Barış Soydan
Günlerdir Merkez Bankası’nın politika faizini beklentilerin çok üzerinde, 200 baz puan indirip dolar/TL’de küçük çaplı bir kıyametin kapısını açmasının nedenlerini konuşuyoruz.
Merkez Bankası’nın faiz kararının arkasında Cumhurbaşkanlığı’nın bulunduğu konusunda sanırım herkes hemfikir. Bunda (Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizin düşürülmesini istemesinde) şaşıracak bir şey yok. Yüksek faizin bütün kötülüklerin anası olduğunu, yüksek enflasyonun arkasında faizin bulunduğunu daha önce defalarca söyledi.
Şaşırtıcı olan, ekonomiyi kaosa sürükleyeceği bile bile 200 baz puanlık yüksek oranlı indirim yapılması. Neden bile bile lades dendi?
Bu konuda farklı tezler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nu ziyaret edip bağımsızlık uyarısı yapmasına nazire olarak beklenin de üstünde indirim yapılmasını istediği söyleniyor mesela.
Bir başka tez, iktidarın ihracat odaklı büyüme politikasına geçtiği, TL’yi (ve ihracatçıları) daha rekabetçi yapmaya odaklandığı, o nedenle doları artık umursamadığı yönünde.
İktidara yakın Sabah gazetesinin yazarı Dilek Güngör önceki gün şöyle yazdı:
“Bu kararın (Faiz indirimini kastediyor -BS) akılsızlıkla yapılmış bir hata değil tercih olduğunu düşünüyorum. Belli ki, dünyanın sıra dışı günlerden geçtiği günlerde hükümet ihracatın ve üretimin artması, artan yatırım iştahının yüksek faizle gerçekleştirilememesi, iç piyasaya üretim yapan ve TL ile borçlanan kesimin desteklenmesi için bir makas değişikliği yapıyor.”
İhracatın ve üretimin artması için ekonomide makas değişikliği yapmak aslında çok yabancısı olduğumuz bir politika değil. Bu stratejiyi Türkiye’nin gündemine ilk getiren kişi, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tı.
Albayrak, cari dengenin “rekabetçi kur ile sağlanacağını” söylemiş, “Kur şu olacak demek doğru değil ancak rekabetçi bir kur olmalı" demişti. Doların değer kazanmaya başladığı günlerde de bundan rahatsızlık duymadığını, “Cari işlemler hesabındaki dengelenmeyle ithalat ve ihracattaki gelişmelere baktığımız zaman, döviz kuru seviyesi rekabetçi görünüyor” sözleriyle göstermişti.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın "Dolar yükselince endişelenmeli miyiz? sorusuna da, “Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz var mı? Dolarla bir işiniz var mı?” diye yanıt vermişti.
Albayrak görevden ayrıldıktan sonra rekabetçi kur söylemi tekrar gündeme gelmedi. Fakat Merkez Bankası'nın arka arkaya yaptığı faiz indirimleri ve Sabah yazarı Güngör’ün yazısı, bu politikanın geri döndüğünü düşündürüyor.
“Rekabetçi kur” geri döndüyse bu politikanın geliştiricisi ve ilk uygulayıcısı olan Berat Albayrak nerede peki?
Albayrak ortada yokken yaratıcısı olduğu “rekabetçi kur” stratejisinin yeniden uygulamaya konması, akla 12 Eylül döneminde MHP’liler için söylenen “Kendileri zindanda, fikirleri iktidarda” sözünü getiriyor. (Bu sözü ilk söyleyen MHP genel başkan yardımcısı Agah Oktay Güner’di; yargılandığı mahkeme salonunda “Fikirlerimiz iktidarda ama kendimiz zindandayız” demişti.)
Her benzetme gibi bu benzetmenin de sınırları var elbette. Albayrak tabii ki zindanda değil, hepi topu saha dışında. Hatta saha dışında olup olmadığı bile tartışılır.
Ankara’da Albayrak’ın ekonomi yönetiminde yeniden etkinlik kazandığını söyleyenler var. Örneğin Merkez Bankası’nda faiz indirimlerine karşı çıktığı için görevden alınan Başkan Yardımcısı Uğur Namık Küçük’ün yerine atanan Taha Çakmak’ın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nda başkan yardımcısıyken, Albayrak’a yakın bir bürokrat olarak tanındığına dikkat çekiliyor.
Öte yandan, Albayrak döneminde döviz piyasasındaki çalkantıyı kontrol altına almak için uygulanan sermaye kontrolü önlemlerinin yeniden gündeme geleceği, ekonomi bürokrasinin buna yönelik hazırlık yaptığını öne sürenler de var.
Bir kaynağım, önümüzdeki dönemde Körfez ülkelerinden bulunacak yeni parayla kurdaki oynaklığın yatıştırılmasının hedeflendiğini, böylece ekonominin seçime hazır hale getirileceğini kaydediyor. Yakında ekonomi bürokrasisinden bazı isimlerin Körfez ülkelerine kısa seyahatler yapabileceğini ekleyerek.
En başa, “rekabetçi kur” politikasının ihracatı ve “milli sanayi”yi destekleyeceği, geliştireceği tezine dönelim. Bu tez doğru mu?
İhracatçı bir okurum geçenlerde gönderdiği mesajda, TL değer kaybedince ihracatçıların rekabet avantajı kazandığı düşüncesinin çok yanlış olduğunu belirterek, döviz artınca faaliyet gösterdiği asansör üretimindeki girdilerin rekor zamlar gördüğünü anlattı:
“22.06.21 tarihinde Euro 10,45 TL
22.10.21 tarihinde 11,2 TL
Artış oranı: Yüzde 7.
Çelik ray üreticisinin 22.06.21 tarihindeki 50x50x5 dediği ray fiyatı: 59,75 TL.
Çelik ray üreticisinin 23.10.21 tarihindeki 50x50x5 dediği ray fiyatı: 69,3 TL.
Artış oranı: Yüzde 16.
Motor üreticisinin 24.05.21 tarihindeki 630 kg bir motor fiyatı: 13.875 TL.
Motor üreticisinin 22.10.21 tarihindeki 630 kg bir motor fiyatı: 16.163 TL.
Artış oranı: Yüzde 16.”
Yukarıdaki verilerden görüleceği gibi TL değer kaybederken ihracatçı eğer bir birim rekabet avantajı elde ediyorsa, girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle iki birim de dezavantajlı duruma düşüyor.
İthal girdi kullanan sektörlerin hemen hepsinde (Mobilya gibi birkaç istisnai sektör hariç) ihracatçılar bu durumda.
İktidar “Rekabetçi kur” politikasıyla Dimyat'a pirinçe giderken evdeki bulgurdan olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021