gibi dünyaca ünlü tasarımcılar da katılacakmış. Moda haftasının ev sahibi ise Prenses Nur olacakmış. Bu gurur verici etkinliğin Suudlu kadınların özgürleşmesine katkısı üzerine ısmarlama yazılar da hazırdır herhalde!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018