Ayşe Böhürler
Türkiye her konuyu olumsuz örnekler üzerinden konuşmayı çok seviyor. Bu olumsuz örnekleri genellemeyi de seviyor. Mizacımız bu, ya da insan ruhunun karanlık tarafları deyip de geçebiliriz elbette. Ancak olayın bunun ötesine geçip Bolu Belediye başkanı örneğinde olduğu gibi aklı-ı selim sahibi olması gereken idarecilerin insafsızlığına dönüştüğünü görmek meseleye başka bir boyut katıyor. “Ne yapmak gerekir” sorusuyla karşılaşıyoruz. Gelinen noktada dünyada ağırlık kazanan eğilimi; Alev Alatlı’nın “ciddi insanlar yerlerini “seçmenlerin saklı tutkularını, güvensizliklerini, korkularını sezen ve istismar eden” popülist partilere bırakmış durumdalar” tespitini kabullenmek kolay iş değil.
Diğer taraftan Avrupa’da sağ partiler güçlense de bir belediye başkanından bu boyutta bir uygulama ya da sözün ortaya çıkması mümkün değil. Ne siyasi kültür ne de yasalar buna izin vermez. Hiçbir Avrupa ülkesinde bir belediye başkanı, oy aldım seçmenler istiyor diye böyle bir açıklama yapamaz! İnsani olmayan bir söylemin sahibi olamaz. Diğer taraftan orada tepkiler Müslüman düşmanlığı üzerinden yükseliyor. Hristiyanlık ortak değerlerinde buluştukları gibi , Müslüman nefreti üzerinden oy devşiriyorlar. Olay “ben anaokulunda çocuğumun domuz eti yemeyenleri görmesini istemem” gibi ifadelere kadar gelip dayanıyor. Bolu belediyesine seçilen CHP’li başkanı ise hangi kategoriye koyacağımızı bilemedim. Bu söylemle oy aldım derken merhametsizlere prim vermesi çok daha da vahim! Türkiye belli ki gerçek popülizm ile CHP’li başkanlar vasıtasıyla tanışacak!
….
Türkiye ve dünyadaki mültecilerle ilgili birçok konu eksik ya da yanlış biliniyor. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Aysegül Komsuoğlu Çitipitioğlu ve aynı fakültede öğretim üyesi Prof. Dr. Yeşim Özer Yürür’ü bu hafta yükseköğretimde mülteciler başlığı altında dinleme imkanı buldum. Sahada da çalışmış bu iki değerli akademisyenin çok faydalı bulduğum konuşmalarından aldığım notlardan bir kaçı…
“Dünyada mültecilerin okula gitme oranları son üç yılı kapsayan çalışmalarda yüzde 1. Türkiye’de bu rakam yüzde 3.8. Türkiye’de üniversiteye giden 27 bin Suriyeli mülteci var. Sosyal medyada yansıtıldığı gibi hiçbir mülteci öğrenci ‘sınavsız’ girip kimsenin önüne geçemiyor… Üniversite eğitiminde kadın-erkek oranı başa baş geliyor. Türkiye içinde de Suriyeli öğrenci oranı en yüksek üniversite % 5 ile Karabük Üniversitesi… İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciler Mühendislik ve tıp bölümlerini çok tercih ediyorlar. Edebiyat en çok tercih edilen bölümlerin başında geliyor..
Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu sistemin güzel işleyen taraflarını görmekte fayda olduğu kanaatini taşıyor. Yükseköğretimdeki mülteci sayımızın dünya oranlarının üzerinde olmasının sadece ülkemize değil bölgemize katkı sağlayacağı kanaatini taşıyor. “Muhakkak ki soruları tespit edip çözüm odaklı düşüneceğiz ama olumlu yönleri sıklıkla dile getirmeliyiz.”
ZAFER Mİ, SEFER Mİ?
Başlığı İsmail Kara’nın aynı isimli kitabından ödünç aldım
“Doğu da batı da Allah’ındır ( Bakara 115). Yüzünüzü her nereye dönecek olursanız onu görürsünüz der. Bu ayet hayatımızın da coğrafyalarımızın da keskin sınırları olmadığını ne kadar iyi ortaya koyuyor. O keskin sınırların içinde o kadar çok kesişen küme vardır ki! İnsan bu hakikati ancak olgunlaşmayla zamanla birlikte kavrıyor. Ya da şuuruna varıyor diyelim. Kendimi, geçmişe bakıp eleştirdiğimde en çok keskinliklerime, kestirip atmalarıma kızarım. Bu bakışı koruduğumuz oranda hem hak hem de halk katında kıymetimizin güçleneceğine inanıyorum. Büyük hedeflerle, muhabbetle kurduğumuz, aklımızın bilgimizin yanı sıra halk ve hak sevgimizi içine katarak düğümlerini attığımız AK Parti böyle bir olgunluğa sahip olduğunu birçok çetin badirede gösterdi.. Seçmenle gönül bağını korumayı sloganı haline getirirken zaferi değil bu gönül bağını korumayı asıl gaye edindiğini ortaya koydu. Nureddin Topçu’nun isyan ahlakından ilhamla, “biz zafere değil harekete bakarız” sözü bu davaya inananlara hep yol gösterici olmuştur. Seçim sonuçlarının da bu ruhla değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Seçime yönelik yasal tartışmaların sonucunu bilemem. Zafer kavramını da ayrıca tartışabiliriz. Ancak bir yazar olarak yakın ve uzak çevremdeki ruh halinin tercümesinin bu olduğuna inanıyorum. Nureddin Topçu’nun felsefesini bugüne taşıyan önemli isimlerden birisi olan Prof. Dr. İsmail Kara’nın aynı ismi taşıyan kitabından bir alıntıyla bitirmek istiyorum. “Zafer değil sefer” yahut “muvaffakiyet değil hareket” ifadeleri sonuca ve hedefe ulaşıp ulaşmamaya bağlı kalmadan yola koyulmayı, harekete geçmeyi, her hâlükârda insanî sınırlar içinde yapılabilecekleri sonuna kadar yapmayı ifade ediyor. Seyr ü seferin, yolun ve hareketin bizzat kendisi sonucun, zaferin, muvaffakiyetin en azından bir parçası olmak itibariyle zaten baştan bir neticedir.”
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018