Barış Soydan
İzmir'de HDP binasına yapılan saldırının karanlığında ekonomi konuşmak kolay değil. Üzgünüm, çok üzgünüm... Bu saldırının arka planı, saldırganın bağlantıları bir an önce açığa çıkarılmalı. Naif bir beklenti olduğunu bilsek de bunu ısrarla talep etmeliyiz. Katili tanıyor, ondan korkmuyoruz...
İki merkez bankası, iki karar...
Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) çarşamba günü aldığı faiz kararıyla 8.64 TL'ye sıçrayan dolar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın dünkü faiz kararından ise etkilenmedi. (Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün politika faizini yüzde 19'da sabit bıraktı.)
Neden böyle oldu? Amerikan Merkez Bankası'nın kararı doları neden ateşledi?
Karşımızda küresel bir dalga var, FED'in faiz kararı doların sadece TL değil diğer dünya paraları karşısında da değer kazanmasına yol açtı. Doların 6 güçlü para karşısındaki değerini izleyen Dolar Endeksi karar sonrasında 91.7'ye çıkarken (Uzun zamandır 90'lı seviyelerde geziniyordu), Euro da Amerikan para birimi karşısında değer yitirerek 1.1936'ya geriledi. Yani sadece TL değil başka paralar da dolar karşısında değer kaybetti. Neden? 3 sebebi var.

1) Tahvil alımının azaltılması ufukta belirdi
Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrasında düzenlediği basın toplantısında önümüzdeki dönemde tahvil alımının azaltılması konusunu kendi aralarında tartışacaklarını belirtti. FED, pandemide ekonomiyi desteklemek için bankalar ve diğer finans kuruluşlarından ayda 120 milyar dolarlık tahvil almaya başlamıştı. Bu, piyasaya her ay 120 milyar dolar vermek anlamına geliyor. Piyasadaki para miktarı arttıkça doların değeri düşüyor. (Arzı artan bir şeyin değeri düşer.) Powell işte bu alımların azaltılmasının gündemlerine girdiğini söyledi.
FED tahvil alımlarını neden azaltacak? Çünkü Amerika'da aşılama hız kazandı, pandemi hafifledi, ekonomi açıldı. New York'ta birkaç yer hariç maske takma zorunluluğu bile kaldırıldı. Ekonomiyi desteklemek için piyasaya her ay 120 milyar dolar pompalamaya gerek kalmadı...
2) Faiz artırımı ufukta belirdi
FED'den yapılan açıklamada, Açık Piyasa Komitesi üyelerinin (Faiz kararını alan komite) çoğunluğunun 2023 yılında politika faizinin iki kez artırılmasını öngördüğü belirtildi. FED, pandemide ekonomiyi desteklemek için politika faizini yüzde 0-0.25 bandına çekmişti. Para politikasının gevşetilmesi demek olan bu indirim, doların değerinde erozyona yol açmıştı. Fakat pandemi sona eriyor, olağanüstü önlemlere artık gerek yok. Ayrıca enflasyon da canlandı. Amerika'da tüketici enflasyonu yüzde 5'e çıktı. Enflasyon yükselirken faizi yüzde 0-0.25 bandında tutmak, "Enflasyon umurumda değil" demek olur ki, görevi fiyat istikrarını sağlamak olan hiçbir kurum bunu söyleyemez.
3) Amerikan Merkez Bankası enflasyon tahminini yükseltti
Enflasyon konusu önemli. FED 2021 yılı enflasyon öngörüsünü de 1 puan yükselterek yüzde 3.4'e çıkardı. Bu, yüzde 1-2 enflasyona alışkın bir ülke için çok yüksek bir oran. FED bununla "Enflasyondaki yükselişi ciddiye alıyorum" demiş oldu. (Daha önce "Yükseliş geçici" diyerek enflasyonu ciddiye almadığı mesajını veriyordu.)
Enflasyon eğer yükseliyorsa Merkez Bankası'nın para politikasını biraz sıkılaştırması, faizi biraz artırması, tahvil alımını biraz azaltması gerek. Bunun doların işine yarayacağını yukarıda görmüştük.
Fakat dikkat edilmesi gereken önemli bir detay var: FED, 2021 enflasyon beklentisini yüzde 2.4, 2023 beklentisini ise yüzde 2.2 olarak açıkladı. Yani enflasyondaki yükselişin uzun vadede kalıcı olmasını beklemiyor.
Peki bütün bunlar dolar/TL için ne anlama geliyor? Amerikan Merkez Bankası'nın vites değişikliği yaptığı, dolardaki yükselişin hız kazanacağı anlamına geliyor...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021