Barış Soydan
İktidarın seçim algoritmasının devreye girdiğini düşünmemizi gerektirecek çok alamet var. Merkez Bankası faiz indiriyor, kamu bankaları onu takip ediyor, küçük esnafa yönelik Kredi Garanti Fonu (KGF) garantili yeni bir kredi paketinin açılacağı söyleniyor... İktidarın ekonomide attığı adımların siyasette ne anlama geldiğini önümüzdeki dönemde bol bol tartışacağız; bugün bu gelişmelerin vatandaşın tüketici kimliği için ne anlama geldiğine bakalım. Pek çok soru var: Bu seviyeden kredi kullanılır mı, özel bankalar da indirim yapar mı, yapılandırma mümkün mü...? Bu soruları eski bankacı Erol Taşdelen’e sordum...
1) Kamu bankaları konut kredisinin faizinde ne kadar indirim yaptı?
Aylık faiz yaklaşık yüzde 1.38 civarındaydı. Bu, yılda yaklaşık yüzde 16.44’lük faize karşılık geliyordu. Son indirimle kamu bankaları faizi yüzde 1.29’a çekti. Bunun da karşılığı yüzde 15.48. (Vakıfbank, 1 milyon TL üzerindeki krediler için ise faizi yüzde 1.34 olarak uyguluyor.)
2) Faizdeki bu düşüş krediye ödenecek parayı ne kadar azaltacak?
500 bin liralık bir ev için 250 bin lira kredi kullanacağınızı varsayalım. Faizin yüzde 1.38’den yüzde 1.29’a indirilmesi, ödeyeceğiniz tutarı sadece 20 bin lira düşürüyor. Ev sahipleri ve inşaat şirketleri, “Faizler indi, talep arttı” diye fiyata 20-30 bin lira zam yaparsa, sıfıra sıfır, elde var sıfır olacak...
Hesap şöyle: Yüzde 1.29’dan 10 yıl vadeli kredi kullananlar toplamda 492 bin lira, yani 242 bin lira faiz ödeyecek. Son indirim öncesindeki faiz oranı olan yüzde 1.38’den kredi kullananlar ise 263 bin lira faiz ödüyordu. Kısacası son indirim, 250 bin liralık kredinin faizinde sadece 21 bin lira fark ettiriyor.
Peki 2020 yazında kısa bir süre için uygulanan yüzde 0.64’lük faizden kredi kullanan şanslı vatandaşlar 250 bin lira için ne kadar faiz ödemişti? Sadece 108 bin TL! Aradaki fark çok büyük. Ya da şöyle bakalım: 0.64’ten kredi kullananlar ayda 2.990 TL taksit ödüyordu, bugünkü orandan kredi kullananlar aylık 4.150 TL ödeyecek. Ciddi fark var…
3) Kamu bankalarının faiz indirimi konut fiyatlarında artışa yol açar mı?
2020’deki 0.64’lük faiz oranları önce satışları, sonra fiyatları patlatmıştı. Geçen hafta yapılan indirimin aynı etkiyi yaratması zor, çünkü yukarıdaki hesapta görüldüğü gibi yapılan indirim ödenecek taksitleri çok değiştirmiyor. Oysa 2020’deki 0.64’lük faiz ciddi anlamda değiştirmişti.
4) Konut faizi daha düşer mi?
Kamu bankaları konut kredisinin faizini, 2020’deki gibi yüzde 0.64’e ya da onun biraz üzerine çeker mi? Erol Taşdelen, Merkez Bankası’nın 2021 sonu enflasyon tahminini yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e; 2022 yıl sonu için ise yüzde 7,8'den yüzde 11,8'e yükselttiğine dikkat çekerek, bu koşullarda yüzde 7-8 ile verilecek kredilerin kamu bankalarını zarar ettireceğini vurguluyor. Bu nedenle de daha fazla indirim yapılmayacağını düşündüğünü belirtiyor.
Yine de seçim yaklaştıkça ve anketlerde AKP'nin oyları erimeye devam ettikçe iktidar “bütün silahlar”ı çekmeyi deneyebilir. Konut kredisinde dampingle piyasayı hormonlu şekilde canlandırmak o silahlardan biri.
5) Bugünkü seviyeden kredi kullanan vatandaşlar, yarın faizler daha da indirilirse yapılandırma ile yeni orana geçebilir mi?
Bankadan yapılandırma talep etmek mümkün ama bu talebin kabul edileceğinin garantisi yok. Bankaların kredi kapatma taleplerini yerine getirmesi yasal zorunluluk ama ödeme planının değiştirilmesi yani yapılandırma ile ilgili bir zorunluluk yok.
Ayrıca bankanın çıkaracağı yeni ödeme planı, ürkütülen kuşa değmeyebilir. Şuna bakmak gerekiyor: Bankanın isteyeceği komisyon (Bankaların yapılandırma için yüzde 2 kredi istemesi olağan) ile birlikte ödenecek tutar, yapılandırma yapılmasa ödenecek tutardan ciddi şekilde az mı?
Özetle yapılandırma için eski ödeme planı ile banka tarafından çıkarılan yeni ödeme planını karşılaştırmak ve dip toplamlara bakmak lazım. Erol Taşdelen’in sözleriyle, “Bankalar kendi lehlerine olmayan bir şeyi kolay kolay kabul etmez.”
6) Özel bankalar da indirime katılır mı?
Kendi hallerine bırakılırlarsa hayır. Enflasyon yüzde 20’ye dayanmışken ve Merkez Bankası’nın iyimser tahminlerinin aksine, birçok güvenilir ekonomist fiyat artışlarının yavaşlamayacağı, hatta artacağını öngörürken faizde indirim yapmak zarar etmek anlamına gelir. Özel bankaların çoğu yabancı sermayeli. Kâr etmek için Türkiye’deler. Zaten yasalar da bütün işletmelerin basiretli bir tüccar gibi davranmasını zorunlu kılar ki, onun da birinci koşulu zarar etmemektir.
Bununla birlikte pandemi döneminde bankaları daha fazla kredi vermeye zorlamak için “aktif rasyosu” diye bir rasyo icat eden iktidar, benzeri bir yönteme yine başvurabilir. Ya da 2019 ve 2020’de yapıldığı gibi banka yöneticilerine telefonlarla “ricalar” iletilebilir. Öyle olursa özel bankalar da indirime katılır.
7) Kamu bankalarının indirime rağmen konut kredisi vermekte isteksiz davrandığı söyleniyor, bunun sebebi ne?
Çünkü kamu bankalarında kaynak yok. “Faizi düşürdüm” demek yetmiyor, kamu bankalarına kaynak da sağlamak gerekiyor. Parasal kaynak yaratmadan kamu bankalarının iştahlı davranması zor, çünkü yüzde 15.48 yıllık faizle kredi vermek, enflasyonun yüzde 20’ye dayandığı bir ortamda zarar etmek anlamına geliyor. Kamu bankalarının görev zararını sineye çekmesi için iktidarın kaynak sağlaması, bankalara sermaye koyması lazım.
Erol Taşdelen’le yaptığım söyleşinin detayları video kaydında...

Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021